Halil BERKTAY
Önce Gürbüz Özaltınlı (15 Eylül) ve sonra Murat Belge (16-18 Eylül), geçmişte benim de hayli değindiğim liberalizm ve “liberal aydın” konusunu tekrar gündeme getirdiler. Birincisi, Türkiye’de liberalizm neden hep kötülendiğini; ikincisi, özellikle 80’lerden itibaren eleştirel bağımsızlıklarını çok-yönlü olarak geliştiren bir kısım sol aydının, klâsik (ekonomik) anlamıyla pek liberal sayılamayacakları halde, neden gene (“liboş” ve “entel-dantel” gibi ifadelerle) liberalizm üzerinden karalanmak istendiğini sorguluyorlar. Açış yazısında Özaltınlı, bu yeni, çok-yönlü özerkliğin önemi ve değerinin altını çizdi.
Benim son dört beş yılda söylediklerim de bunlara paralel ve Murat’ın tarihî örneklerine çok benziyor. Hepsini hatırlatmaksızın, sadece birkaç nokta üzerinde duracağım. Bunlar işin evrensel boyutlarıyla; Marksizmin payıyla; bir de bunun gerçek ahlâkı sorunsalına nereden dokunduğuyla ilgili.
(1) 19. ve 20. yüzyıl tarihine yön veren üç büyük ideoloji olarak Liberalizm, Nasyonalizm (Milliyetçilik) ve Sosyalizm arasında, özellikle Liberalizmin diğer ikisine kıyasla (aslında, o diğer ikisi tarafından) bu kadar çok horlanma ve aşağılanması, tabii sırf geç dönem Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye’ye özgü bir olay değil. Derece derece aynı şey, Rusya (ve Sovyetler Birliği ve şimdi gene Rusya), Çin ve Japonya için de söz konusu. Ortak özellikleri, sömürge değil yarı-sömürge veya bir şekilde “geri kalmış”; dolayısıyla bir “yetişme” sorunu peydahlamış olmaları. Bu “yetişme” hamlesi de devletten ve devletçilikten bekleniyor ama Bismarkçı, ama Stalinist, ama İttihatçı veya Kemalist; her halükârda, kendi kendini eski geleneksel devletten modern bir devlete dönüştürme peşindeki (gayri-kolonyal) bir devletten. Esasen bu yüzden, koyu liberalizm düşmanlığının coğrafyası, Murat’ın kitabını yazdığı “militarist modernleşme” alanıyla ve gene son yazılarında üzerinde durduğu “insan hayatının değerinin olmadığı” alanla da aşağı yukarı özdeş.
(2) Bu çok geniş Doğu Avrupa, Balkanlar, Orta Doğu ve Asya topoğrafyasında liberalizm düşmanlığı saf ve yalın (Marksizme hiç ama hiç bulaşmamış, ondan zerrece etkilenmemiş) bir milliyetçilikten değil (ki öyle bir milliyetçilik nâmevcut), daima Marksizm ile milliyetçiliğin karışımı ve karşılıklı etkileşiminden beslendi. Dahası, bu enteraksiyonda bazı temel fikirler Marksizmle başladı ve oradan milliyetçiliğe örneğin İttihatçılık ve/ya Kemalizme geçti; sonra tekrar (kendini özerk sanan) sosyalist sola, faraza “Türk Solu”na taşındı. Daha ilk doğuş ânından itibaren Marksizmin “belirleyici dışsal”ı (constitutive outside) Liberalizmdi; kapitalizmin özü, ta kendisi, esas ideolojik üstyapısıydı; işçi sınıfının nasıl sömürüldüğünü gizleyen ve piyasanın yıkıcılığını savunan bütün bir ideolojik yapılanma, klasik liberal iktisatçılardan kaynaklanıyordu. Uluslararası planda ise serbest ticaret, ilk sanayileşip “dünyanın atölyesi” (= makine ve fabrika üreticisi) konumuna ulaşan İngiltere’nin, diğer ve daha geri kıta ülkelerine karşı üstünlüğünü geliştirip onların iç pazarlarını ele geçirmesine hizmet etmekteydi. Teorik bakımdan, Marx’a göre de Adam Smith ve David Ricardo’nun yanında Friedrich List bir hiçti. Ama ekonomi politikası söz konusu olduğunda, Marksistler daha çok erken bir aşamadan itibaren “vahşî kapitalizm”le özdeş gördükleri sınırsız laissez-faire’ciliğe kıyasla List’in devlet himayeciliğine kayıyordu.
(3) Siyaset sahnesinde çok önemli bir faktör de, liberallerin “devrimci olmaması”ydı. 1789-91’de, sonra 1848’de, sonra 1876-77 Birinci Meşrutiyet denemesi sırasında, sonra 1905’te ve Şubat 1917’de (Marksistlere göre) liberaller yumuşak ve zayıf çıktı; gericilik ve karşı-devrim karargâhlarının üzerine yürüme cesareti ve kararlılığını gösteremediler; boş gevezeliklerle vakit kaybettiler ve kaçınılmaz olarak “tarihin çöplüğü”ne atıldılar. Liberalin adı daha o dönemde hayattan ve pratikten kopuk, şatafatlı konuşan (ve biraz da efemine) salon züppesine çıktı. (Eisenstein’in Oktiyabr filminde Menşeviklerin nasıl resmedildiğine bakınız ve Evren’in veya Erdoğan’ın “Boğaza karşı alkollü içki” söylemiyle karşılaştırınız). Leninizme göre Ekim 1917’de işçilerin nasırlı yumruğu, elbette böyle “asalak”ların da tepesinde patlamıştı.
(4) Bu gibi bütün noktalarda, Bolşeviklerle İttihatçılar ve Kemalistler hem etkileşim hem paralellik içinde olageldi. Bu, tam bir “bileşik ve eşitsiz gelişim” örneğidir. Sonuçta, her ikisi de hem ekonomik liberalizme karşı mevzilendi çünkü serbest ticareti, dış açık ve borçlanma yoluyla “emperyalizmin ülkeye girmesi”ne yol açar. Hem de siyasal rejim olarak çok-partili demokrasiye cephe aldı çünkü cahil halkın seçimlerde aldatılması yoluyla karşı-devrimin yolunu açar. Nitekim 1946-50’de açmıştır da.
Bu iki fikri, dikkat edin, Doğan Avcıoğlu kendi başına icat etmedi. 1930 ve 40’lardan günümüze, bütün Komintern mirası bununla yoğrulup TKP’ye, Kadro’culara, Mihri Belli’ye, Nâsır’a, Baas’a, şimdi Arap Baharıyla yıkılan veya yıkılacak gibi olan (Suriye dahil) bütün diğer laik-devletçi tek-parti yönetimlerine, ruhu onlara akraba CHP’ye ve aynı kafadaki, aynı tip bir rejim kurmaya aday PKK’ya taşındı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024