Etyen MAHÇUPYAN
Doğu Avrupa ve Sovyet sistemindeki uygulamaların sosyalizmi bir hayal alemine taşımasıyla birlikte, liberaller de özgüvenlerini yeniden kazandılar.
Evrensel mücadelenin galibinin kendileri olduğunu, tarihin bir anlamda sonlandığını düşünecek kadar esrik bir ruh haline girdiler. Oysa değişen şey modernliğin kendisiydi ve liberalizm de, aynen sosyalizm gibi, bu yeni zihniyet dalgasının kıyıya vurduğu bir ideolojik fosil olma yolunda. Bu süreç doğal olarak uzun sürecek, liberaller kendilerine rakip belledikleri sosyalizan otoriteryen sistemlerle yel değirmeni savaşı yapmayı sürdürecekler, ama hayat, onların ayaklarının altındaki kumu süpürmeye devam edecek.
Liberalizm modernliğin bilgi kuramı üzerinde inşa edilmiş olan bir ideoloji. İnsanın gerçekliği kısmi olsa da doğru algıladığı ve bu algısını kendi deneyimleri çerçevesinde anlamlandırdığı varsayımından hareket ediyor. Böylece, herkesin algısı ve deneyimleri farklı olacağı için, hem insanlar arasında mukayese yapmayı anlamlı kılmayan, hem de dışarıdan bir otoritenin norm koymasını gayrimeşru hale getiren bir bilgi anlayışı bu. Ayrıca insanların bu türden bir mukayeseye veya norma ihtiyaçları da yok, çünkü herkesin bilgisi kendisi için sahih ve üstelik bir başkasının bilgisini tümüyle kapsayan kimse de yok... Dolayısıyla toplumsal kararların bireysel talep ve tercihlerin uzantısı olarak tasarlandığı, çoğunlukçu bir anlayışı öne çıkarıyor. Nitekim 'liberal pazar ekonomisinin' ve 'liberal demokrasinin' mantığı bu temel kabule dayanmakta.
Ancak gerçek hayat bazı liberalleri fazlasıyla üzmüş durumda. Çünkü liberalizmin egemen olduğu düşünülen sistemlerde, insanlar sürekli olarak liberal değerlerin dışına çıkma eğilimi göstermekle kalmıyor, bunu bizzat liberalizmle meşrulaştırıyorlar. Güç sahipleri ile güçsüzleri kategorik olarak eşitleyen ve hepsinin aynı 'düzlemde' birer karar alıcı olduğunu iddia eden böylesi bir ideolojinin hayal kırıklığı yaratması doğal. Nitekim gerçek hayat, güçlünün kararlarının güçsüze egemen olduğunu gösteriyor ve böylece liberalizm, güçlünün ideolojisi haline dönüşüyor. Sonuç liberalizmin giderek gerçek hayattan kopması ve bir ideal durum tasavvuru olarak işlevselleşmesidir. Aynen sosyalizm gibi bugün liberalizm de apolitik bir aydın kimliği... Cemaat oluşturma, o cemaatin içinde 'siyaset yapılıyor' duygusu üretme yeteneği var, ama toplumsal siyaseti etkileme gücü yok.
Hayal kırıklığı son dönemde daha da akut hale gelmiş durumda. Nitekim Atilla Yayla, Yorum sayfasındaki 29 Temmuz 2011 tarihli yazısında, birçok Batılı liberalin Müslümanlıkla karşılaşma sonrasında fanatikleştiği ve Avrupa'nın hoşgörüsünü korumak uğruna, hoşgörüsüzlüğü savunma noktasına geldiği tespitini yapıyordu. Yayla'nın işaret ettiği üzere, Batılı liberaller hoşgörüyü Avrupa'nın bir niteliği olarak sunup, bu niteliğin korunması için de Batı kültürünün homojenliğinin korunması gerektiğini öne sürüyorlar. Göçmenlere ayrımcılık yapılmasını meşrulaştıran bu bakış Yayla'yı rahatsız ediyor ama homojenlik arayışı liberalizmin temel eksenlerinden biri. Nitekim liberalizmin sahip çıktığı 'çeşitlilik' sadece fikirsel temelde olup ancak ortak bir kültür zemininde işleyebilen bir çoğulculuk anlayışını ifade ediyor. Laiklik ilkesi de aynı şekilde ortak kültüre sahip bir toplum varsayıldığında relativist bir yorumla sunuluyor, ama kültürler ve onları taşıyan cemaatler çeşitlendiğinde liberal laikliğin bir anda otoriterleştiğine tanık oluyoruz.
Mesele liberalizmin de, aynen sosyalizm gibi, 'reel' halinin belirleyici olması ve bu ideolojinin takipçilerinin söz konusu 'realite' ile yüzleşmemeleridir. Liberalizm adına yapılan her yanlış, teorinin iyi anlaşılmaması veya yanlış uygulanması olarak sunularak, 'hakiki' liberalizmin korunmasına çalışılmış, böylece liberalizm gerçeklikten kopuk, sadece idealize edilebilecek bir tasavvur olarak yeniden üretilerek aydınların hizmetine sunulmuştur. Bugün liberalizmi gerçekliğe tekabül eden bir yaklaşım olarak, sadece liberallerin kendi dar cemaatsel dünyalarında görmekteyiz. Ama siyasetin dünyasına döndüğümüzde, karşımızda sadece liberalizmi bir meşruiyet aracı olarak kullanan hakiki güç sahiplerinin kavgasını buluyoruz.
Sorun modernliğin tükendiği ve zihniyet zemininin güç kaybettiği bir süreçte, hâlâ modernlikten beslenen bir ideolojiyi ayakta tutma çabasının nafile olduğunun anlaşılamamasıdır. Demokrat zihniyet gerçekliğin algısını radikal bir biçimde değiştirirken, liberallerin kendilerine 'liberal-demokrat' diyerek ideolojilerine bir payanda aramaları sadece kendilerini aldatmaya hizmet ediyor. Çünkü bu iki yaklaşımın bilgi temeli tümüyle farklı ve Yayla gibi namuslu liberallerin farkında olduğu üzere 'reel' liberallerin demokratlıkla pek ilgisi yok... Onların savrulacağı yer yine modernliğin içindeki öteki kutup, yani otoriterlik. Modernlik kendi içine doğru kapanırken, zihniyet ekseninde liberallerle sosyalistler arasındaki mesafenin böylesine kısalması hiç de şaşırtıcı gözükmüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023