Murat BELGE

Murat BELGE
Murat BELGE
Tüm Yazıları
Barış isteyen de var, istemeyen de
5.05.2025
196
“Telef” olmaktan dem vuran bir dil AKP’nin şimdiki politikasına uygun olan dil. “Şimdiki politika”nın doğru politika olup olmadığını düşünmeye yönelmek AKP’den beklenebilir mi?

Mayıs ayıyla birlikte “karşıt” diyebileceğimiz karakter taşıyan, ama buna rağmen aynı köklerden kaynaklanan iki olay birlikte gündemde yer aldı: Sırrı Süreyya Önder’in ölümüyle onun cenaze töreninde Özgür Özel’in uğradığı çirkin saldırı. Tören etkileyiciydi. Kürt sorununun barışçı bir süreçle çözülmesini isteyen insanların nasıl bir çoğunluk oluşturduğunu gösteriyordu, bu kesimin bu isteğinin ne kadar yoğun olduğunu da gösteriyordu. Dolayısıyla asıl önemli haber oydu. Ama saldırının da olumsuz çağrışımlarıyla önemsiz olduğunu düşünemeyiz, söyleyemeyeceğiz. Saldırıyı yapan adamın gösterdiği hastalıklı psikolojik yapı eyleminin ciddiyetini eksiltmiyor.

Sırrı, yeri doldurulamayacak bir kişiydi. “Vakitsiz” diyebileceğimiz ölümü renk ve ruh kattığı sürecin başarıya ulaşmasını umarım zedelemez, umarım durdurmaz; ama giderilmesi müşkül bir eksiklik olacağı kesin. Kesin olan bir şey daha var şüphesiz: Sırrı, sağlığında yaptığı gibi, ölümüyle de, bu toplumun karşıt uçlarını kişiliklerini kaybetmeden birbiriyle ilişkilendiren, dayatmacı monologları diyaloga çağıran bir insandı. Onun kişiliğiyle bizlere ilettiği çağrı, o çağrıyı almaya hazır kitleleri daha fazla perçinleyecektir.

Ancak, “o çağrıyı almaya hazır” olmayan çok sayıda yurttaşımız olduğunu görmezden gelemeyiz. 

Özgür Özel’e saldıran adamın akli yetilerinin yerinde olmadığı tartışma götürmez herhalde. “Yerinde olmama” sabıkalarından anlaşıldığına göre şiddete açık bir kılığa girmeye teşne. Böyle insanlar kolay etkilenebilir. Bu olayda onu yönlendiren birileri olup olmadığını henüz bilmiyoruz, ama varsa, bu bilginin özellikle gizli tutulacağını tahmin etmek güç değil. Onu doğrudan doğruya ikna eden, teşvik eden birileri olmasa da, genel ideolojik ortamı bu tür davranışlarda bulunmaya yatkın hale getiren bir atmosfer yaratılmasına katkıda bulunanlar var. Başta Cumhurbaşkanı, iktidar kesiminin muhalefet hakkında söyledikleri, siyasi tartışma için kullanmayı uygun buldukları dil, yeterince provokatif. Bu dili kullanırken “Gidin, bu muhalefetin önderlerine saldırın” demek istemiyorlar herhalde. Ama bir toplumda türlü türlü insan var. İktidarın muhalefet üstüne söylediklerini dinleyen, bundan feyz almak gerektiğini düşünen biri bunlardan kendine nasıl pay çıkarır?

Örneğin Cumhurbaşkanı daha nice CHP’linin “telef” olacağını söyledi. Saldırıya geçen adamın Türkçe bilgisi eksik olsa da bir sözlüğe erişmek imkansız olmasa gerek. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğü “telef etme”nin anlamını öncelikle “öldürmek, yok etmek” olarak veriyor. Dünyaya bugünkü iktidarın gözünden bakmayı seçmiş bir Türkiye yurttaşı bu tanımdan haberdarsa bu söylenenleri nasıl anlamlandırmalı? Saldırgan, saldırısını yumrukla yapıyor. Yani “telef olacak” sözünün anlamını yumuşatmış.

Özgür Özel enerjik bir muhalefet üslubunu sürdürüyor. Ama “enerjik” demek böyle ölüm çağrışımı yapan bir dil kullanmak demek değil. Bu olayda da kendi başına geleni bir kan davasına çevirmemeye özen gösteriyor; dolayısıyla “telef” edebiyatını kurcalamak yerine Cumhurbaşkanı’nın “geçmiş olsun” mesajını kale alacağını söyledi. Doğru da yaptı. 

“Doğru yaptı”, çünkü CHP olsun, muhalefetin çoğunluğu olsun, Bu toplumun birbirinden nefret eden iki kesimden oluşmuş bir toplum olma durumuna son verme politikası yürütmeye öncelik veriyorlar. Ancak iktidar bu havada değil. Özellikle de, İmamoğlu atağını yapan, diplomasını iptal etmek gibi absürt “çare”lerden medet uman bir iktidarın bir yandan toplumsal kardeşlikten söz etmesi mümkün mü? “Mümkün” olsa da inandırıcı olur mu?

Sanmıyorum. Dolayısıyla “telef” olmaktan dem vuran bir dil AKP’nin şimdiki politikasına uygun olan dil. “Şimdiki politika”nın doğru politika olup olmadığını düşünmeye yönelmek AKP’den beklenebilir mi? Bunu da sanmıyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar