Atilla YAYLA
Türkiye’de olan biteni anlamak için bakabileceğimiz göstergeler, işaretler var. Bunlardan biri PKK’nın önde gelenlerinden birinden -C. Bayık’tan- geldi.
Gazetelere düşen haberlere göre, İngiltere’de yayımlanan Times gazetesine konuşan KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, artık temel hedeflerinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) çöküşü olduğunu söylemiş. Bununla da kalmamış, "Erdoğan bizi yenerse, Türkiye'de demokrasi isteyen herkesi mağlup edebilir… Onun rüyalarının gerçeğe dönüşmesinin önündeki en büyük engel biziz. Eğer Erdoğan bizi saf dışı bırakırsa, kazanır... Erdoğan’ı ve AKP'yi devirmek istiyoruz. Erdoğan ve AKP devrilmedikçe, Türkiye asla demokratik bir ülke olamaz…” demiş. Benzer demeçlerin Bayık ve başkaları tarafından BBC’ye ve diğer bazı Batılı yayın organlarına da verildiğini biliyoruz.
PKK Erdoğan’a ve AK Parti hükümetine savaş açmış. PKK kim? Bir terör örgütü. Sicili masum insanların katledilmesiyle dolu bir yapılanma. Bu tür açıklamaları yapanlar kimler? Bu terör örgütünün idarecileri. Gerek bu örgütün gerekse idarecilerinin demokrasi teorisiyle, demokratik ilkelerle ve demokratik uygulamalarla ne alâkası var? Hiç. Demokrasinin ne olduğunu ve nasıl kurulacağını veya korunacağını ömrünü dağlarda geçirmiş ve işi gücü insan öldürtmek olan adamlardan mı öğreneceğiz?
Bunların üstüne bir de PKK’nın kendisi gibi ortodoks sosyalist (Marksist-Leninist-Maoist-Stalinist) ona yakın terör örgütüyle ittifak kurduğunu hatırlarsak tablo daha net görülür. Bu örgütlerin toplumsal tabanı yok ama dar şehir örgütlenmeleri var. PKK ile şehirlerdeki her tür terör saldırısında işbirliği yapabilirler.
Erdoğan demokratik seçimleri kazanarak Cumhurbaşkanı olmuş bir siyasetçi. AK parti hükümeti de yine seçimleri kazanarak iktidar olmuş bir siyasî parti. Her iki aktörün varlığı da makamlarında oturuşları da meşru. Bu iki aktör demokratik bir sistemde nasıl göreve geldilerse ancak öyle giderler. Yani onların bulundukları makamdan uzaklaşması sürelerinin dolmasına, seçim kaybetmelerine bağlı. Bu açık gerçek ortadayken PKK ve müttefikleri kime, neyin savaşını açıyor? Bu savaş meşru mu? Demokratik seçimlerle gelen aktörlerin demokrasi dışı yollarla iktidardan indirilmesi demokrasiyi güçlendirir mi zayıflatır mı? Bir terör örgütünün demokratik aktörler karşısında ne meşruiyeti olabilir? PKK’nın hükümet devirebildiği bir yerde demokrasi mi despotizm mi egemen olur?
Bu sorular Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı aklını ve vicdanını kavurmuş kimseleri pek ilgilendirmiyor. Onlar her ne pahasına olursa olsun siyasî hedeflerine ulaşmak istiyorlar. Nefret ettikleri aktörleri mevkilerinden uzaklaştıracak yollar-yöntemler arasında meşru-gayri meşru, demokratik-antidemokratik ayrımı yapmıyorlar. Sormak istiyorum: Terör örgütlerinin demokratik usulle işbaşına gelmiş bir hükümete savaş açmasını nasıl karşılıyorlar? Onaylıyorlar mı? Onaylıyorlarsa bu savaşın meşruiyetini nerede buluyorlar? Onaylamıyorlarsa gayr meşruluğun saldırısına karşı neden hiç ses çıkartmıyorlar?
Diyelim ki AK Parti ve Erdoğan yanlış. Hatalı icraatlara imza atıyor. Adı geçen terör örgütleri AK Parti ortaya çıkmadan da vardı ve eylem yapıyordu. Hükümet giderse bu örgütlerin duracağını, sadık demokratlar olacağını mı sanıyorlar?Sanmıyorlarsa onlarla nasıl mücadele edilmesini istiyorlar? Silah kullananların üzerine çiçekle mi gidecekler? Askere ve polise barakasına dönmesi ve hiçbir şey yapmaması emrini mi verecekler?
Kuru gürültüye pabuç bırakmam. Laf kalabalığına ve cambazlığına da kanman. Bu sorulara cevap vermeden ileri geri konuşanları hem vicdansız ve akılsız sayarım, hem de demokrasiye inanmadıkları ve bağlı olmadıkları sonucuna varırım.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019