Kemal CAN
Bir süre sonra, hak ihlalleri ve baskılar için harekete geçirilecek kamuoyu kalmayacağı gibi, bunların sorun olduğunu düşünmeye devam eden yeterince insan bile bulmak zor olacak. Bu yüzden, hak, demokrasi, eşitlik ve özgürlük arayışında, ifşa ve sonuçları düzeltme ile yetinmeyen bir direnç ve mücadele stratejisi kurmak acil bir zorunluluk.
Son yıllarda defalarca yaşadığımız, her seferinde hayret etmeyi bırakmamaya uğraştığımız hadiselerden birine daha tanık olduğumuz bir sabaha uyandık. Polis binlerce kere yaptığı gibi, sabahın kör karanlığında yine evleri basmış insanları almış. Sosyal medyada “Akademisyenlere sabah baskını, gözaltılar var” diye yayıldı haber. Çünkü gözaltına alınanların arasında Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Turgut Tarhanlı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Betül Tanbay da vardı. Öyle ya, “hocam” diyerek saygı gösterilen, okumuş yazmış, bilgisi ve emeğiyle ömürlük unvanlar kazanmış insanları “yataklarından aldırmak”, çok sık başvurulan bir güç gösterisi olmuştu artık. İçişleri Bakanı’nın milletvekili tehdit etmesi, keyfi yasak fermanları çıkarması, “kanun filan da tanımayın” demesi; Adalet Bakanı Yardımcısı’nın “Bizim yargı kararları dışında kriterlerimiz var” diyebilmesi de sıradanlaştı.
Saatler ilerledikçe gözaltıların Kavala soruşturmasıyla ve bu soruşturmayı Gezi olaylarıyla bağlama girişimiyle ilgili olduğunu öğrendik. “Bir yıldır iddianamesiz, neyle suçlandığını bilmeden, dava savcısının bile karşısına çıkarılmamış Osman Kavala neden hâlâ hapiste?” diye sorarken, kurucusu olduğu Anadolu Kültür’ün yönetici ve çalışanlarıydı gözaltına alınanlar. Haksız, hukuksuz tutuklamalara, hapisliklere şaşırmaya, itiraz etmeye devam edenlere, “çok da şaşırmayın, daha fazlasını görürsünüz” demekti belki yapılan. Belki de, AİHM’in davayı öncelikli görüşmeye başlama kararına ve Türkiye’den istenen savunmaya bir cevaptı. Tıpkı önce işi, sonra mesleği, daha sonra öğrenim hakkı elinden alınan Cenk Yiğiter’in, son olarak özgürlüğünü de gasp etme girişiminde olduğu gibi; haksız, hukuksuz olarak işlerinden atılanlara çalışma yasağı getirerek açlıkla terbiye etmeye kalkma fikrini bulan akıllarda gördüğümüz gibi, hizaya getirme, cezalandırma konusunda artık sınırların kalktığının yeniden anlatılmasıydı.
TRAVMA GÜNLERİNDE HAYAT
Şiddetli veya süreklilik gösteren travmatik şokların kalıcı veya çok yavaş iyileşebilen hasarlara yol açtığı uzman olmayanların bile bildiği bir durum. İnsan fazla zorlanınca, sert darbeler alınca, sistematik şiddet görünce, fiziki bir nedeni olmasa bile geçici veya sürekli hafıza, duyu ve güç kaybı gibi arazlar ortaya çıkabiliyor. Travma altındaki insanlar, bazen bildiklerini unutuyor ve yeniden öğrenmek zorunda kalıyor; bazen en kolay yapabildiklerini yapamaz hale geliyor ve bu yetenekleri yeniden edinmek zorunda kalıyor. Normalde sürekli ilerleyen gelişme ve öğrenme süreci, zorlayıcı müdahaleler karşısında etkilenip bozuluyor, geriliyor ve bazen de kazanılanlar / öğrenilenler kısmen veya tamamen kayboluyor. Toplumlar ve ülkeler de böyle. “Biz bunu artık öğrendik”, “bunu artık yapabiliyoruz”, “buradan geriye gidilmez” denilen bir sürü değerin, kavramın, kuralın, kabulün zayıfladığını, eridiğini, yok olduğunu görüyoruz.
Dünyadaki ve elbette Türkiye’deki hak ve özgürlük mücadelesi, öncelikle hak ve özgürlüklerin tanımlanması çabası olarak başladı. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne, uluslararası anlaşmalara, yasa metinlerine kayıtlar düşülene kadar, neyin hak olduğu; özgürlüğün nerede başlayıp, nereye kadar uzandığı konusunda yoğun tartışmalar yaşandı ve zorlu mücadeleler verildi. Bu, aslında bir bakıma kolektif öğrenme süreci, toplum olarak yetilerini geliştirme hikayesiydi. Kimi zaman çok eleştirilen “uyumlaştırma programları”, kimi zaman yükselen toplumsal muhalefetin gücü, kimi zaman gerilimi düşürme ihtiyacı etkili oldu; Pek çok hak ve özgürlük evrensel yazılı kurallar haline geldi ama çok daha önemlisi, uygulama sorunlarına rağmen artık kimsenin fazlaca tartışmadığı, “o da nereden çıktı” denilemeyen bilgilere, kabullere dönüştü (öyle sandık); itirazları olanların bile biraz geri durmak zorunda kaldığı korunaklı bölgeler oluştu (onlara fazla güvendik).
BİLDİKLERİNİ UNUTMAK
Şimdi, ister sağ popülist trend, ister faşizmin ikinci dalgası denilsin; ister küreselleşme ve neoliberalizmin komplikasyonlarına, ister demokrasi idealinin cevap üretememesinin geri tepmesine bağlansın, ister rejim inşası, ister imhası denilsin içinde yaşadığımız şartlar artık çok sert bir travma alanı çiziyor. Kadere müdahale ve hayatla ilişki pratiği olarak sahici siyasetin, demokrasi-eşitlik-özgürlük fikirlerinin hem ülkede hem dünyada ağır saldırı altında olduğu günlerden geçiyoruz. Bu travmatik atmosfer, hak ihlallerini, özgürlük kısıtlamalarını, haksızlıkları, adaletsizlikleri, baskıları artıran, normalleştiren, yaptırımsız bırakan bir zemin yaratmakla da kalmıyor, doğrudan hak, adalet ve özgürlük düşüncesine yöneliyor. En tepelerdeki sözcülerin ağzından, en bildik, kabul edilmiş haklar ve özgürlükler tartışma konusu edilerek, kimi zaman aşağılanarak, kimi zaman tehdit olarak etiketlenerek itibarsızlaştırılıyor. Verilen mücadelelerle hayli geri basmış gerici, faşizan, saldırgan odaklar serbest bırakılıyor, yeni ortaklarla tahkim edilerek teşvik görüyor.
Gazetecileri gazetecilik yaptığı, avukatları savunma yaptığı için tutuklamaya kalkan Türkiye’nin bu halinden güya şikayetçi olan ülkelerde, Başbakan’ın önünde gazeteciler yaka paça salondan atılıyor, Başkan’ın emriyle gazetecinin elindeki mikrofon alınıyor. İş yükünden bunaldığı için adalet üretmeyi kesmekte sakınca görmeyen AİHM, seri hukuksuzluklarla rekorlara imza atan Türkiye adliyesine alan açıyor. Dünyadaki yeni otoriter dalganın sözcüleri “aşırı özgürlük sorunundan” bahsederken, Türkiye’de pop figürler aslında özgürlüklerin yerli yerinde durduğunu anlatma sırasına giriyor. Bütün bunlar, karşı karşıya olunanın, yoğunlaşan ve sıradanlaşan hak ihlallerinden ve baskılardan daha tehlikeli olduğunu gösteriyor. Bütün bilinenlerin, öğrenilenlerin, kazanılanların kaybedilip/unutulup, her şeyin yeniden öğrenilmek ve kazanılmak zorunda kalınacağı bir tabloya doğru ilerleniyor. Bir süre sonra, hak ihlalleri ve baskılar için harekete geçirilecek kamuoyu kalmayacağı gibi, bunların sorun olduğunu düşünmeye devam eden yeterince insan bile bulmak zor olacak. Bu yüzden, hak, demokrasi, eşitlik ve özgürlük arayışında, ifşa ve sonuçları düzeltme ile yetinmeyen bir direnç ve mücadele stratejisi kurmak acil bir zorunluluk. Çünkü, yeniden öğrenmek zorunda kalmak, çok uzun ve zahmetli olabilir. Ne kadarının geri kazanılabileceğini kestirmek ise çok daha zor.
Yazarlar
-
Taha AkyolTürk-Rus-Çin ittifakı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERBolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDemokrasinin içerideki ve dışarıdaki dinamikleri 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayÇin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTektonik Kırılmalar: Liberalizmin Tasfiyesi ve Müslümanlar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet farkında mı? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKültürel hegemoni savaşı: Türkiye’ye bak, Amerika’nın geleceğini gör 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Bize bir ömür daha lazım…” 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖzgür Özel ve siyasi drama… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTopunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız... 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKalıcı fakirlik ve pahalılık 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP’ye kayyım davasında AK Parti’nin eli var diyen yok ki… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni Diyanet İşleri Başkanı 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluZeytine ağıt 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunStalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi? 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan’ın bütün akbabaları aşkına 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTeflon siyaset 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİç Sömürge: Gücün İçeriye Yöneldiği Karanlık Düzen 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAltın ve boksit madenleri, elektrik, kahveci… Yeni bir el koyma mı geliyor? 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANTürkiye kötüye gidiyorsa AKP’nin oyu neden yüzde 30 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.08.2025
17.08.2025
17.08.2025
21.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
27.05.2025
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025