Fehim TAŞTEKİN
Türkiye İdlib’te kontrolü sağlarsa ertesi gün için plan nedir diye birçok insan merak ediyor. Ankara’nın Irak-Suriye hattındaki hamleleri “hazırda bekle, fırsat kolla, boşlukta zıpla” mantığıyla yürüyor. Eğer İdlib’de duruma hakim olursa uğraşacağı yer kesinlikle Afrin olacaktır.
Bu mesele “Nasıl ya?” diye gözlerimizin fal taşı gibi açılmasını gerektiren bir oyun değil esasen. Çünkü şaşırtan çelişkiler, milis yapılarıyla oynanan vekâlet savaşlarının tabiatında var. Omurgasında Nusra Cephesi’nin yer aldığı Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) unsurları Türkiye’de iktidar çevrelerinde alkışlanan birer devrimciydi. Hatırlarsanız Amerikan yönetimi, 2012’nin sonunda El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’ni terör örgütleri listesine eklediğinde buna en öfkeli tepkiyi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vermişti.
Nusra Cephesi, İdlib’i düşüren operasyonda Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın finanse ettiği Fetih Ordusu’nda da başı çekiyordu. İdlib’in düşürüldüğü gün Türkiye’de camilerde zafer lokumu dağıtıldığını da anımsayalım.
Türkiye, Suriye’de tüm düşmanlığını Kürtlere yönlendirip Özgür Suriye Ordusu etiketini kullanan bazı silahlı grupları Fırat Kalkanı’nın yedeğine alınca ve Astana sürecinde Rusya ve İran’la ortaklık kurunca sahadaki ‘kardeşlik sofrasına’ kezzap suyu döküldü. Sonunda “devrime sadık kaldığı” iddiasıyla söylem üstünlüğünü koruyan Nusra, Fırat Kalkanı ve Astana sürecini ihanet olarak görenleri Heyet Tahrir el Şam çatısı altında topladı. Ve nihayetinde geçen temmuzda Türkiye’nin desteklediği örgütleri İdlib’de süpürdü. Böylece ortaklığın yerini düşmanlık aldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) çatışmasızlık bölgesi oluşturma planı adı altında İdlib için yığınak yaparken medya da yeni duruma intibak etmekte zorlanmadı. Düne kadar ölen militanları ‘şehit’ diye anılan HTŞ “Yeni düşmanı tanıyalım” kıvamındaki başlıklarla sunuldu. Dün IŞİD, bugün HTŞ, yarın Ahrar el Şam ve diğerlerinin ‘düşman’ ilan edileceği ‘kullan-at’ düzeni. Dediğim gibi bu türden kirli oyunların tabiatında bu var.
***
Asıl önemli olan ‘yeni düşman’ ile kurulan ilişkinin türü. Bu, içinde anlaşma da barındırabilir çatışma da. Hile ise her zaman var. Bu yüzden bir tutarlılık aramak nafile. İdlib’de ‘yeni düşman’la ilişkinin içeriğine gelirsek:
Astana’da planlanan dört çatışmasızlık bölgesinden biri olan İdlib için TSK 7 Ekim’de harekete geçti. Erdoğan bir müjde havasında İdlib’in içinde Türkiye, dışında Rusya’nın olacağını söyledi. İlk etapta TSK’nin değil ÖSO’nun öne sürüleceğini de kaydetti.
İnanılmaz bir gazavat havası esti. Musul ve Kerkük’e plaka çıkaranlar İdlib ve Afrin’i unutacak değildi ya! Etrafı 90 yıllık fasılayla futuhata susamış bir ruhun sersemliği sardı. İdlib’e önce giren ÖSO değil TSK oldu. Üstelik ‘yeni düşman’ HTŞ’nin eskortluğunda. Reuters çatışmadan kaçınmak için Türkiye’nin HTŞ ile bir anlaşma yaptığını yazdı. İşin takipçileri “Acaba” diye kaş kaldırdı.
Dün Karar gazetesi anlaşma iddiasını detaylandırdı:
“Cuma günü TSK destekli ÖSO’nun İdlib’e girişi sırasında yaşanan kriz, TSK ve MİT’ten oluşan bir heyetle, Heyet Tahrir el Şam’ın da aralarında olduğu grupların müzakeresi sonrası çözüldü: HTŞ’ye bağlı gruplar, Fırat Kalkanı Harekâtı’nda görev alan ÖSO güçlerinin İdlib merkezine girmemesi ve şehirde TSK’nın kontrolü sağlaması şartıyla çekilme kararı aldı. Buna göre TSK, İdlib merkezinde konuşlanacak, Afrin sınırında ÖSO güçleri bulunacak. HTŞ ve bağlı gruplar kontrolü tümüyle TSK’ya bırakacak. Rusya ve İran askeri sadece rejime ait bölgelerde konuşlanacak, muhaliflerin bulunduğu bölgelere girmeyecek.”
Nihayetinde TSK çatışmasızlık rejimini garantileyecek gözlem noktaları oluşturmak amacıyla keşif faaliyetlerine başlandığını duyurdu.
Peki TSK’nin taşıdığı milisler (ÖSO) nerede kaldı? 6 Ekim’de Cerablus, El Bab ve Azez hattında Fırat Kalkanı’na katılan Sultan Murat Tümeni, Sultan Süleyman Şah Tugayı, Sukur el Şimal, Hamza Tugayı, Sultan Osman Tugayı, 23. Tümen ve Muhtasım Tugayı dahil 15 gruptan 800 savaşçı Kilis üzerinden Hatay’a, oradan Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye sokuldu. Ancak bu gruplar Bab el Heva’daki ara bölgede kaldı. Bir kısmının da Atme’de beklediği söyleniyor. El Cezire kanalı sadece Feylak el Şam ile Nureddin Zengi örgütünden bazı kişilerin keşif grubuna rehberlik ettiğini belirtti.
***
Sonunda HTŞ kaynakları da anlaşmayı doğruladı. Bir HTŞ yetkilisi Türkiye’nin Daret İzze’de üç kontrol noktası kuracağını belirtti. “İdlib’de bir çatışma bekliyor musunuz” sorusuna “Hayır. Şimdiye kadar her şey iyi gitti, Türkiye pozisyonunu değiştirmezse çatışma olmaz” yanıtını verdi.
HTŞ, Fırat Kalkanı ile birlikte hareket eden gruplara karşı sert, Türkiye’ye karşı temkinli bir çizgi izliyor. Geçmişteki ortaklığının hatırı kadar sahanın maslahatları bunu gerektiriyor olmalı.
HTŞ’nin İdlib’e müdahaleyle ilgili tehditkâr mesajında Türkiye’yi anmaması önemli bir ayrıntıydı.
Fırat Kalkanı’ndaki grupları “Fesat ve cürümleriyle Kuzey Suriye’yi inletenler” diye tanımlayan HTŞ, bunların Astana 6 toplantısının kararlarını uygulama aracı olarak öne çıktıklarını belirterek şunu kaydetti:
“İşgalci Rusya’nın yanında duran gruplar şunu iyi bilsinler ki İdlib onların gezinti yeri değildir. Cihad ve istişhad aslanları onları gözetlemektedir. Anasını evlatsız, çocuklarını yetim, eşini dul bırakmak isteyen oraya ayak bassın.”
Peki, Türkiye kontrol noktalarını genişletir ya da müttefik milis güçlerini İdlib’in merkezine sokmaya kalkışırsa ne olur? Belki HTŞ’nin tamamı olmasa da içindeki ‘kor’ halindeki gruplar çatışma yolunu seçebilir. Ki bugünlerde bölgede Nusra’yı esnek bulan ve El Kaide’ye daha sadık duran yeni bir örgütün oluşumundan da bahsediliyor. Yakında bunun ayrıntıları da ortaya çıkar.
***
Amerikan dövüşünü andıran bu sahneyi bir kenara bırakıp Türkiye’nin asıl derdine gelirsek; artık İdlib Kalkanı’nın öncelikli hedefinin Afrin olduğu sır değil. Bölgeye intikal eden keşif gücünün üs kurmak üzere gittiği ilk yer Şeyh Bereket Dağı. Güneyden kuzeye Afrin’e tepeden bakan bir yer. Kuşatma harekatının ilk adımı. HTŞ’nin bu hamleyle bir sorunu yok. Afrin zaten Türkiye’nin vekil örgütleri tarafından 2013’ten beri abluka altında tutuluyordu. Bu abluka geçen yıl Tel Rıfat üzerinden açılan bir koridorla kırılmıştı. Türkiye’nin kuşatmayı tamamlayabilmek için güneydoğudan Tel Rıfat bağlantısını koparması gerekiyor. Ankara’nın hesabı Afrin’in güneyindeki Cinderis’i aldıktan sonra Tel Rıfat’daki Suriye Demokratik Güçleri’ne yüklenmek.
Bir süre önce oraya konuşlanmış olan Rusların buna izin vermesi mevcut koşullarda zayıf bir ihtimal. İş o noktaya gelirse Suriye ordusu da Tel Rıfat’ın hemen altında uzanan Zehra/Nubl-Halep koridorundaki kontrol alanını genişleterek araya girebilir. Suriye ordusu daha önce Fırat Kalkanı’nın önünü kesmek için bu tür bir hamleyi Menbic ile El Bab arasında yapmıştı.
***
Her şey yolunda gider de Türkiye İdlib’te kontrolü sağlarsa ertesi gün için plan nedir diye birçok insan merak ediyor. Ankara’nın Irak-Suriye hattındaki hamleleri “hazırda bekle, fırsat kolla, boşlukta zıpla” mantığıyla yürüyor. Eğer İdlib’de duruma hakim olursa uğraşacağı yer kesinlikle Afrin olacaktır. Bu arada Suriye ordusu da Deyr el Zor ve Elbu Kemal operasyonlarını tamamlayabilirse ortaklarıyla birlikte İdlib’e yüklenecektir. Muhtemelen Türkiye de buraları Suriye’ye teslim etmek için Kürtlerin öncülüğünde oluşan özerk yapının dağıtılmasını şart koşacaktır. Bu da Ortadoğu kazanının daha epey su kaynatacağı anlamına geliyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları





















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025