Etyen MAHÇUPYAN
Siyaset felsefesi toplum için yapılması gereken iyiliklerden söz ederek siyaseti yüceltir. Gerçekten de siyasetin meşruiyeti iyilik ve genel yararlılık ilkesine dayanır.
Ancak hayatın somut yaşanma biçimi çok farklı kaygıları öne çıkarır: Siyaset öncelikle iktidara gelme ve iktidara tutunma çabası demektir. Toplumu etkileme bir ideal olarak yerli yerinde dursa da, bu etkilemeyi azami hale getirme iktidara sahip olmayı gerektirir. Bu nedenle zaten iktidarda olan siyasi aktörlerin temel uğraşı orada kalmaya çalışmak, iktidarlarını riske atmamaktır. Nitekim idealist amaçlar uğruna iktidarını tehlikeye atan siyasi partilerin sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Hele söz konusu parti devlet sistematiği ile bir çatışma içindeyse, iktidara daha da yapışacak, aksi halde yasal engellemeler nedeniyle bir daha iktidar olamayabileceğini de dikkate alacaktır.
Bu fotoğrafa büyük ölçüde oturan AKP'nin Kürt meselesini çözme isteği ve iradesini acaba nasıl açıklamak lazım? Açılımın zemininin genel toplumsal destek olduğu açık. Ayrıca İslami kesimin değişiminin küreselleşmeye uyum yönünde yeni normlar ima ettiği, Osmanlı'yı çağrıştıran bir bellek arayışına neden olduğu da doğru. Ancak kritik soru Kürt meselesinin çözümüne yönelik sürecin oy kaybı getirip getirmeyeceğidir. Genel toplumsal desteğin somut oy dağılımında ne yönde ve ne kadar etkili olacağı belli değil, çünkü söz konusu destek bir dizi endişeden muaf olmadığı gibi, en ufak bir başarısızlık ihtimalinde endişelerin ağırlığı bir anda artabilir. İslami kesimin ağırlığına da fazla güvenilemez, çünkü sonuçta bu kesim çoğunluğu oluşturmuyor ve benzer endişeler orada da mevcut.
Böylece ‘acaba AKP şansını fazla mı zorluyor?' sorusuna geliyoruz ki Joost Lagendijk'in 13 Ocak yazısı tam da bunu dile getiriyordu: “Erdoğan... cumhurbaşkanı olması için ihtiyaç duyduğu varsayılan milliyetçi oyları kaybetme riskini niye göze aldı?” Lagendijk, Başbakan'ın son dönemde ölüm cezasının geri gelmesi, BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gibi çıkışlarının nedeninin milliyetçi oyları almak olduğu değerlendirmesini yapıyor ve bunun siyasi rasyonelini de cumhurbaşkanlığı seçiminde bu oyların gerekliliğinde arıyordu. Kürt meselesini çözmeye kalkışmak bu hedefi zora sokmaktaydı, çünkü AKP başarılı olmazsa zaten bu yükün altında kalacak, başarılı olduğu takdirde de taviz vermiş olma suçlamasıyla karşılaşacaktı. Yani her halükarda AKP'nin milliyetçi oyları alma ihtimali kalmıyordu. Lagendijk, bir açıklamanın AKP'nin Kürt oylarını alması olabileceğini önermişti, ama bu noktada da haklı olarak temkinliydi, çünkü çözümün Kürtleri yeterince tatmin etmemesi durumunda bu oyların da gelme ihtimali kalmazdı...
Velhasıl gerçekçi bir siyaset analizi çerçevesinden bakıldığında ve AKP'nin iktidarda kalmasının ne denli hayati olduğu dikkate alındığında, Kürt meselesinin çözümüne yönelik çabalar ‘başarı garantisi bulunmadığı bile bile alınan bir riski' ifade etmekteydi ve açıklanmaya muhtaçtı. Gerçekten de Lagendijk haklı gözüküyor. Kürt sorununun çözümü, kabaca yüzde 7 olan demokratlardan ilave 2 puan getirebilse de, Kürt oylarını çok fazla değiştirmesi beklenemez. Sonuçta AKP zaten bu oyların yarısını alıyor. Ayrıca eğer çözüm gerçekleşecekse bunda Kürt siyasetinin de payı ve başarısı olacak. Buna karşılık milliyetçi oyların AKP'ye gitme potansiyeli taşıyan ve toplam seçmen açısından kabaca yüzde onu oluşturan kısmının en az yarısı, belki de hepsi kaybedilebilir. Bu da AKP'yi yüzde 40'lara doğru çeker ve tehlike çanlarının çalmaya başlamasını ima eder.
Ama AKP yine de bu yola giriyor. Acaba neye güveniyor? İlginç bir belirti, şehit ailelerinin tavrıdır. Milliyetçi tabanın da artık değişmekte olduğunu, kendilerini ‘milliyetçi' olarak tanımlayan insanların ülkücü ve ulusalcılardan ayrımlaştığını görüyoruz. Dolayısıyla AKP'nin milliyetçi kesimden aldığı destekte belki de büyük bir düşme olmayabilir. Ama çok daha ilginci laik kesimin tutumu… TESEV çalışmasında kendilerini ‘Atatürkçü' olarak tanımlayan ve en geniş siyasi kimlik kategorisini oluşturan kesim, Kürt meselesinin çözümüne yönelik olarak özgürlükçü bir tutuma epeyce yatkın gözüküyor. Atatürkçüler ile İslamcıların yaklaşımı bu konuda benzer bir görünüm arz ediyor ve belki de laik kesimden yeni bir kopuşun ve melezleşmenin haberciliğini yapıyor. Nitekim CHP'nin iç yalpalamaları bunun işareti… Bu durumda samimi çözüm çabası AKP'nin oylarını daha da artırabilir ve üstelik partinin ‘merkezi' temsil etme gücünü sağlamlaştırır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023