Cemil ERTEM
Benim yaşındakiler bilir; bizim kuşak, Türkiye’den başlayarak Ortadoğu’ya uzanan üç büyük sorunla büyüdü; Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu ve Filistin sorunu. İlk iki sorun, yetmişli yıllardan başlayarak, şovenizme ve faşizan baskılara da yataklık etti.
Filistin sorununun, Türkiye siyasetine yansıması da ilginçtir; Arafat ve FKÖ zamanında solun daha çok dillendirdiği Filistin halkının dramı, FKÖ’nün etkinliğinin Arafat’ın ölümünden sonra erimesi ve Hamas’ın öne çıkmasıyla, sol tarafından neredeyse yok sayıldı. Gazze’nin kuşatılması ve Gazze katliamları, güney Kudüs’deki Filistin yerleşim yerlerinin bile İsrail tarafından işgal edilmesi, bir zamanlar Filistin kamplarında ‘abileri’ eğitim görmüş ‘solun’ ilgi alanından çıktığı için hiç dert edilmedi. Çünkü Filistin halkının öne çıkan siyasetini, ikibinli yıllarda, Hamas dillendiriyordu.
İslam ve ‘sol’
Ortadoğu’da İslam’ın, birilerinin iddia etttiği gibi, ‘siyasallaşması’ söz konusu değildi; İslam, tam aksine, siyaseten kendisine geliyor, doğduğu ve ilk yayıldığı topraklarda yeni bir uyanışa öncülük ediyordu. İşte bu gerçek, Türkiye’de gıdasını, enternasyonalizmden değil de, Kemalizm’in dar ulusalcılığından alan sözüm ona ‘solu,’ doğduğu yere, yani devletin resmi bürokratik seküler ideolojisine, dolayısıyla jakoben küçük burjuvanın faşist dünyasına geri yolladı. Artık Filistin deyince, tüyleri diken diken olan İslamofobi ile donanmış bir ‘aydın’ kesim ve onun medyası var(dı) bu ülkede.
Bu, Mavi Marmara ve İHH ile de iyice ortaya çıktı. Gazze’deki açlık hatta kadın ve çocukların öldürülmesi, hastanelerin bile gece yarıları bombalanması onları hiç ilgilendirmedi. Çünkü şimdi ‘gerici’ dedikleri bu iktidar, bu teröre karşı çıkmayı resmi dış politika haline getirmişti.
Soğuk Savaş’ı aşamayanlar
Çok ilginçtir, Gazze kuşatması ve Gazze katliamları silsilesi, şimdi bu nasyonel-sosyalist kesimle fütursuzca işbirliği yapan Cemaat çevresini de hiç ilgilendirmedi. Bu, benim aklıma Soğuk Savaş dönemindeki ABD-Sovyetler, sözüm ona, ‘çatışmasını’ getiriyor. Artık biliyoruz ki, bütün bu dönemde, ABD ile Sovyetler aslında ‘düşman’ rolü yaparak dünyayı paylaşan ve sistemi yürüten iki ortaktı. Enerji kaynakları, pazarlar, ülkeler kısacası egemenlik alanları paylaşılmıştı. O zaman Sovyet uydusu olan ve şimdilerde yüz milyarlarca dolarlık yeraltı zenginliklerine sahip olduğu ortaya çıkan Azerbaycan gibi ülkeler yoksulluktan kıvranıyordu. Çünkü yeraltı kaynaklarını ortaya çıkarmak var olan hassas dengeleri bozabilirdi. İş bölümü belliydi...
Gürültü, ancak paylaşılan bu ‘egemenlik’ alanlarının, ‘centilmenlik’ dışı ihlal edilmesi ile çıkıyordu. Ancak bu danışıklı dövüş, söz konusu dönemde, solun ve sağın politik duruşunu hatta ideolojisini yeniden üretti. Tabii bu ayrı politik duruşlar, aynı yere çıktığı gibi, üretilen ideolojik ayrımlar da yapay daha doğrusu sahte idi. Şimdi, tam şu günlerde, Türkiye’de bir araya gelen ulusalcı sol ve muhalif (!) sağ kesimlerin liderleri, kadroları ve politik duruşları tam da bu Soğuk Savaş döneminde kendini bulmuş, şekillenmiştir. İzmir Hisarönü’nden ABD’ye giden yola bakın, tam bir soğuk savaş hikayesidir. Aynı şekilde örneğin şimdi Ergenekon’dan içerde olan İşçi Partisi kadrolarına bakın, onların da hikayeleri benzerdir. Bakın bu objektif bir durumdur, hiç kimse objektif durumlar için suçlanamaz; ancak her şey değişirken siz, aynı yerde sayıklarsanız, yeni olana, gelmekte olana direnirseniz, insanlık lehine hızla çözülen sorunlarda çözümden yana değil, sorundan yana ve eskinin devamından yana olan sermaye yapılarının oyuncağı olursunuz. Size öyle şeyler yaptırırlar ki, siz siz olmaktan çıkarsınız...
Neden şimdi, neden üçü birden?..
İşte bu ülkede ömrünü; Kürt, Kıbrıs ve Filistin sorunlarının acıları, travmalarıyla geçirmiş kaç kuşak geldi geçti; şimdi tam şimdi, bu üç sorun da, aynı zaman dilimi içinde, ilk defa bu kadar çözüme yaklaşıyor. Kıbrıs harekatı, 1974 yılında oldu; yani Türkiye, 12 Mart askeri rejiminden çıkıp nefes almaya başladığı tarihlerde... Sonra zaten iki yıl sonra iç savaşa varacak çatışmalar ve 12 Eylül yolu göründü. Tam 40 yıl oldu; Birleşik Demokratik iki toplumlu bir Kıbrıs’ı Türkiye’de, Avrupa’da ve ABD-İngiltere’de savaş yanlısı güçler istemedi. Ayrılmış Kıbrıs, milliyetçilik ve militarizm üreterek, Türkiye’de demokratikleşmenin önündeki engellerden biri olmuştur.
Yine Avrupa’da, Türkiye karşıtı yapılar, G.Kıbrıs’ı naylon üye yaparak kullandılar ve ekonomik olarak da batırdılar. Peki, Annan Planı dahil olmak üzere, şimdiye değin neden çözüme bu denli yaklaşılmadı? İşte bu soru ve bu sorunun cevabı, Kürt ve Filistin sorunları için de geçerlidir. Cevap kısaca şudur; başta Türkiye olmak üzere, Ortadoğu, Kafkaslar ve Doğu halkları, kendi topraklarına, zenginliklerine sahip çıkıyor. Hazar Denizi’ndeki milyarlarca metreküp doğalgaz ve diğer topraklardaki enerji kaynakları için Kürtler, Araplar, Türkmenler ve diğer halklar yeter; Basra da, Kerkük de, Musul da bizim diyor. Halkını daha fazla yoksullaştırmayı göze alamayan İran diktatörlüğü, ipleri gevşetmek zorunda kalıyor... İran’da çok yakında rejim içinde bir hesaplaşma kaçınılmazdır. Bu hesaplaşma, dışa açılma ve demokratikleşme yanlılarının galibiyeti ile sonlanana değin, İran için kesin konuşamayız ama İran meselesi için de tünelin sonundaki ışık görünmüştür. Kıbrıs meselesi de böyle bir meseledir.
Türkiye merkez, artık geri dönüş çok zor...
Şimdi hem Rumlar hem de Türkler krizle boğuşurken burunlarının dibinde, İsrail’in bulduğunu iddia ettiği bir trilyon metreküpü bulan doğalgaz kaynakları için İsrail’den düşecek kırıntılara ya da pazarlık komisyonlarına mı evet diyecekler sanıyorsunuz. Tabii bunun dışında, aynen bu neden için de, AB, Türkiye hatta ABD’de Kıbrıs sorununu tam şimdi çözmek zorundadır. Yine, AB’de Avrupa’yı yalnız kendi egemenliğindeki bir Merkez Avrupa’ya dönüştürmek isteyen Merkel gibiler ve ABD’de neoconlar dışındaki kesimler, aynı nedenle, ilk defa Kürt sorununun bu kadar çözümünden yanalar.
Tabii İsrail’in de İran’ın yeni döneme adım atması ve değişen bu enerji oyunu nedeniyle hem Kıbrıs hem de Filistin sorununun çözülmesini isteyeceğinden hiç kimse şüphe etmesin. İsrail, burada süreci en az kayıpla atlatmaya çalışacak. Bence İsrail’in şu andaki stratejisini ve bu stratejiye uygun taktik evrelerini bizdeki her türlü ‘muhalefet’ iyi izlesin. Netanyahu’yu taklit ederlerse bence süreci en az zararla atlatırlar.
İsrail’in Mavi Marmara özrü ile başlayan süreç, Ruhani’nin çıkışlarından ayrı olmadığı gibi, Kıbrıs çözümünden de ayrı değildir. İsrail, ABD’den bazı garantiler aldıktan sonra, Türkiye’nin istediği üçüncü adımı atacaktır, eli mecbur, kimse merak etmesin. İran’ın da, aynı şekilde, Türkiye’den geçecek güney hattına bağlanmak ve Akdeniz’e inmek zorunluluğu var. Bütün bu bölge, yani Doğu Avrupa, Türkiye, Ortadoğu, Kafkaslar -Hazar- ve K. Afrika önümüzdeki yıllarda çok önemli siyasi gelişmeleri ortaya çıkaracaklar. Bu süreç, aynı zamanda, bir bütünleşme sürecidir ve Türkiye merkezdir. Bundan dolayı ‘geri dönüş’ çok zordur; bütün büyük sorunlarda, bu yüzden çözüme yakınız ve bu yüzden Türkiye’de son darbe de başarısız oldu.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
iyi niyetli bir bakis acisi. Bence hukumetin, Alevi vatandaslarimizin bu konudaki duyarliligini bilmeme ihtimali yok. Bilerek konuldu Yavuzun ismi o kopruye. Goz cikarircasina nispet, baska bir amac da yok burda.