Mustafa ARMAGAN
Tuhaf ama tarih bazen bize saçma gibi gelen olaylarla şekillenir. Aslında o sırada arkasındaki “büyük plan” okunamadığı içindir saçma görünmesi.
1920 Ekim’inde Yunan kralını ısıran maymunun hikâyesi bunun en çarpıcı misalidir. İstiklal Savaşı’nın henüz başlarında Yunan işgali İzmir’den Batı Anadolu’nun içlerine doğru bütün hızıyla genişlerken Atina’daki Tatoi Sarayı’nın bahçesinde meydana gelen esrarlı bir ‘ısırma’ olayı Milli Mücadele’nin lehimize dönmesini sağlayacak ve askerinden alimine, şairinden siyasetçisine kadar moralimizi düzeltecektir.
İşte 1917 yılında babası Konstantin’in yerine tahta çıkarılmış ve Anadolu’nun işgali ile Yunanistan’la birleştirilmesi fikrini (megalo idea) en büyük dava edinmiş olan Yunan Kralı I. Aleksander’in bir maymun tarafından ısırılması olayı ve hiç beklenmedik sonuçları…
Milli Mücadele’nin İzmir’in işgaliyle başladığını kabul edersek, ikinci adımının 10 Ağustos 1920’de Sevr’in imzalanmasıyla atıldığını söyleyebiliriz. Gerçi İstanbul’da Sevr’den memnun olabilecek bir Allah’ın kulu yoktur, imzalayanlardan Rıza Tevfik bile onu Anadolu’ya vakit kazandırmak için imzaladıklarını söyler, Sultan Vahdettin ise “Mecelle-i mesâib” adını verir, yani “Musibetler belgesi”…
Onaylanmaz, ayrı; ama imzalanmasının Anadolu’daki yankısı biraz abartılı olur ve Mehmed Akif ve Yahya Kemal dahil şair ve yazarlar, vaaz ve yazılarında Sevr’in, bu topraklarda din ve varlığımızın kökünü kazımaya ahdettiğini haykırırlar. Meclis de bu görüşü yayar etrafa.
Oysa Sevr’i parlamentosuna getiren tek devlet, Yunanistan’dır. Ne İngiltere, ne Fransa, ne diğerleri böyle bir teşebbüste bulunmuşlardır. Çünkü bir ‘aptallık anıtı’ olan antlaşmanın uygulanamayacağını, imzalatanların kendileri de biliyorlardı.
Her şey Başbakan Venizelos’un 7 Eylül 1920 günü Sevr Antlaşması’nı parlamentoya getirmesiyle başladı. Hemen meclisi feshederek 7 Kasım’da kendi hükümetinin gözetiminde yeni bir seçim yapılacağını bildirdi. Sıkıyönetim ve sansür kaldırılmıştı. Kampanya hararetli başladı ve umulmadık bir şekilde 27 yaşındaki Kral Aleksander etrafında bir tartışmaya dönüştü.
Kral, Venizelos’un adamıydı ama soylu bir aileden gelmeyen ‘Kralcı’ bir Yunan kızıyla evlenmek istiyor, Venizelos buna karşı çıkıyordu. Böylece Kral ile Cumhuriyetçi Venizelos’un araları açılıyordu. Venizelos, Kral’ın kralcı, yani monarşist bir aileden gelen bir kızla evlenirse bunun aleyhine olacağını düşünüyordu. Üstelik Kral dediğin halktan biriyle evlenemezdi; Yunan bile olsa.
Ancak Kral dediğim dedik biriydi. Evlenecekti. Venizelos yalvardı acele etmemesi için. İşe yaramadı. Sessiz sedasız evleniverdi. Tam bu haber Atina’da duyuluyorken hiç beklenmedik bir olay iç politikadaki bütün kavgaların seyrini değiştirdi.
Maymun ısırığı
Güneşli bir 30 Eylül sabahıydı. Kral Aleksander, Fritz adlı kurt köpeğiyle Tatoi Sarayı’nın bahçesinde mutad yürüyüşlerinden birine çıkmıştı. Köpeğin birden bir çalılığın içine atladığı görüldü. Havlama, hırlama ve dalaşma sesleri birbirini kovalıyordu. Kral koştu; gördüğü manzara karşısında şaşkındı. Köpeği, evcil bir maymunu ağzına almış, şiddetle sarsıyordu. Maymunu köpeğin ağzından almaya çalıştığı sırada Kral darbeyi bir başka maymundan yiyecekti.
Dişisinin saldırıya uğradığını görerek harekete geçen erkek maymun ona bir kötülük yaptığını zannederek Kral’a saldırdı. Onu baldırından ve vücudunun çeşitli yerlerinden kötü bir şekilde ısırdı. Adamları yetiştiğinde Kral kan revan içindeydi. Maymunlar öldürüldü ama iş işten geçmişti.
Yaralar alelusul temizlenip sarıldı. Kral, hadisenin sarayın dışında duyulmasını istememiş, yaralarını ciddiye almamıştı. Ancak gece ateşlenme başladı ve giderek arttı. Üç hafta süren hayatta kalma mücadelesinden sonra Kral, bir mikrobun kanda, vücut sıvılarında veya dokularda çoğalması neticesinde ölümle sonuçlanabilen bir hastalık olan sepsis’ten öldü.
Kralın ölümü üzerine Meclis toplanıp seçimleri bir hafta erteledi. 3 yıl önce İngiliz, Fransız ve Rusların dayatmasıyla Alman taraftarı diye tahttan indirilen babası Konstantin yeniden tahta çıkarıldı. O da gerçek Krallık yetkilerini kullanma şartıyla kabul etti bu teklifi. Ne var ki, dönüşte tam bir tasfiye bekliyordu Yunan Genelkurmayı’nı.
Seçimleri kaybeden Venizelos, Başbakanlığı bıraktı ve yurdu terk etti. Yenilgisinin sebebini “Yunan halkının savaşlardan bıkkın” oluşuna bağladı. İngiltere, Cumhuriyet’ten Krallık’a dönmüş olan Yunanistan’ın kendi politikalarını yürüteceğine inancını kaybetmişti. Nitekim Savunma Bakanlığı’nı Ruslara yaklaşmakta olan Türkiye’yi kaybetme korkusu ağır basmıştı. Winston Churchill “İngiltere’nin Mustafa Kemal’le iyi bir barış yapılabileceğini” yazıyordu. (Michael Llewellyn Smith, Yunan Düşü, Ayraç: 2002.)
Tarihler 23 Kasım 1920’ydi. Yani Lozan’a gidilmesine daha 2 yıl vardı. İngilizlerle anlaşma yolu açılmıştı. Ardından başta İngiltere olmak üzere İtilaf devletleri Türk-Yunan savaşında tarafsız olduklarını, Yunanistan’ı tutmadıklarını bildireceklerdi.
Ey uğurlu maymun!
Yunan ordusundan işgali ‘başarmış’ ve Bursa’ya kadar genişletmiş olan Venizelosçu generaller hızla tasfiye edildi, yerlerine savaş tecrübesi eksik komutanlar atandı. Hemen o günlerde Karabekir Paşa’nın Doğu’daki zaferiyle başlayan başarılar Başkomutanlık Savaşı’yla hedefe ulaştı. Ancak yendiğimiz Yunan ordusunun içinden bölündüğünü ve dış yardımın büyük ölçüde kesildiği bir ordu olduğunu da unutmamak gerekir.
Maymun ısırığı adeta düğmeye basmış ve Yunanistan’ın talih rüzgârı tersine dönmüştür. İşte Bediüzzaman Said Nursi bu haberi aldığı zaman “Mücahid bir hayvan mersiyesi” başlıklı manzumeyi yazarak “Uğurlu Maymun”a övgüler düzmüş ve en umutsuz bir anda bile Allah’ın hangi enstrümanı devreye süreceğinin bilinemeyeceğini şöyle vurgulamıştı:
Ey maymun-i meymûn!
Kâfirleri mahzun, Yunan’ı da mecnun eyledin.
Öyle bir tokat vurdun ki, siyaset çarkını bozdun.
Lloyd George’u kudurttun, Venizelos’u geberttin.
Mizan-ı siyasette pek ağır oturdun
Ki, küfrün ordularını, zulmün leşkerlerini bir hamlede havaya fırlattın.
Başlarındaki maskelerini düşürüp maskara ederek bütün dünyaya güldürdün.
Cennetle mübeşşer olan hayvanların isrine (safına) gittin.
Cennette saîdsin; çünkü gazi, hem şehidsin.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017