Ümit KIVANÇ
Bir huyumuz pek hoş: Sözünü etmediğimiz şeylerin yok olacağını sanıyoruz. Bir yanda, ayakkabı kutularından sözetmezsek rüşvet, irtikap, hiçbiri hiç varolmamış sayılacak. Öbür yanda, cehalet ve makarna edebiyatına hız verirsek, AKP'ye bilinçle ve samimiyetle oy verenler buhar olacak. Olmuyorlar. Gerçekler, olgular, göz kapamakla, kulak tıkamakla ortadan kalkmıyorlar, adlarını anmasanız da rollerini oynamayı sürdürüyorlar.
Her gün yenisi ortaya çıkan ses kayıtlarının şehevîliği tartışılmaz. Demokratik meşruiyetini imha edecek adımları bizzat atan bir hükümetle zaten hiçbir meşruiyeti olmayan bir gizli örgütün karşılıklı mücadelesini el ovuşturarak izlemenin, ikisinden de hoşlanmayanlar için kaçınılmaz bir zevki var şüphesiz. Ama bu bir yandan muhalefetin konumunu da tarif ediyor: Seyirci veya dinleyici konumunu; en azından edilgen, tâbi konumunu.
Bunun sokakta biber gazına, gazlı suya, copa karşı koymakla ilgisi yok. En büyük cesaret dahi, siyaseten tâbi olmayı, yol ve hedef yoksunluğunu gideremez, telafi edemez, siyasî alternatif yaratamaz. Direnişin en kararlısı, savunmanın en şanlısı bile başka birilerinin eylemine tâbi hareketlerdir. Adı üstünde, biri bir halt yiyor ki direniyorsun, biri saldırıyor ki savunuyorsun. Sokak muhalefetini de kapsayan parlamento dışı muhalefet olarak halen direniş veya protesto sınırlarının ötesine geçebilmiş değiliz. Parkı yok edip AVM yapmaya kalkıyorlar, direniyoruz; insanlarımızı öldürüyorlar, protesto ediyoruz. Bu, baş eğmemektir, onurunu korumak, alanına, hayatına sahip çıkmaktır; bize her istediğini yapamazsın, demektir. Sıkı bir muhalefettir. Ama muhalefettir. İktidar alternatifi oluşturmaz.
Parlamento içi muhalefetin bir bölümü, başkalarının gayrımeşru yollardan temin edip el altından kullanıma sunduğu casusluk ürünlerine bel bağlamış halde. Birçok temel siyasî konuda herhangi bir görüşü yok, memleketin en temel meselelesine dair görüşleri de kısmen şu anki iktidarın bile gerisinde. Partili muhalefetin, parlamento dışında da güçlü bir uzantısı bulunan öbür kısmınınsa derdi başka. Haliyle. Kürtler, 30 senedir verdikleri on binlerce kayıptan sonra, artık kalıcı adımlar peşinde. Türkiye'nin demokratikleştirilmesini Türk'lerden beklemeye hakları yok mu? Var. Türk'lerin muhalefet partileriyse CHP ile MHP!? Bakın şu işe...
Bugün toplumca içine düştüğümüz rezilliğin ve seçim sonrasında muhtemelen buna eklenecek zulümlerin baş sebeplerinden biri, AKP iktidarının karşısında, rakip bir iktidar potansiyeli olarak ciddiye alınabilir bir muhalefetin varolmayışı değil mi?
Bodoslama gireyim: "Hükümet istifa" veya "AKP gitsin"in ikinci adımı nedir? Muhalif insanlara soruyorum. Bu hükümet gitsin; güzel. Kim gelsin? Bu soruyu yüksek sesle sormayınca soru yok mu oluyor? Yoksa sorulmasa da olur mu? Bu soru genellikle "AKP mi kalsın yani?" hamlesiyle karşılanıyor. Lisede münazarada olsaydık güzel hamle sayılırdı da, şu anda ne yazık ki işe yaramıyor. Sorudan kaçmanın başka bir yolu, "Gitsin de, gerisine karışmıyoruz," olabilir; ama bu seçmeni ikna edecek bir tavra benzemiyor. Kaldı ki, "kim gelsin"e doğru dürüst cevabımız olabilseydi, öncelikle "AKP gitsin" demez, onun yerine bu cevabı söylerdik; bu "gitsin"i içerirdi zaten.
İkinci soru: AKP'ye muhalif olanlar kimlerdir? "Biz". Kim bu "biz"? "Gezi ruhu" mu? Nedir "Gezi ruhu"? İsyan. Evet. Özgürlük isteği. Evet. Demokrasi? Evet, belki. "Gezi ruhu" demekle bu soru cevaplanmış olmuyor. Öncelikle, "Gezi" bir direniş hareketi, bir isyan olduğu, önüne hedefler koymuş, uzun vadeli bir siyasî hareket olmadığı için. İsyanın soyluluğu bu eksikliği gidermez. Sonra, TGB ile, İşçi Partisi ile, CHP ile hangi isyan, hangi özgürlük, nereye kadar? "Bölücü terörist başı ile pazarlığa oturmuş hain AKP'nin vatanı satmasına" karşı isyana katılmış "TC" rumuzlu elemanlarla hangi demokrasi? Üçüncüsü, "Gezi ruhu" deyişinin bütün duygu yüklü ve göğüs kabartıcı çağrışımlarına rağmen, şunu hatırlamalıyız ki, Gezi isyanı 2013'te oldu. Daha öncesine uzanan bir tarifimiz olabilmeli. Nihayet, "demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet istiyoruz" diyebilmek için, AKP'ye muhalif olan ama bu kavramlarla alâkası olmayanlarla ayrışmak gerekiyor. Gerekmiyor mu?
Her şeyi göze alıp daha somut mu sorsak: Olmaz ya, olursa, muhtemel bir Cemaat destekli CHP-MHP iktidarı, AKP'den daha özgürlükçü, daha adil vs. olacak mıdır? Müteredditler için baraj sorusu: Kürtlerle ne olacak? Kimler saldırıyor HDP otobüslerine her gittikleri yerde?
Ya da AKP "gidince" hemen ertesi gün bizim devrimci demokratik özgürlükçü bir partimiz mi olacak? Nereden temin edeceğiz bunu? Bu, HDP olabilir mi? Potansiyel bir iktidar partisi olarak HDP??
Romantiklik genel olarak güzel, ama seçimdi, iktidar hesaplarıydı, bunların arasında yeri yok. Soğuk ve acımasız soruların âlemi burası. Bir TGB'li veya İşçi Partili için CHP-MHP koalisyonu, kabul edilebilir olmanın ötesinde, hedef dahi sayılabilir. Nedeni belirsiz bir şekilde kendine hâlâ sosyalist diyen milliyetçi sol bu tekneye kolaylıkla rampa edebilir. ("Türkiye emperyalizmin saldırısı altında, bu yüzden öncelik yurt savunmasında"dan "şehitler ölmez vatan bölünmez"e geçmek için adım atmanız bile gerekmez; zaten oradasınızdır.) Burada sorduğum sorulara meselâ bu insanların cevap araması gerekmez. Bu kesimin AKP'ye muhalif de değil düşman olmasının en temel sebeplerinden biri, barış süreci. "Vatanı Apo'ya sattığı için" iktidar partisine kin besliyorlar.
"Biz" böyle mi düşünüyoruz?
Muhalif cephenin varlıklı, tahsilli bölümünde bildiğiniz ilkel faşistler var; bir sürü. Kılıkları, konuşmaları düzgün, zihinleri güdük, ahlâkları bozuk. "Apo"dan da "Tayyip"ten de, aslında onları aşağı sınıftan saydıkları için haz etmiyorlar. "AKP'ye oy veren geri zekalıdır", "makarnacılar" vs. edebiyatı yapan, halkın büyük bölümünü aşağılama cüreti gösteren ve böyle yaparken aslında kendi dangıllığını ortaya seren bir hıyarlar kastı.
"Biz"den mi bunlar da?
Gezi isyanı ve o zamandan bu yana yaşananlara rağmen AKP'nin İstanbul'u kaybetmesini sağlamanın tek "çare"si, AKP'den tiksinen birçok insanın bile gönül rahatlığıyla oy veremeyeceği Mustafa Sarıgül'se, memleketin muhalif potansiyeli üzerine biraz daha sorumlulukla -ve belki elde büyüteçle- eğilmek gerekmez mi? Bir şehrin başına Melih Gökçek'ten daha fena ne gelebilir? Gökçek'i, (dört defa üstüste seçildikten sonra!) koltuğundan indirebilmek için Ankara'da MHP'den söktüğün adayı CHP'ye takmaktan medet umuyorsun. Böyle bir muhalefetin "içeriği" nasıl bir şeydir acaba?
Eğer tek adama biat eden bir topluluğa dönüşmüş AKP'nin, memleketi alenî bir baskı rejiminin karanlığına götürmesine engel olmak istiyorsak, en az onun kadar anti-demokratik siyasî odaklarla, yaklaşımlarla, zihniyetlerle alâkamız kalmamalı. Kemalist ezberlerden ve ruhları, zihinleri bozan komplekslerden kurtulmak şart. Sağlıklı bir mücadelenin önkoşulu. Oysa çoğu zaman, muhalefet adına AKP ve ona oy veren seçmenler hakkında söylenenler, "zaten seçim dediğin nedir ki..." noktasınavarabiliyor: "Madem seçimde onlar kazanıyor, o halde seçim kötüdür." Böyle bir mantık var. Sahipleri de var. Oysa AKP, zihniyeti ve iktidar tarzı ancak yüksek dozda demokrasiyle alt edilebilir. Tahakküm dalında karşılaşırsak o bizi yener; çünkü her zaman daha geniş bir çoğunluğa yaslanabilecektir. Demokrasi yarışında ise ilk etabın yarısından geri dönmüş bir parti olarak yenilmeye mahkûm.
Ayrıca, şahsen tahakküm altına alınmak istemediğim gibi, kimsenin kimseyi tahakküm altına almasını da istemiyorum ve bu isteğimde yalnız olmadığımdan eminim. Bu yüzden, AKP rejiminin özellikleri konusunda rahatlıkla anlaşabileceğim birçok insanla, AKP öncesinin niteliği konusunda anlaşamıyorum; demokratik bir yakın geleceğe dair kötümserliğim bu yüzden. Çünkü çoğunluğun silah zoruyla baskı altına alınmasına dayalı bir "modernlik", "çağdaşlık" vesairenin, düpedüz süfli bir otoriter rejimin yalandan ambalajı olduğundan zerrece şüphem yok. Bize, içinde solcusu da dindarı da yeralan, ne istiyorsa herkes için isteyen, eşitlikçi, doğrucu bir vicdan hareketi lâzım.
Muhalefetin şu andaki özellikleri ve yapısı nedeniyle, AKP ile demokrasi yarışı, iktidar partisinin kendiliğinden gerilemesine bağlanmış görünüyor: Onlar gerileye gerileye bizden geriye düşüyorlar işte! Ya da demokrasi parkurunda yarışmak gibi bir dert yok. Böyle bir durumda, yarın aynı polisin aynı insanlara, ama bu defa belki yarısına saldıracağından emin olabiliriz. Muhalifleri etkisizleştirmek için tweet seferberlikleri, "Sümeyye'nin trolleri" tarafından değil, Mustafa Kemal'in askerlerince yürütülecek. Sahici askerler de dağlarda öldürüyor ve ölüyor olacaklar herhalde.
Ergenekoncuları serbest bıraktılar diye AKP'ye kızıyor musunuz yoksa Veli Küçük'ün aramıza dönüşünü bir haksızlığın giderilmesi olarak mı görüyorsunuz? Bu soru bile muhalefeti neresinden nasıl böler acaba? "Ergenekon'un savcısıyım" diyen başbakanın Ergenekon'un sahici savcısını vatan hainliğiyle suçladığı, "Ergenekon'un avukatıyız" partisinin o savcıyla müttefik olduğu bir ortamda demokrat, ilkeli, ahlâklı kalmak, hem de kıymeti harbiyesi olacak bir siyasî tavır takınabilmek zor. Çok zor.
Bütün bunları sakin ve komplekssiz bir şekilde oturup düşünürseniz... ııı... şey noktasında da... sorun olduğunu göreceksiniz. Belki de başbakan ve kadrosunu bu kadar fütursuzlaştıran budur.
http://riyatabirleri.blogspot.com.tr/2014/03/sey-noktasnda-da-sknt-var.html
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları


















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024