Mehmet BARANSU
Son kaset skandalıyla birlikte MHP’de deyim yerindeyse tam bir tsunami yaşandı. Devlet Bahçeli’nin A takımı istifa etmek zorunda kaldı. Bahçeli daha önce olduğu gibi yine kasetlerin arkasında “okyanus ötesi ve hükümetin olduğunu” iddia etti. Bugün Bahçeli’nin bu iddialarının gerçekliğini ve MHP’de yaşanan kırılmaları irdeleyeceğim.
Milliyetçi Hareket Partisi Alparslan Türkeş önderliğinde Türk-İslam sentezi üzerine kurulmuş, milliyetçi-muhafazakâr değerler üzerinden siyaset yapan bir partiydi. Türkeş’in ölümü, partide ilk kırılmanın yaşanmasına neden oldu. (BBP’yi saymazsak.) Türkeş sonrası ilk kongrede “illegalite ilan edilip” sandalyeler havada uçuştu, kongre yarıda kesildi. Ardından Genel Başkanlık koltuğuna Devlet Bahçeli oturdu. Sular durulur gibi oldu.
Öcalan’ın yakalanması rüzgarıyla 1999 seçime giden Türkiye’de MHP, tahminlerinin ötesinde oy olarak iktidara ortak oldu. İç çatışmalar bir süreliğine de olsa rafa kaldırıldı. Ancak iktidar da MHP’ye yaramadı. MHP’li bazı bakanlar hakkındaki yolsuzluk iddiaları, başarısız geçen iktidar dönemi, MHP’ye pahalıya mal oldu. 3 Kasım 2002 seçimlerinde MHP ve hükümetin diğer ortakları sandıkta hezimete uğrayıp, meclise giremediler. Bahçeli, hezimetinin ardından kameralar karşısına geçip istifa ettiğini açıkladı.
Uzun bir süre ortalıkta görünmeyen, sessiz kalmayı yeğleyen Bahçeli’nin bu kararından vazgeçtiğini açıklaması ise parti içi tansiyonu bir kez daha yükseltti. Maneviyatçı-mukaddesatçı çizgi, Bahçeli ve ekibiyle parti içi mücadeleye başladı.
MHP’deki ikinci büyük kırılma bu mücadelenin ardından yaşandı. Bahçeli’nin uzun süren sessizliğinin nedeni anlaşıldı. Kendisine rakip olabilecek isimleri ve yakınlarını seçim hezimetinin sorumlusu ilan edip, partiden uzaklaştırdı. Yerlerine ise bugün kasetleri ortalığa saçılan isimlerden bazıları getirildi.
Partideki mücadele 2007 seçimleri öncesine kadar devam etti. Listelerin hazırlanmasıyla, Bahçeli ve çizgisi, partide kalan son maneviyatçımukaddesatçı isimleri ve kendilerine rakip olabilecek ülkücüleri tasfiye etti.
Tasfiye seçime yansıdı. MHP, Doğu ve İç Anadolu’daki kalelerini AKP’ye kaptırdı. Aynı dönemde PKK’nın yaptığı “şike baskınları” sonucu onlarca askerin şehit olmasıyla MHP, şaşırtıcı şekilde sahillerdeki oyunu artırdı. Sahillerden gelen bu şaşırtıcı sonuç MHP’yi hızla ulusalcı çizgiye itti. 12 Eylül referandumu ise tam bir turnusol kağıdı vazifesi gördü. Ülkücü camia referandumla katillerini ve işkencecilerini yargılamayı beklerken, MHP, katillerinin ve işkencecilerinin yanında yer almayı tercih etti. Bu tutum tasfiye edilen ülkücülerin tepkisini çekti. Bahçeli ve ekibi hedef tahtasına oturtuldu. Kendilerine gerekli cevabın, 12 Eylül günü verileceği açıklandı.
O cevap 12 Eylül günü verildi. MHP’nin kalelerinden ezici çoğunlukla “evet” çıktı. Bahçeli ve ekibi eski dava arkadaşlarına ağza alınmayacak sözler sarf etmeye başladı. Bu hakaretler bardağı taşıran son damla oldu. MHP’de sesiz ama derinden bir “iç savaş” başladı.
Kasetleri yayımlayan site, Bahçeli’yi A takımının çarpık ilişkileri konusunda aylar öncesinden uyardıklarını açıkladılar. Anlaşılan, 12 Haziran seçim listelerinin hazırlanması öncesi Bahçeli, kasetler konusunda uyarılmış. Bahçeli’den istenen bu isimlerin listelerde yer almaması. Bahçeli sitenin “aylar önce bilgilendirdik” iddiasını bu güne kadar yalanlamadı. Tüm ub bilgilerin ardından uyarıların dikkate alınmamasıyla kasetlerin “son çare” olarak servis edildiği ortaya çıkıyor. Bahçeli’nin “kasetlerin arkasında okyanus ötesi ve AKP var” iddiaları yerine, kendisine uyarıyı yapanların kim olduğunu açıklaması gerekiyor. Gerçeğe ancak bu isimler üzerinden gidebiliriz.
Bahçeli’nin bu isimler konusunda neden sessiz kaldığıyla ilgili görüştüğüm eski MHP’lilerin ortak fikri, Bahçeli’nin karşı tarafın elinde ne kadar bilgi olduğunu tahmin edememesi. Kaset sürecinde yaptığı açıklamalarla zor durumda kalan Bahçeli, tekrar aynı sahneyi yaşamamak için “beni kimse uyarmadı” diyemiyor.
2002 seçimleri sonrası partiden tasfiye olan bir isim ise Bahçeli’nin “İstifa etmeyeceğim, istifaları kabul etmeyeceğim” restine rağmen, önceki gün ardı ardına yaşanan istifaları, korkulan başka bir kaset ihtimaline bağlıyor. İddiasına göre bu ihtimal, genel merkezi kara kara düşündürüyor. Görüştüğüm kişi sitenin elinde kasetinin olduğundan korkulan ismi benimle paylaştı. Tabii kasetin içeriğinden de bahsetti. Korkulan kasetle ilgili anlattıkları burada yazamayacağım kadar iğrenç.
Son olarak şunu da söyleyeyim. Kasetlerin ardından MHP oylarının AKP’ye kayacağı iddiasının da doğru olmadığını düşünüyorum. Gerekçem çok basit; 2002 yılından itibaren, AK Partiye oy verecek muhafazakar-maneviyatçı ülkücüler, MHP’den koptular. Son büyük kopuş ise 12 Eylül referandumuyla gerçekleşti. Ulusalcı çizgiye kayan MHP’de, AKP’ye oy verecek taban kalmadığı gibi, kasetlerden dolayı karar değiştiren seçmenin adresi AKP değil büyük oranda CHP olacaktır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Eline Hrant’ın kanı bulaşanlar…
29.01.2016 - Kar taneleri
5.02.2016 - Dengir Bey öyle kaçmak yok!
28.12.2015 - Şems-i itiraf!
15.12.2015 - İkametgâh Silivri- Suç darbe
9.02.2015 - Cesaretin bedeli
30.11.2015 - ‘Kelepçeyle gireceksin!..’ Sayın Arınç duymasın!
23.11.2015 - Avukatımız olur musunuz Sayın Arınç!
16.11.2015 - Hürriyet’i kim ‘kumpasa’ getirdi
9.01.2015 - Yüzünde tebessüm eksik olmayan ‘çınar’
26.10.2015
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































mustafa ışık
İNSAN BEYNİ GELİŞTİKCE GERİCİLİK BİRGÜN YENİLECEKTİR, SİZLER YAZARAK BİZİM BEYNİMİZİ YÜREĞİMİZİ DEĞİŞTİRİYORSUNUZ KALEMİNİZE SAĞLIK.,YANINIZDAYIZ YAZMAYA DEVAM.,