Murat BELGE
Paris’te dolanırken insanın yolu kendiliğinden Café Luxembourg’a düşer. Geçen gün ben de girip oturdum, bir şeyler okuyorum, bir şeyler yazıyorum. Sağımda bir adamla bir kadın oturuyorlar. Kulağıma Almanca çalındı. Soluma Amerikalı bir çift geldi. Almanlar gitti, iki çocuklu bir çift geldi onların yerine. Çocuklardan biri küçük, pusette, ağlıyor. Babası İngilizce özür diledi benden, “rahatsız ediyoruz” diye. Onlarla arama gene İngilizce konuşan bir çift geldi. Derken bu iki çift arasında sohbet başladı. Çocuklar Moskova’dan gelmişler; ötekiler Avustralyalı’ymış.
Dün akşam Pied de Cochon’daydım. Biraz erkence gittiğim için başlangıçta ortalık tenhaydı, ama hızla doldu. Yanımda bir yaşlı karı koca, Baltık ülkelerinden. Karşımdaki masada Polonyalılar oturuyor. Telefonlaştılar, Paris’te oturan tanıdıkları da geldi. Solumda genç, Çinli bir çift, Çinli’ye de uygun biçimde, lokantanın ün yaptığı domuz paçasından yiyor. Sağda, ileride, üç Uzak Asyalı daha nereli olduklarını çıkaramadım.
Garsonlar Fransız. Onlar da her zaman Fransız olmuyor tabii, ama bu anlattığım iki yerde Fransız’dı, Yani garsonlar olmasa, Fransa’nın başkentinde olduğumu unutabilirim.
Sonuçta, bu dediğim yalnız Paris’e özgü bir durum değil. Batı dünyasında, başkent olması da gerekmez, hangi büyük kente gitseniz bu durumla karşılaşıyorsunuz. Tabii bu yazıda saydıklarım turistler. Yani, gelip de para bırakanlar, onun için de gelmesi istenen, beklenenler var. Onları sorun eden pek fazla değil; gelmesi istenmeyenler gibi değil. “İstenmeyenler” herhalde çok daha kalabalık. Onlara Pied de Cochon’da rastlamıyorsunuz, ama her yerde varlar.
Ben kafada biri için bunlar çok güzel gelişmeler. Dünya yavaş yavaş bir “ulus-devletler dünyası” olmaktan çıkıyor. Öte yandan, herkes de “ben kafada” değil tabii. Onlar bu aynı süreci çok kötü bir şey, neredeyse “dünyanın sonu” denecek bir şey olarak görüyor ve tedirgin oluyorlar. İşte bu memlekette baba-kız Le Pen’ler! “Sıfır yabancı” diyormuş kızı! Ne yapacak, nasıl yapacak? Yapılabilir bir şey mi, yapılması istenir bir şey olup olmadığından başka? Muhtemelen değil, ama söylüyor, söylediği için de onca insan gidip ona oy veriyor.
Hayatın, kentlerin uluslararasılaşması hızlanarak sürüyor; bugünün dünyasında bunu besleyen dinamikler var. Ama bu sürdükçe buna tepki olarak gelişen ırkçılık biçimi de büyüyor. Bu ırkçılık büyüyüp kendi kanalları içinde saldırganlaşınca, o da öteki cephenin belirli kesimlerinde saldırganlaşan tepkilere yol açıyor. Örneğin Müslüman dünyayı düşünelim. Bu dünya bir zaman Üçüncü Dünya diye andığımız cephenin içinde, zenginiyle (Suudiler, Emirlikler), yoksuluyla (Afganistan, Yemen vb.) oldukça “heterojen” olduğu söylenebilir siyasî rejimleriyle de. Ama sonuçta İslâmiyet güçlü bir bağ ve kendi dışında bir yapının düşmanlığıyla karşılaştığında içsel farklılıkları geriye itip ortak bir tepki cephesi oluşturabiliyor. Burada bir Humeyni ya da bir Usama ya da bir Taliban hareketi ya da bir Hizbullah genel İslâm dünyasının simgesi hâline gelebiliyor. Dolayısıyla, yüzyılların gerisinde kalması gereken “Haçlı” ya da “Cihad” duyarlılıkları bu çağda yeniden geniş kitlelere yön verebiliyor.
Her iki uçta da, sağ siyasî eğilimler öne çıkıyor, belirleyici oluyor. Düşmanlık ruhu egemen oldukça, bunun bu şekilde yürümesi de kaçınılmaz. Herkes, karşı tarafın saldırganlığını kendi saldırganlığının gerekçesi olarak gösterme temel mantığını benimsemiş, bir “önce o yaptı” tartışmasıdır gidiyor.
Ve bunun sonu yok. Dünyada sol yeniden toparlanıp insanlar sesini duyuracak konuma gelmeden bu koşulları ve yol açtıkları dinamikleri değiştirecek bir güç ortada görünmüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025