Fehmi KORU
Değerlendirme yazılarına göz atıyorum, konuşmalara kulak veriyorum, Ayasofya’nın yeniden cami haline getirilmesinden sevinç duyanlar kadar karşı çıkanların da görüşlerinden yararlanmaya çalışıyorum; yine de o hayati soruya cevap bulamıyorum.
O soru şu: Neden şimdi?
Kısa sayılabilecek bir süre önce “Sultan Ahmet Camii’ni cemaatle doldurun da sonra Ayasofya’yı yeniden ibadete açmayı konuşalım” demişti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan; Ayasofya bir yıl sonra onun imzasını taşıyan bir kararname ile ibadete açıldı.
Ne oldu da oldu bu?
‘Bucket list’ üzerine sorularım var
‘Bucket list’ diye bir deyimleri var Amerikalıların; bununla anlatılan, mutlaka yapılması gereken eylemler, okunması gereken kitaplar, görülmesi gereken yerler listesi… Amerikalı kendi hazırladığı o listede yazılı olan maddeleri ne pahasına olursa olsun yerine getirmeyi hedefler…
Listesi bulunan elbette acele eder.
Acaba böyle bir listesi mi var Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; karşısında “Ayasofya açılmalı” yazan maddeye çentik mi attı önceki gün?
Tabii buradan çıkan ikinci bir soru daha bulunuyor: Liste varsa, listede önümüzdeki günlerde yerine getirilecek daha hangi maddeler var?
Gazetelerde “Yabancı basın hakaret kusuyor” veya “İslam Dünyası müthiş sevinç duydu” türü haberler yer alıyor. Nereden böyle bir sonuca varıyorlar, anlayamadım. Dünyanın dört bir köşesinde çıkan çok sayıda gazeteye her gün göz atıyorum; Batı basını gayet serinkanlı yaklaşıyor konuya, ‘İslam Dünyası’ içerisinde çıkan gazetelerde bayram havasıyla da karşılaşmadım.
“Laikliğin simgesiydi” diyor Batılı medya Ayasofya için; İslam Dünyası’nda “UNESCO’nun uygarlık simgesi saydığı bir eser” diyenler de var.
Hepsine bir şaşkınlık hali hakim.
Bana ulaşıp “Neden?” veya “Neden şimdi?” diye soran yabancılara ilk iki gün burada işlediğim tezi tekrarlıyorum: Ayasofya 1920 ve 1930 Türkiyesi’nin, Osmanlı geçmişinden farklı temel ilkelere bağlı olduğunu göstermek üzere, içeriye ve dışarıya mesaj vermek amacıyla, müzeye çevrilmişti; şimdi de 2020 Türkiyesi’nin artık 1930’lardan farklı olduğunu vurgulamak üzere camiye dönüştürüldü.
Tezim bu.
Uğur Mumcu’nun kaleminden Karabekir Paşa
Kazım Karabekir ismini işitmişsinizdir, hakkında bilgi sahibi olanlarınız da vardır. İstiklal Savaşı’nın en önemli ikinci ismidir Karabekir Paşa. Mustafa Kemal Samsun’a çıktıktan sonra desteğini almak için derhal Karabekir’in görev yeri olan Erzurum’a geçmişti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrosunun en parlak isinlerindendir Kazım Karabekir…
Uğur Mumcu ismini de biliyorsunuzdur. 1993 yılında hain bir suikasta kurban gitmiş önemli bir gazeteciydi. Cumhuriyet gazetesinde çıkan yazıları gündem oluştururdu. Şimdi de ‘araştırmacı gazeteci’ denildiğinde ilk akla gelen isimlerdendir. Ailesi bir yandan onun makalelerini kitaplaştırırken, bir yandan da adına bir araştırmacı gazetecilik vakfı oluşturmuştur.
Meraklılarınıza, Cumhuriyet’in hangi esaslar üzerine, ne tür tartışmalar sonrası kurulduğu hakkında malumat sahibi olmak ve “Neden?” sorusuna cevap bulmak üzere, Uğur Mumcu’nun ‘Kazım Karabekir Anlatıyor’ adını taşıyan kitabını okumayı tavsiye ederim.

Karabekir Paşa’nın kızlarının kendisine emanet ettiği günü gününe tutulmuş notlardan oluşan arşiv malzemesini değerlendirerek kaleme almıştı Mumcu o kitabı. Kitap önce 10-29 Haziran 1990 tarihleri arasında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiş, sonra kitaplaştırılmıştı.
Bende hem Tekin Yayınevi tarafından yayımlanmış 17. hem de Vakıf tarafından yayımlanmış 22. baskıları var. Baskı sayısı 100’e çıkmışsa şaşırmam.
Şaşkınlığım, bunca satın alanı bulunan kitabın okuyanının azlığı yüzünden…
Okunsaydı, Ayasofya ile ilgili “Neden?” sorusu sorulmazdı çünkü.
Kitaptan, Cumhuriyet’in kurucu kadrosunun günler ve haftalar boyu “Başımıza gelenlerin sebepleri nelerdir?” sorusu üzerinde kafa yordukları anlaşılıyor. Kurucu kadronun hemen bütün önemli isimleri, Osmanlı’yı çöküşe götüren, imparatorluğun mahvına yol açan, Anadolu’yu bile insanlarımıza çok gören Batı’nın kör düşmanlığının altında ‘din’ farkının yattığını düşünmektedir.
“Müslüman kaldıkça bizi asla rahat bırakmayacaklar” düşüncesi hepsinin zihninde yer almaktadır.
Tartışmalar derinleştikçe “Yoksa dinimizi mi değiştirmeliyiz, Hıristiyan mı olsak?” sorusu da sorulmaya başlanır.
Kısaca özetlediğim tez, kitapta Karabekir tarafından görüş sahiplerinin isimleri de verilerek etraflıca anlatılmaktadır.
Neredeyse bir tek Kazım Karabekir kabul gören teze şiddetle karşı çıkar.
Etkilenirler, sahip oldukları tezi yumuşatırlar, ancak İstiklal Savaşı’nda Şark cephesinin komutanlığını yürütmüş Karabekir’le aralar açılır ve yollar ayrılır.
Kitabın bir yerinde şu satırlar yer alır:
“İstiklâl Harbi’nin tehlikeli günlerinde sonuna kadar feragat, fedakâr arkadaşlarının rey ve irşadına ihtiyaç gösteren M. Kemal Paşa artık muzaffer bir başkomutan sıfatıyla maiyet komutanlarına Cumhuriyet’i dikte ettirmiştir. Eski arkadaşlarının rakip olabileceği endişesi ile sui şahsiyetler icadı da lâzım gelmişti; bunun için eski arkadaşlarını kötülemek lâzımdı. Bunu da hakkıyla yapmıştır.» (Kazım Karabekir Anlatıyor, 17. basım, s. 111)
Sözün kısası şu: Ayasofya o günün şartlarında daha dolaylı, ama çok güçlü bir mesaj olacağı düşünülerek cami olmaktan çıkarılmış ve müze haline getirilmişti.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025