Fehmi KORU
Acaba dünyanın herhangi bir köşesinde herkes tarafından beğenilip takdir edilen bir kral, emir,sultan, tek adam var mıdır? Sanmıyorum. Devleti yöneten istediği kadar iyi niyetli, sevecen, hak yemeyen biri olsun, onu beğenmeyenler de mutlaka çıkacaktır...
İnsanın doğası böyle çünkü...
Tek adam yönetimleri muhalifsiz olmuyor da, demokrasiler sanki farklı mı? Demokrasi, tanımı gereği, birden fazla partinin varlığını gerektiriyor; partilerden biri veya birkaçı yönetimi ele alsa da, biri veya birkaçı da muhalefet cephesini teşkil ediyor...
Halkın oyları partiler arasında bölünüyor. Diğerlerinden daha çok oy toplayan ve parlamentoda yeterince sandalyesi bulunan partinin kadrosu devletin yönetimini ele alıyor... Devleti yönetmek için herkesin, bütün vatandaşların oyunun alınması şartı aranmıyor; bazen yüzde 30-35 kadar oy alan bir parti tek başına iktidara gelebiliyor...
Siz hiçbir ülkede, aklı başında birinin, hele eline kalem kendisine gazetede köşe verilmişse, “Sen geri kalan yüzde 50’yi, yüzde 60’ı temsil etmiyorsun” iddiasıyla ortaya atıldığını işittiniz mi? Oyların yarısının iktidar partisine gittiğini görünce, “Biz artık millet değiliz, bölündük” teziyle okurları karşısına çıktığını peki?
O kadar ülkenin gazetelerini ve siyasi gelişmelerini izlerim, en kıytırık gazetelerde bile, böylesine saçma tezlerin kendine yer bulduğunu görmedim... Belki okunmaya değer bulmadığım çeşitli fraksiyonların gazetelerinde, uçuk-kaçık fikirleriyle bilinen birilerine yakışır bu tür iddialar; ama ‘merkez medya’ adını hak eden bir gazetede? Asla.
Bizde bunu dillendiren/ler var. Seçim öncesinde kulaklarına fısıldanan “Bu defa tamam, götürüyoruz” mesajını yakınlarıyla ve patronlarıyla paylaşmakla yetinmeyip ‘hasmane’ hislerini o hızla sütunlarına da taşımışlardı.
Kaçınılmaz kader sekizinci kez tekrarlanınca feleklerini şaşırdılar.
Partiler halkın bir bölümünün oyuyla iktidara gelirler, fakat iktidara gelince bütün ülkeyi sarıp sarmalayan, herkesi kucaklayan icraatlar yaparlar: Vergi herkesten alınır... Herkesin çocuğu askere gider... Köprülerden, tüp geçitlerden, havaalanlarından herkes yararlanır; kimse gelenden geçenden parti kimliği sormaz. Bu sebeple “Sana oy vermedim, çocuğumu askere göndermem, vergi vermem” diyen de çıkmaz...
Ortak kader, aynı topraklar üzerinde yaşayan her dinden, her ırktan, her eğilimden insanları ‘millet’ yapar...
Aynı partiyi tercih etmek, aynı eğilimden olmak gibi ayrımcı zorlamalar demokratik değildir; siyaset biliminde o tür görüşlere verilen bir başka ad var: Faşizm...
Demokrasi bu sebeple sabır ve tahammül sistemidir... Ak Parti’de buluşan kitleler, çok uzun yıllar sabırla ve kendilerine hor gözle bakanlara tahammül ederek beklediler; onların oylarıyla iktidara taşıdığı partinin yönetim tarzını beğenmeyenler elbette eleştirebilir, farklı görüşlerini dillendirebilirler; ancak onlara düşen, sabırlı ve tahammüllü olmaktır.
Bir sonraki seçime kadar...
Halkı yanlarına çekebilir, kaderine kendilerini bağladıkları partiyi daha geniş kitlelerden oy alabilir hale getirebilirlerse, sabır ve tahammül bu defa diğer tarafa düşecektir...
Gözleri, kulakları var, ama galiba akılları veya vicdanları yok...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025