Fehmi KORU
Bizim gençliğimizde yeri geldiğinde sıkça kullanılırdı, şimdiki gençler de ‘Pollyannacı’ deyimini ara sıra da olsa işitiyordur herhalde. Yetişme dönemimde, İzmir Devlet Tiyatrosu’nda oyun olarak sahnelendiğinde izlemiştim ‘Pollyanna’ oyununu…
[Yakınlarda İBB Şehir Tiyatrosu da programına almıştı. Yukarıdaki fotoğraf oyunun İstanbul’da sahnelenmesinden…]
Eleanor H. Porter roman olarak yazmış, sonradan oyuna dönüştürüldüğü gibi, 1920 ve 1960 yıllarında iki kez beyaz perdeye de aktarılmıştır ‘Pollyanna’…
Pollyanna, kötülüklerle karşılaştığında bile her yeni gelişmeyi mutluluğunu sürdürmek için iyimser biçimde yorumlayan bir kızdır… Romanda ve ondan uyarlanan tiyatro ve sinemada işlenen konunun etkisi bilim insanlarının da dikkatini çekmiş, o figürden hareketle ‘Pollyannacılık’ diye sıfata dönüştürülen bir davranış tarzı, bir ruh hali tanımlanmıştır.
[Vikipedi terimi şöyle özetliyor: Pollyanna ilkesi (Pollyannacılık veya olumluluk önyargısı olarak da adlandırılır), insanların hoş öğeleri hoş olmayanlardan daha doğru hatırlama eğilimidir.]
Adalet ve yargı konusunda ben biraz Pollyannacıyım.
Önce yazılarım ve yorumlarıma bakarak birileri o sıfatı benim için kullandı, sonradan ben de kabullenip kendim için kullanmaya başladım.
Ne yapayım, yargının hukuk insanları eliyle kötüye kullanıldığına inanmak istemiyorum; öyle olduğunu gördüğümde de tevil ediyorum.
28 Şubat döneminde yaşananları, sonrasında o dönemlere ‘intikamcı’ hislerle yaklaşanların kendilerine haksızlık yapıldığını ileri sürerek karşılarında yer aldığını düşündükleri kişi ve kesimlere etkileyebildikleri oranda yargı eliyle düşmanca davrandıklarını, yakın zamanda ise cezaevlerine doldurulan -aralarında Alaeddin Kaya gibi tanıdıklarımın da bulunduğu- nicelerinin ve bu arada Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi bilinen, içte ve dışta davaları takip edilen şahsiyetlerin başlarına gelenleri gördüğüm halde hem de…
Hukuk eğitimi almış kişilerin, anayasa ve yasalara bağlı kalacaklarına dair yemin de ederek göreve başladıktan sonra yalnızca vicdanlarını dinleyerek karar verecekleri kanaatimi her tekrarladığımda, kimse söylemese de, kendimi çoktandır bir tür ‘Pollyanna’ olarak görmekteyim.
Özellikle de geçmişte kendileri yanlış yere yargı eliyle cezalandırılmak istenmiş ve bazısı cezaevine de düşmüş olanların, benzer bir kaderi başkalarına da yaşatabileceklerini, kusura bakılmasın ama, hafsalam almıyor.
Birileri herhangi bir davanın sonunda “Saray böyle istediği için” hükmünü ifade ettiğinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı günlerinden başlayarak günümüze kadar yaşattırılanları düşünerek, içimden isyan etmek geliyor.
Tayyip Erdoğan büyükşehir belediye başkanlığından ülke genel siyasetine ağırlık koymaya doğru yol almaya başladığında, önünü kesmek için yargı kullanılmıştı.
Siirt’te düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada kitlelerle paylaştığı kısa ve zararsız mısralar kendisini ‘siyasi yasaklı’ hale getirecek bir hukuki savrulmaya yol açmıştı. Erdoğan’ı, o zor günlerinde, yalnızca çevresinden kendisini seven insanlar değil, adalet duygusu gelişmiş, hukukun kötüye kullanımına gönülleri razı olmayan muarızları da savunmuş, farklı eğilimden pek çok hukuk profesörü savunmasına yardımcı olmak üzere görüş bildirmişti.
Ne zaman hatalı olduğu besbelli bir yargı kararıyla karşılaşılsa, ben o kararı verenleri yanlış meslek seçmiş insanlar olarak yorumlarım.
Pollyannacılığımın temelinde bu yorumum yatar.
Canan Kaftancıoğlu’nun bir yerel mahkeme tarafından verilmiş 9 yıl 8 aylık cezasını görüşen daha yüksek mahkemenin iki davayı düşürdükten sonra üçünden 4 yıl 11 aylık ceza kısmını onaylamasını nasıl yorumlayacağımı tam bilemiyorum.
AK Parti sözcüsü Ömer Çelik karar belli olduktan sonra “Hukukçular görüş açıklasın” demiş, ancak cezalandırılan kişinin ‘siyasi kimliği’ var ve bu cezayla kendisine ‘siyasi yasak’ da getirilmiş oldu.
Tıpkı 28 Şubat günlerinde Tayyip Erdoğan’ı cezalandıran mahkemenin yaptığı gibi…
Bilindiği üzere, tıp doktoru olan Canan Kaftancıoğlu CHP’nin İstanbul il başkanı. İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı için yürütülen kampanyanın ve iki kez tekrarlanan seçimde CHP adayının kazanmasını sağlayan örgütlenmenin başında olan kişi de oydu.
Dolayısıyla, Kaftancıoğlu ile Erdoğan arasında cezalandırılma bakımından siyasi açıdan benzerlik kurmak çok kolay.
Anlamakta zorlandığım da bu.
Karar yazarı Akif Beki, bugünkü yazısında Kaftancıoğlu’na verilen cezanın sebebi olan sosyal medya mesajlarının serencamını anlatıyor. Mesajlar bayağı uzun bir süre -6 yıl- sorun teşkil etmezken, CHP’de il başkanı olduktan sonra soruşturmaya ve İstanbul seçimleri ardından da açılan bir davaya konu edilmiş.
Ne kadar tuhaf değil mi?
‘Suç’ sayılan mesaj ise iktidarın itibar ettiği gazeteler ve TV kanallarında manşetlere taşınmış bir yaklaşımla tıpa tıp benzeşiyor.
O manşet haberlerle ilgili bir soruşturma o zaman da daha sonra da açılmış değil.
Gelin de şimdi bu gelişmeyi, AK Parti sözcüsünün istediği üzere, ‘hukuki’ açıdan ele alıp yorumlayın bakalım.
Alaeddin Kaya benim dostum, onun hakkında tarafsız olamayabilirim; Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Canan Kaftancıoğlu ile tanışıklığım bile yok. Ancak hepsinin uzak-yakın izlediğim davaları ve cezaya çarptırılmaları benim adalet konusundaki ‘Pollyannacı’ özelliğimi fena halde zedeliyor.
O özelliğimin altında, ‘hakkı ayakta tutma, adaletle şahitlik etme, herhangi bir kişi veya topluluğa duyulan olumsuz hislerin etkisiyle onlara adaletsiz davranmama, her hal ve durumda adaletten ayrılmama’ temel ilkesi yatıyor…
Hukuk eğitiminden geçmiş ve yargı alanını uğraş olarak seçmiş insanların bu ilkeye daha fazla sahip olduklarını düşünürüm.
Bunun için inançlı olmak da gerekmiyor.
Ne olacak şimdi?
Canan Kaftancıoğlu cezaevine girecek, ‘siyasi yasaklı’ da olacağı için CHP’deki il başkanlığı görevini sürdüremeyecek, yakında veya zamanında yapılacak seçimde sandık güvenliği konusunda örgütlenmeye partisi adına karışamayacak…
İstenen gerçekten bu mu?
Siyasette bu tür ön kesmelerin işe yaramadığı hala görülmedi mi?
Cezaevlerini ‘suçlu’ oldukları vicdanları rahatsız etmeden kabul edilecek kişilere tahsis etmek gerekir, yalnızca öyle olanlara; aksi halde adalet kadar siyaset de yara alır.
Benim Pollyannacılığım da bu kadar…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025