Vedat Bilgin
Dolarizasyon sorunu Türkiye’nin istikrarlı bir biçimde kalkınmasını sürdürmesinin önünde aşılması gereken bir engel olarak durmaktadır. Doların uluslararası para/değer birimi olarak kabul edildiği zamandan bugüne geçen süre içinde, enerji kaynaklarına yani petro-dolarlara sahip ülkeler dışındaki ‘kalkınmak isteyen’ hemen hemen her ülke bu sorunla zaman zamana karşılaşmıştır. Milli paraların istikrarlı bir değere sahip kılınması, popülist maksatlarla aşırı değerli veya değersiz kılınması dolar etkisinin ekonomiler üzerinde spekülatif hareketler oluşturmasına sebep olduğu unutulmamalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtelif uluslararası zeminlerde dile getirdiği ve bizzat uygulamaya soktuğu ‘milli paralarla ticaret yapılması’ fikri bu sorunun çözülmesi için bir çıkış yolu olarak duruyor. Bilhassa ‘Amerikan Yüzyılı’ diye ifade edilen dünya sistemindeki ABD’nin hegemonya kaybı yaşandığı bir zamanda, bu yaklaşımın giderek yaygınlaşması beklenmelidir.
AMERİKAN YÜZ YILI
Bugün doğrudan doğruya bu sorunun da aşılmasına katkı yapacak bir başka hamlenin uygulanmaya konulduğuna şahit oluyoruz. Dolara/avroya ve altına endeksli devlet tahvilleri uygulamasının devreye sokulmasının piyasalarda hem bir tasarruf etkisi yaratmasının hem de dolarizasyonu sınırlandırıcı etkisinin olacağını tahmin etmek gerekir ki, bu aynı zamanda ekonomiye duyulan güveni artıracak bir başka etki de yaratacaktır.
Ekonomi Bakanı Albayrak yönetiminde uygulamaya konulan Yeni Ekonomi Politikalarının bu uygulamalarla birlikte dış ticaret hadlerinde düzelmeyi sağlayan ilk neticelerden sonra dolarizasyon konusunda da uzun dönemde de kalıcı neticelerinin olması beklenmelidir. Türkiye gibi kalkınmakta olan ülkelerin en önemli sorunlarından birinin dış kaynak yani döviz problemi olduğu bilinen bir şeydir. Doğal kaynak ya da petrol gibi enerji ihracatçısı olmayan bir ekonomi bakımından bu sorunun aşılmasının tek yolu ‘ihracata dayalı’ bir büyüme stratejisine geçmek, büyümeyi bu yoldan gerçekleştirmektir.
Bunun kolay bir şey olmadığı açıktır fakat hiç kimse imkansız olduğunu söyleyerek ‘çıkmaz sokağı’ işaret etmeye çalışmasın çünkü bunu başaran örnekler mevcut olduğu gibi teorik olarak da doğru olduğu zaten bilinmektedir.
BÜYÜME SİYASETİ
Kimse ‘ithalatta dayalı büyümeyi’, dövizde gerçekçi olmayan fiyatlara sürdürülemez olan yanlışı savunmasın. Türkiye bugün dünya konjonktüründe yaşanan resesyonu dikkate alarak mutlaka ama mutlaka ‘ihracata dayalı büyüme stratejisini’ sürdürecek bir para ve döviz politikasını takip etmek zorundadır. Çünkü dış ticaret hadlerindeki sorunu, cari açık ve dış borç sorununu aşmanın ve büyümenin başka bir yolu yoktur.
Kısa vadede ithalattaki daralmanın bazı sektörlerdeki negatif etkilerini görmek, sanayi üretiminde düşüşe yol açmasına şahit olmak şaşırtıcı olmamalıdır fakat sürecin uzun vadede sanayide canlanmaya kısaca ‘istihdam yaratan bir büyümeye’ yöneleceğini tahmin etmek zor değildir. Doğru yolda yürümeye ısrar etmek hedefe varmak demektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019