Sezin ÖNEY
"La Sicilia è fallita”...
Dün İtalya’da gazetelerin büyük çoğunluğu bu manşetle çıktı.
Yani “Sicilya battı”; ben “fallita” aynı zamanda “düştü” anlamına geldiğinden, böyle demeyi tercih ediyorum.
Çünkü “düştü” deyince, Sicilya’nın bir bölge olarak iflas etmek üzere olduğu, ekonomik iflasının sadece açıkça deklare edilmemiş vaziyette kapıda beklediği gerçeğinden de öte bir durumu anlatmış oluyoruz.
Merkez sağ görüşlü, ülkenin en büyük gazetelerinden Corriera della Sera‘nın Roma baskısının ekonomi şefi Sergio Rizzo’nun dünkü yorum yazısının başlığı, “Sicilya’nın İngiliz hükümetinden fazla çalışanı var” idi.
Rizzo, bu sözleriyle, Sicilya’nın bölgesel yönetiminin, Britanya hükümetinden daha fazla bürokratı ve görevlisi olmasının ironikliğinden dem vuruyordu.
Üstelik de, daha geçen yıl, yani iflas “geliyorum” derken, bölgedeki devlet görevlisi sayısı, yaklaşık 5 bin kişi artmıştı.
İtalya’nın kendisinin 2 trilyonluk borcu var; Sicilya da, bölgeler arasında beş buçuk milyar Euro’ya yaklaşan borcu ile “bir numara”.
Aynı zamanda, İtalya’nın yoksullarının önemli bir kısmının yaşadığı yer.
İtalya Ulusal İstatistik Enstitüsü (ISTAT) açıklamasına göre, ülkede 2011 yılındaki yoksulluk sınırı ve altında yaşayanların sayısı, 8.1 milyon kişiyi buldu. Bu da, nüfusun yüzde 10’undan fazla.
“Düşen” de, yolsuzluk ve yoksulluk düzeninin maskesi aslında.
Türkiye’de sanıldığının aksine, Gladio soruşturmalarını yürüten savcılardan Felice Casson’un defalarca yaptığı Türkiye ziyaretlerinin ardından yazılıp çizildiğinin aksine, hiçbir “derin devlet” sorununu çözemedi.
Türkiye’de sanıyoruz ki, “derin devlet”, sadece askerî vesayet, emniyet vesayeti veya benzer “eli silahlı” güçlerin siyasete karışmasından ibaret.
Oysa derin devlet, yolsuzluk demek.
2001-2006 dönemindeki Berlusconi hükümetinde, Ulaşım ve Altyapı Bakanlığı yapan Pietro Lunardi, “Mafya ile beraber yaşamak zorundayız” dediğinde, sol partiler, kamuoyunun önemli bir kısmı ayağa kalkmıştı.
Ne oldu? Bugün, şaibeli bu politikacının, aslında kendi bağlı bulunduğu siyasi hareket ve İtalya’nın siyasi düzeninin “ciğerini okuyan” bu sözleri geçerliliğini koruyor.
Sicilya kalesinin düşmesinin yanı sıra diğer bir “manşetlik” konu da, Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun Anayasa Mahkemesi’ne, telefonlarının Sicilyalı savcılar tarafından dinlenmesi üzerine yaptığı başvuru.
Mafya’ya karşı uzun yıllar mücadele verdikten sonra politikaya atılan eski savcı Antonio Di Pietro’ya göre, “Devletle, Mafya arasında ‘pakt’ var”. Di Pietro, Napolitano’nun da gerçekleri saklamak için, “devlet büyüklerinin telefonları dinlenirse, ne hale düşeriz” tavrını sergilediğini söylüyor.
2012 yılında telefon dinlemeden de, Mafya sorununu çözemez miydi İtalya?
İtalya’da mafya veya büyük harfle yazarsak, hep olduğu gibi “Mafya”, ülkenin en başarılı, en büyük ticari işletmelerinden biri.
Mafya, İtalya İçişleri Bakanlığı’nın kendi rakamlarına göre, 180 milyar euroluk bir kar kaynağı. İtalya’nın gayrisafi milli hâsılasının %12’si demek bu...
Estonya, Hırvatistan, Romanya ve Slovenya’nın gayrısafi milli hâsılasına eşit bir kazanç.
İtalya’nın ekonomisinin durumu daha birkaç yıl önce son derece iyi gidiyor gibi bir imaj vardı.
Hatta Berlusconi’nin seçim üzerine seçim kazanması da, sağ partilerin koalisyonundan oluşan lideri olduğu hareketin, ekonomi alanında sağladığı istikrara bağlanıyordu.
Değişip dönüşmeyi aslında en iyi beceren, “Gladio” artıkları, Soğuk Savaş dönemi boyunca, ideolojik kamplaşmaları ve kutuplaşmaları kullanarak, İtalya’da sürekli serpilip gelişen yolsuzluk ağlarını, 2000’lerin dünyasına taşımayı bilen, Berlusconi liderliğindeki “dokunulmazlar” oldu. Yani, kendi içlerinde bir elit, aristokrasi yaratan politikacılar.
Kendisi başlıca rant kaynağı inşaat sektörünün sırtında yükselen Berlusconi, ülkesinde bir saadet zinciri kurdu.
Ve şimdi, bu zincir, uluslararası gerçekler karşısında çatır çatır çöküyor.
Geride, sosyal bir enkaz bırakarak.
İtalya’da, her alanda, Güney-Kuzey ayrımının bu kadar vurgulandığı bir dönemi ben anımsamıyorum, son 10-15 yıldır.
Bugün, İtalya’da hapishane nüfusunun üçte ikisi, göçmenlerden oluşuyor.
Göçmenlere tahammülsüzlük de, ülkenin başka bir enkaz alanı; Berlusconi döneminde, bu konu popülizm uğruna, az istismar edilmedi.
Roma’ya gelirken, uçağın gürültüsü arasında, tenor Russel Watson, ısrarla duyurmaya çalışıyordu, La Voce albümünden “Io che non vivo senza te”yi; Ben sensiz yaşayamıyorum...
İtalya da, Berlusconi’yi zamanında yeterince sorgulamayarak, Mafyasız yaşamayı başaramadı.
Watson, tam da “beyaz İngiliz” bir müzisyen, hemen her tarafında ayrılıkçı bir hareket olan Britanya’nın tipik ortalama vatandaşı olarak, operayı kitlelere sevdirmeye çalışan bir halk çocuğu olarak, Napoli aksanını iyi yapıyor.
Avrupa, biraz da böyle bir şey. Tüm sorunlarıyla beraber, Avrupa Birliği gerçeği dışında da iç içe geçmiş bir insani ağlar bütünü.
“Model ülke” Türkiye ise tek başına. “Yalnız ve güzel” olmak da inat; bu da bir tür ayrılıkçılık olsa gerek.
Oysa Türkiye dünyada tek başına değil; kendisini karşılaştırması mümkün birçok uzak yakın örnek var.
Biraz başkalarının aynasına bakılsa, belki geleceğe yönelik ipuçları da elde edilebilir, dersler alınabilir.
Henüz vakit varken...
Yoksa, İtalya’nın başına gelenleri mumla aratacak bir şekilde düşebilir Türkiye. En azından İtalya, Avrupa’da bir tartışma konusu olarak, zihinsel bir arayışa başladı bile.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024