Mehmet TIRAŞ
Türkiye’de iş cinayetleri hız kesmiyor insanlara yaşarken değer de verilmiyor ama devlet ve toplum olarak hakkımızı da teslim edelim yabancıları kıskandıracak kadar, özendiren görkemli cenaze törenleri düzenliyoruz.
Bu ülkeyi tanımayan bir yabancı burada bir cenaze törenine katılsa yaşadığı ülkeyi terkeder ve burada ölüye bu kadar değer veriliyorsa yaşayanı ihya ediyorlardır der.
Bilmez ki bu coğrafyada insan kanı sudan ucuzdur.
Sakarya’nın Hendek ilçesinde 4 Temmuz 2020 Tarihinde havai Fişek fabrikasında patlama sonucu 7 işçinin ölmesinin ardından; depoda olan havai fişekleri askeri tesislerde imha etmek için nakil sırasında yolda kamyonda patlama sonucu 3 askerin daha ölmesi 8’i jandarma olmak üzere 126 kişinin yaralanması ile hiç bir şey değişmedi ve gelenek bozulmadan yine bilinen sıralanmış Albayraklara sarılı tabutların önünde en az iki imamla cenaze namazları kıldırıldı ve ahirete yönelik ölenler için cennetlik dualar edilerek toprağa verildiler.
Türk bayrağına sarılan herkesi siyasiler şehit ilan ederler ama şehitlik haklarından da yararlandırmazlar.
Sakarya Hendek’te olan iş cinayet aynı iş adamının dördüncü vukuatıymış ama hiç bir ceza almadığı için fabrikasının ismini değiştirerek hiç bir şey olmamış gibi iş güvenliği önlemi almadan üretime devam etmiş.. Hatta vatanı milleti düşünerek pandemi sürecinde üretime ara vermeden devam ettik diye de medyaya yansıyan açıklamalarını okuduk. Fabrikanın sahibi ve genel müdürü Yaşar Coşkun aynı zamanda Müstakil Sanayiciler İş Adamı Derneği(MÜSİAD) Sakarya Şube Başkanıymış, kim denetler bunu. Şimdilik tutuklu ama öfke yatıştıktan sonra unutulamaya yüz tutunca sessiz sedasız tahliye edilir. İnşallah yanılırız.
İş cinayetinde hayatını kaybeden işçilerin ve askerlerin cenazeleri kaldırılırken hep şöyle düşünürüm; ‘yaşarken insana değer vermeyen ama öldükten sonra bu kadar ölüye değer veren başka bir toplum var mıdır’ diye çok merak etmişimdir.
Bu ülkede iş cinayetleri ve ölümler beş veya beşten fazla ise o gün ülkenin gündemini cenazeler belirler yazılı medya duygu sömürüsü yaparak yüreğimiz yandı gibi ortak manşet çekerken, görsel medyanın tüm kanallar yayın akışını keser canlı yayına geçer duygusal ve dramatik görüntüler yayınlayarak ölenin küçük çocuğuna babasının tabutuna el sürdürür, tabutunu öptürür ve aradan bir kaç gün geçtikten sonra da hiç kimse bir şey hatırlamaz ve olay kapanır gider. Bizim medyamız iş cinayetlerinde ölü sayısı bir veya iki ise gazetelerde kibrit kutusu kadar iç sayfada haber yaparlar, TV kanalları da ara haberlerinde bir işçi öldü iki işçi de yaralı diye trafik kazası gibi geçiştirirler.
Kimse bu ülkede günde kaç işçi ölüyor, kaç işçi iş göremez duruma düşerek sakat kalıyor diyerek fikri takip yapmaz.. kronolojisini yapmadığı gibi iş cinayetlerinin almanağını tutan da bir kaç muhalif medya da yazan bir kaç gazeteci yazardan başka gündeme kimse taşımaz. İktidar yanlısı medya da hiç iş cinayetlerinin manşete çekildiği köşe yazısı konusu olduğu ve televizyon programlarında tartışma konusu yapıldığını okuyup gördünüz mü?
13 Mayıs 2014 yılında Soma maden ocağında 301 işçi maden altında kalarak can verdi ve cesetleri günler sonra toprak altından çıkartılarak yakınlarına teslim edilirken; dönemin Başbakanı bugünün partili Cumhurbaşkanı Erdoğan bu işin fıtratında var dedi hatırlayan var mı?. Ölenler öldü acısı da yakınlarına, dul kalan eşlere ve yetim kalan çocuklara kaldı. Soma maden katliamı kaç yılında olmuştu kaç işçi maden altında can vermişti hatırlayan kaç kişi çıkar?
Mecidiyeköy’de Torunlar inşaatında 6 Eylül 2014 Tarihinde asansörün 33’cü kattan zemine çakılması sonucu 10 işçi öldü, bu iş cinayetini hatırlayan var mı? Torunlar inşaatın sahibi kim mi? Kısaca tanıyalım bu kişi Başkent Gazın da sahibi, şu Kızılay derneği üzerinden Ensar vakfına 8 milyon dolar yardım aktararak vergi muafiyetinden yararlanan Akp’e iktidarı döneminde zenginleşen iş adamlarından biri.
Biz iş cinayetlerinin çetelesini tutmaya ve hatırlatamaya devam edelim tarihe not düşmek için.
Akp’nin 17 yıllık iktidarında 22 bin 600 işçi cinayet ekonomisi sonucu hayattan koparıldı.
Buna 2020 yılında olacak iş cinayetler dahil değil, bu yılın ilk 6 ayında 925 işçi daha cinayet ekonomisinin kurbanı oldu.
Türkiye’de her gün 5 işçi iş kazasından ölürken 7 işçi de sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor.
AB istatistik ofisinin verilerine göre Avrupa’da iş kazalarında İşçi ölümlerinde birinciyiz dünyada da ikinci sıradayız.
Avrupa ve ABD’de maden ocaklarında elli yıldır ölümlü maden kazaları olmuyor.
Bu iş cinayetlerinin önünü almak için hayatı durdurması gereken işçi sınıfının örgütleri olan Türk-İş ve Hak-iş’in genel kurullarında, Erdoğan sendikacılar ve delegeler tarafından ayakta alkışlanarak karşılanması ve uğurlanması manidar değil mi?
İş cinayetlerinin en çok olduğu iş yerlerinin başında maden ocakları ve inşaat sektörü geliyor ve bu iş yerlerinin bir çoğu aynı zamanda kayıt dışı ve sendika yok.
Türk ekonomisinin yüzde 40’ı merdiven altı üretim yaparken 9.5 milyon insan da kayıt dışı çalışıyor
Dünyada gelir dağılımı bozuk 5 ülkeden biriyiz ve üçüncülük bize ait.
Ülkenin milli gelirinin yüzde 54’nü toplumun en varlıklı kesimi alıyor.
20 milyon insan açlık sınırında yaşarken 50 milyon insan da yoksullukla boğuşuyor.
Çalışabilir nüfusun yüzde 20’nin işsiz olduğunu araştırmalar ortaya koyuyor.
Son iki yılda 3 milyon 600 bin çalışan işini kaybetti.
İşsizlik arttıkça çalışma şartları da ağırlaşıyor bu da iş cinayetlerinin artmasına neden oluyor.
Ayasofya’nın müzeden camiye dönüşmesi kararını TBMM başkan vekili Cela Adan’ın kararı okumasını yarıda kesen Akp’li ve MHP’li vekillerin ayağa kalkıp Tekbir getirerek Allahuekber diyerek mecliste sevinç naralar atanlar.. Sakarya’da ki havai fişek fabrikasında patlama sonucu ölen iş cinayetinin araştırılması için TBMM’ye öneri veren muhalefetin önergesini reddeden bu Müslüman vekiller, iş cinayetlerini kınama ve protesto etme zahmetinde bile bulunmadılar.
Örgütlü bir hukuk toplumu olmadığımız sürece yarın bugünden daha kötü olacak.
Boş verin iş cinayetlerini bu işin fıtratında var safları sık ve düzgün tutalım ölüm Allah’ın emri.
Ayasofya camiye dönüştü ezan okunuyor cumayı kaçırmayalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025