Halil BERKTAY
[1 Haziran 2016] Şimdiki zamanda yaşayan bizler geçmişe mutlak bir bağımlılık içinde değiliz. Öyle dersek de bu bir kurgu, bir uydurmadır, çünkü yaklaşım ve yorumlarımızla aslında biz geçmişi her seferinde yeniden var ederiz. Geçmişe dair sorularımızı hep bugünün içinde, bugünden hareketle sorarız. Yaşarız ve hayat önümüze habire yeni tecrübeler getirir. Bu da geçmişteki “benzer” veya “bağlantılı” olayları baştan düşünmemize yol açar. Onları artık her yönüyle bildiğimizi sanırken, daha önce görmediğimiz boyutlarının farkına varırız. Bu süreçte önceki bütün kanaat ve değer yargılarımız da altüst olabilir.
Çağımızda, örneğin, devrimle (ihtilâlle) doğmuş ve sosyalizmi uygulamış bir toplum olarak Sovyetler Birliği’nin giderek çürüyüp çökmesi, sosyalizmin de, devrimin (ihtilâlin) de eskisinden çok daha eleştirel bir şekilde ele alınmasını beraberinde getirdi. Türkiye’de ise darbelere ilişkin ikili bir gelişme yaşandı. Bir noktaya kadar, Marksistler dahil laik kesimin sevdiği ve sevmediği darbeler vardı. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 rejimlerinden, kendi canlarını yaktığı için nefret ederlerdi de, 27 Mayıs 1960’ı “sol” diye ayrı bir yere koyarlar ve “öteki”lerin, öbür tarafın, DP’yi seven ve destekleyenlerin neler çektiğini zerrece düşünmezlerdi. Belki, belki değil mutlaka, aynı şey sağın sola bakışı açısından da geçerliydi (ve hâlâ da bir ölçüde geçerli), ama ben burada daha çok solun düşünsel hegemonya alanı üzerinde duruyorum.
Zamanla çeşitli gedikler açıldı, bu büyük tek-yanlılık ve duyarsızlıkta. Bir, özellikle 12 Eylül ve 12 Eylül’ün Atatürkçülüğü, ardından (28 Şubat 1997 dahil) 90’ların Türkiye’yi boğan ve yerinde saydıran, insanların ruhunu karartan vesayet rejimi, bizatihî Atatürkçülüğün ve aynı zamanda Atatürkçülüğe arka çıkan, dünya görüşü ve hayat anlayışı bakımından kendini ona yakın hisseden bir solculuğun tarihe bakışını sarstı ve salladı. Buna karşılık 1983-93 Özal dönemi Türkiye tarihinde her zaman çok zayıf kalan, ezilen ve horlanan liberalizme kısmen hayat üfledi, güç kazandırdı. Cumhuriyetin otoriter modernizmine ilişkin soru işaretleri çoğaldı. Bu bağlamda, bir zamanlar parlamenter demokrasiyi değersizleştirmek için kullanılan “cici demokrasi” (Doğan Avcıoğlu), “Filipinler demokrasisi” (Mihri Belli) ya da çok-partililiğe geçişin “karşı-devrim” demek olduğu (keza Avcıoğlu ve Mihri Belli) gibi deyim ve teoriler hükmünü yitirdi. Önce (a) Kemalist Devrim; sonra (b) onun kazanımlarını yokeden Demokrat Parti karşı-devrimi; sonra (c) DP’yi deviren ve dolayısıylas karşı-devrimi kısmen de olsa gerileten, dolayısıyla ilerici, devrimci bir nitelik taşıyan 1960 müdahalesi… Bu üçlü kurgunun çökmesi, 27 Mayıs’ın sol nezdindeki fikrî meşruiyet zemininin yıkılması anlamına geldi.
İkincisi, İslâmın ve İslâmcılığın aynı 90’lardan itibaren kamusal alana çıkma çabasında karşılaştığı (türban sorunu, ikna odaları, dışlanma, işe ve üniversitelere alınmamalar gibi) baskı ve haksızlıklar, sırf bir eşitlik ve demokrasi sorunu olarak solun belli kesimlerinde dahi “artık bu kadar da olmaz” diye özetlenebilecek tepkiler yarattı ve özellikle bazı laik kadın/feminist grupları ile Müslüman kadınlar arasında (sınırlı da olsa ve din karşıtı önyargıların tamamen üstesinden gelinemese de) dayanışma ilişkileri kurulmasına yol açtı. “Öteki”ni tanımak, “öteki”lerin hayatlarına bir pencere açılmasını beraberinde getirdi. Hayret, onlar da insanmış meğer! 2002 seçimlerinden sonra bu pencere giderek büyüdü ve genişledi, zira AK Parti liderliğinin şahsında dindarların kendileri özgüven kazandıkça daha fazla konuşup yazmaya ve ailelerini, kökenlerini, yaşadıklarını anlatmaya koyuldu. 27 Mayıs’ta sağcıların başına neler geldiği, tutuklanan DP’lilere neler yapıldığı, ailelerinin nasıl aşağılandığı ve hakaret gördüğü, darbeci subayların ne kadar küstah ve saldırgan davrandığı, eskisinden çok daha fazla okunur ve dinlenir, kulak verilir oldu. Yassıada duruşmalarının rezilliği, Türkiye’de 1920’lerin İstiklâl Mahkemeleri ve Sovyetler Birliği’nde Stalin terörünün Moskova duruşmaları ile aynı paranteze alındı.
Birbiriyle örtüşen ve kesişen bu gelişmeler, paradigmatik bir değişime yol açtı. Cumhuriyet tarihinin Kemalist-Marksist anlatımına rakip, “tarihin yönü” ilerlemeciliğinden kurtulduğu ölçüde daha realist ve dengeli anlatımlar belirdi. Darbenin iyisi-kötüsü diye bir şey olmadığı, yani hepsine karşı olmak gerektiği, bir asgarî demokratlık kabulüne dönüştü. Fakat hemen eklemek ihtiyacını duyuyorum: Solda uç veren bu darbe ve darbecilik sorgulaması, devrim ve devrimcilik kavramlarına uzanmadı. İkisi de demokratik siyasetin normalliğine karşı şiddete dayalı anormal siyaset biçimleri olarak sınıflanmadı. Tersine, katılım, halk desteği ve toplumsal dönüşümün derinliği gibi (tanımı zor, zira hayli sübjektif) ölçütler temelinde aradaki fark korunmak istendi. Devrim (ihtilâl) ideal olarak geniş kitlelere dayandığı, aşağıdan yukarı gerçekleştiği ve sosyal-siyasal yapıyı kökten değiştirdiği gerekçesiyle “iyi”; darbe ise haalk dışında, (ordu gibi) bazı devlet kurumlarınca yukarıdan aşağı gerçekleştiği, çoğunluğun değil azınlığın işi olduğu ve olsa olsa sathî, kısa süreli bir rejim değişikliğine yol açtığı için “münhasıran kötü” sayılmaya devam etti. Ama benim sakat bulduğum bu devrimseverlik ya da devrim korumacılığı dahi, 27 Mayıs’ı kurtarmaya yetmedi. Bir zamanların “akdevrim”i olmaktan çıktı; katıksız darbe torbasına girdi.
Bütün bunları, geçmişe ilişkin yorumların elbette sürekli değişeceğini ve hem senkronik, hem diyakronik farklılıklar göstereceğini bir kere daha vurgulamak için yazdım. Ama yorumlar başka; olgular başka. Üç ayrı tarihçi, aynı olgular öbeği etrafında, belirli sınırlar içinde de olsa üç ayrı yorum üretebilir. Ancak söz konusu olguların (verilerin, kanıtların, kayıtların, birincil kaynakların) kendileriyle oynamaya kalkamaz. Kalkarsa, (Torosyan olayında da görüldüğü gibi) artık o tarihçilik değil tahrifat veya sahtecilik sayılmak gerekir.
Nitekim benim 27 Mayıs 2016 Cuma akşamı 22-24 arası aHaber’de gösterilen “Başvekil Adnan Menderes” belgeseline yönelik eleştirilerim de olgularla desteklenmiş yorumbazında bir eleştiri değil. Tamamen hayalî yorumlara destek sağlamak için doğrudan doğruya olguların çarpıtılmasıyla; güncel siyaset açısından tarihe başvurmak, tarihten ders çıkarmaya çalışmakla değil, güncel siyaset uğruna tarihin kötüye kullanılması, istismar ve suistimal edilmesiyle ilgili.
Devam edeceğim.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- PKK ve Türk solcuları (3) Silâh, savaş, “Önderlik
10.03.2025 - Yarısı biten sürecin kalan yarısına dair
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (2) “Adam öldürmeyi oyun mu sandın?”
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (1) Silâh ve şiddet fetişizmiyle dolu otuz yıl
6.03.2025 - Trump’ın, yeni tip Hitler ve bilinçsiz Leninist olarak portresi
10.02.2025 - Bir demokrasi ve mücadele alanı olarak “ahlâklı denetim”
29.01.2025 - Eksik ve kaygılı bir devrimperestlik: Amerikan Devrimi
25.01.2025 - Marksizmden önce devrim, terör, diktatörlük
16.01.2025 - “Bir günde giriverdik demektir Şamı Şerif şehrine”
24.12.2024 - Kültür Bakanına birkaç soru
20.11.2024
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları



























































































































edip şahiner
Ak Parti en iddialı olduğu din dersi sınavında da çakmıştır! Hz. Ömer menkıbeleri anlatarak adil de olunmuyor, dindar da!