Halil BERKTAY
Çeşitli internet sitelerinde görülen durum şu : birkaç tür “solcu” sus pus. Geçmişte, ezilen bir halkla özdeşleştirdikleri BDP’nin ve PKK’nın de “sol”culuğuna toz kondurmadılar. İçeriğe bakmaksızın, “Kürt özgürlük hareketi” diye onore ettiler. Onlarla stratejik bir ittifakı savundular.
12 Eylül 2010 anayasa referandumunda, “hayır”cı ve “boykot”çulara karşı “yetmez ama evet” safında yer alan, aklı başında insanlar bile, bu ayrışmanın anlamını idrak etmeksizin, Haziran 2011 seçimlerinde, “emek, özgürlük ve demokrasi” gibi güzel lâflarla süslenmiş bir savaş “bloku”na oy çağrısında bulunmaktan kendilerini alamadılar. Çağı çoktan kapanmış bir “sosyalist politika” anlayışı, onları bu zihnî zindana hapsetti.
Eleştirildiklerinde, bir kısmı “haklısın ama” diye başlayan bir “alternatifsizlik” apolojisine girişti. Bir kısmı, tükenmiş “haklı şiddet” ve “tarihsel asimetri” sığlığına saplandı (ve sonra, aslında hiç üzgün değil içten hesaplı olduğu ve sadece gitmek için uygun fırsat kolladığı halde “üzgünüm” deyip kendini suskunluğa emekli etti). Bir kısmı, 1915’teki Ermeni konvoylarıyla alâkasız bir benzetme kurup, PKK şiddetinin bir “çaresizlik”ten kaynaklandığını savunmaya kalktı. Bir kısmı “her şeye rağmen BDP”den ötesini göremedi.
Kuruluşuna benim de maalesef azıcık umut bağladığım EDP, Ziya Halis’in ne olursa olsun ayrı listeyle çıkma konusundaki haklı israrı yerine (zayıf gözükmeyelim gibi ucuz gerekçelerle) “Blok”a oy vermeyi yeğledi. Bu süreçte Ziya Halis’in temsil ettiği olgunluk da yitirildi ve yönetim çoluk çocuğun elinde kaldı. Yetmedi; PKK’nın adım adım hazırladığı bu yeni “devrimci halk savaşı” aşamasında, güya “geniş” kabul edilecek bir “birleşik cephe”nin yerel iktidar organı gibi düşündüğü “Halkların Demokratik Kongresi”nin kuyruğuna takıldı.
Ve şimdi bütün bu “solculuk alanı”nın üzerine suskunluk çökmüş durumda. Antep olayının vahametine karşılık gelebilecek tek bir lâf, tek bir tavır alış yok. Onun için, 1 Mayıs 77 gecesindeki gibi bir suçluluk hali, diyorum. Ama bakmayın, bulurlar zamanla vicdanlarının sesini bastıracak, “İntercontinental’den ve Sular İdaresi’nden uzun namlulu silâhlarla meydana açılan ateş” muadili palavralar. Tek tük görülüyor zaten, vahşeti normalleştirme çabaları. Savaştır, olur. Büyük bir örgüt, geniş bir alana yayılmış bütün birimlerini kontrol edemeyebilir. Bekleyelim, sabırlı olalım [yani kınamayalım ?!].Yapmışlarsa tabii yanlıştır, “aptalca”dır. Üç aşağı beş yukarı buna benzer yaveler. Öyle mi, politik bir “hatâ”dan ibaret midir her şey ? Canavarlığı adı aptallık olabilir mi ? HDK da olanca kütlüğüyle herkesi enayi yerine koyuyor. Sözde “lânet”lerken “katliamın esas sorumlusu”nun “hükümet” olduğunu ve “rüzgâr ekip fırtına biçtiğini” ilân ediyor. Sonra da “halklarımızı barış, kardeşlik, eşitlik ve özgürlük mücadelesinde birleşmeye” çağırıyor.
Bunlar hakikî sözler değil, hakikî sesler değil. Ben göstereyim size hakikatın sözü ve sesinin ne olduğunu. Ayla İşler Tsekka’nın aynı 21 Ağustos günü internette, Küyerel sitesinde verdiği cevabı biraz kısaltarak yayınlıyorum :
Sevgili HDK Yürütme Kurulu üyeleri [...]. Sanırım farkına varamadığınız şey, PKK ve maalesef BDP’nin (sadece “yahu, bu cocuklar da isyan etmekte haklı aslında” diyenlerin değil, her daim ezilenlerin yanında olan bireylerin gözünde ve kalbinde) haklı meşruiyetini yitirmekte olduğu. Hattâ yitirdiği.
Ankara Kumrular Sokak, İstanbul Taksim, arabada can veren genç Kürt kadınları, çocuklarını kurtarmak için canlı bomba gencecik Kürt kızına kendini siper eden gencecik Kürt anası gibi en yakın zamanlı örnekler hâlâ akıllardan çıkmamışken ANF bugün ağzıyla kuş tutsa kimseyi inandıramaz “PKK sivillere karşı bir eylem yapmaz” açıklamasıyla. Üstelik ”halkımızın da bildiği gibi” diyerek. Sadece PKK’ya inanan “PKK’nın halkı” dışındaki halkımız bilmiyor ve daha kötüsü inanmıyor.
Sadece ve sadece AKP'yi suçlu bulmaktan başka hiç mi cümlemiz olmayacak? Eleştirenlere AKP öyle yapıyor, dolayısıyla biz de böyle yapıyoruz, veya neden AKP’nin yaptıklarını görmüyorsunuz demekten başka hiç bir şey demeyecek miyiz? (...)
Hiç mi şu soruyu sormayacağız kendimize: PKK’nın şimdiye kadarki bir takım eylemleri, devlete, derin devlete, kontrgerillaya istedikleri kadar üzerinde at koşturabilecekleri bir zemin yaratmadı mı ve bunun sorumlusu kimler, PKK değil mi diye?
Ve hiç mi devam etmeyeceğiz; sorumlu aynı zamanda bizleriz, PKK’nın yaptığı her eylemi baştan meşru addederek hiç ama hiç eleştirmedik ama onurlu duruşlarına saygı selâmı gönderdik ve sadece AKP’yi suçladık, her şeyden onu sorumlu tuttuk, (...) bugüne kadar. Neden sadece bugün hatırladık Ergenekon’u, (adını bile anamadan) sadece kontrgerilla diyerek. Bir insanı sadece düşüncelerinden ötürü dağa kaldırdık, tıpkı devletin yaptığı, düşüncelerinden ötürü bir insanı hapse atma zorbalığı gibi. Bunları söylemeyecek miyiz ya da sormayacak mıyız kendimize?
Kısacık bir yazı. Çünkü içim yanıyor. Gerçekten yanıyor. Her şeye. Hayatını kaybeden herkese. Meşruiyetini yitiren, meşruiyetini yapılan onca yanlışla bizim kaybettirdiğimiz o son derece haklı mücadeleye. Ve bundan sonra olabileceklere. Çünkü artık hiç umudum kalmadı sizlerin bunu anlayabileceğinize.
(Bir hain! Bir AKP yaltakçısı! Bir bilumum her şey! Nasil olsa böyle diyeceksiniz hakkımda, kadınlık bende kalsın, sizden önce ben diyeyim dedim.)
Bundan sonra böyle hakikî ses ve çığlıklar çoğalıp PKK’nın (da) karşısına ciddî bir manevî ve siyasî güç olarak dikilmeden, barışın yolu bir daha açılamaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024