Cihan AKTAŞ
Çoğumuzun Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılmasından sonra Morisko olarak adlandırılan İspanya Müslümanlarının başına gelen felaketler üzerine bir fikri var, ancak onları yaşayan bir varlıkla ilişkilendirme konusunda bilgiden yoksunuz, dahası bu bilgi kıtlığının ne anlama gelebileceği konusunda da pek fikrimiz yok. Bu nedenle de yapımcılığını Kuzey Haber Ajansı’nın üstlendiği ve Akif Emre’nin yönettiği, geçtiğimiz haftalarda Kanal 24’te yayınlanan “Elveda Endülüs: Moriskolar”başlığını taşıyan belgesel, sayfaları eksik bir tarihe dönük keşif çabaları açısından kayda değer geliyor bana. Keşke Kanal 24, sahasında içerik ve tema itibarıyla ilk olma özelliği taşıyan beş bölümlük belgeseli iki veya üç bölüm birarada değil de izleyicinin özümsemesine izin veren bir rutinle yayınlasaydı.
Belgesel netameli bir çalışma olarak görünür bana, gerçeklikle oynadığı kumar yüzünden. Misal,Kieslowski’yi belgeselden kurgu filmlere geçmeye götüren sebep, gerçek gözyaşlarından duyduğu korku olmuştu. (Kayda alınanın) gözyaşlarından duyulan korkunun üstesinden, belki sadece o gözyaşlarını gönülden kopan bir “selam”la paylaşmakla gelinebilir.
Yönettiği belgesel ekranda gösterimdeyken, Akif Emre’ye belgeselin arka plan hazırlığı ve çekim aşamalarına ilişkin sorular gönderdim. Sağolsun, kırmadı, cevaplandırdı.
Çekim ve montajı bir yıl süren belgesel için daha önce defalarca İspanya’ya giderek saha çalışmaları yapmış Emre. Sözkonusu olan, izleri toplumdan ve kültürden silinmek istenmiş bir tarihin keşfi.
Endülüs düşerken son Gırnata Sultanı’nın şehri işgalcilere teslimi sırasında yaptığı 50 maddelik barış anlaşmasına ancak beş yıl uyuluyor ve engizisyon devreye giriyor. 1492’den itibaren, Emre’nin“medeniyet kini” diye tanımladığı bir sebeple, Müslümanların Hıristiyan olmaya zorlandığı şiddetli bir unutturma işlemi gerçekleştiriliyor.
Gırnata’nın düşmesinden çok zaman sonra, 1610’larda yüzbinlerce Morisko’nun topluca yerinden yurdundan sürülmesi, modern Avrupa’nın tektipçi toplum/kültür anlayışının premodern örneğini sergilemeye başladığının ifadesi. Moriskoların bir kısmı artık gerçekten de Katolikleştirildiği hâlde, etnik olarak da İspanyol kökenli olmalarına karşılık yine de, farklı bir medeniyetle kurdukları ilişki şifreleri nedeniyle sürgüne zorlanmaları, tektipçi nitelikte medeniyet ve egemenlik algısının özcülüğünün muameleleri açısından, dikkatle okunması gereken bir olgu.
Bütün bu silme ve yok etme işlemlerine karşılık engizisyon örnekleri, isyanlara ilişkin bulgular, isyanların çıktığı Alpuhara Dağlarındaki mekânların, köylerin keşfi, bir yılı aşan belgesel çekim sürecinin sarsıcı deneyimleri. Akif Emre ilk keşif gezisi için gittiğinde mevsim ilkbahardır. Aşağıda Gırnata gözlerinin önünde uzanıyor, içinde ilerlediği orman yer yer kar yığınlarıyla kaplı, bir yandan eriyen karın oluşturduğu sular ince ince akıyor. Yönetmen manzaranın değil, başka bir şeyin keşfi peşinde. Arabayı durduruyor, buz gibi kar sularıyla abdest alıp namaza duruyor. Gizli saklı kılınmış nice namaza bir selam göndermiş oluyor, çekime başlarken. “Belgeselin bendeki özeti bu olsa gerek” diye anlatıyor duygularını.
İsyan çığlıklarının yükseldiği köyleri tek tek çekerken, Gırnata’da, Albeyzi’de eski evlerin gizli köşelerinden Kur’an-ı Kerimlerin çıktığını öğrendiğinde hüzün ve acı hisleriyle o katliam ve sürgün yıllarına adım attığını duyuyor Emre. “Allahaısmarladık kalbim” cümlesiyle biten 1630’lu yıllardan kalma bir mektubu ya da Osmanlı’dan isyan için yardım istemek üzere gönderilmiş bir diğer mektubu okurken sarsılıyor. Bir medeniyetin Flamenko’ya sindirilmiş ayak seslerinin duyurttuğu coşku, Blas İnfante’yi tanımanın getirdiği duygu ve düşüncelerle karışıyor. Bir belgeseli gerçek gözyaşlarından korku duymadan tamamlamaya götürebilecek en haklı sebep de yönetmenin işte böylesine samimi duygularla katılımı olmalı.
Etrafı derin uçurumlarla çevrili beyaz badanalı evlerle kaplı köyden çıkan çocuk, bugün “Endülüs’ün Babası” olarak tanınan Blas İnfante, sosyalist bir muhalifken Fas’a yaptığı bir yolculuğun üzerinden Müslüman oluyor. Franko rejimi tarafından kurşuna dizilen İnfante belgeselde, resmî söylemin Endülüs bağlamında Lorca imgelerinin gerisine düşürerek unutturduğu, böylelikle bir kez de tabulara kurban verilmek istenen bir şehit ve aynı zamanda direnmeyi sürdüren çağdaş Morisko olarak yer alıyor.
Hiçbir katliam hiçbir tehcir akan yılların örtüsü altında ilânihaye gizli kalmıyor. “Elveda Endülüs: Moriskolar” belgeseli, tek başına İnfante’nin mücadelesini tasviriyle bile çok önemli geliyor bana.
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016