Hilâl KAPLAN
Son YAŞ toplantısı öncesindeki gelişmeler sadece Türkiye'de değil, dünyada da "demokratikleşme yolunda olumlu bir adım" olarak değerlendirilirken; bazı 'askerî medya' yazarları bile "Dedim ama bi' sor neden" tadındaki yazılarıyla ilk yorumlarını tevil ederken KCK son durumu şöyle değerlendirdi:
"Sivil dikta zihniyeti demokratik gelişmeye yol açmaz."
Biliyorum, gözünüz bir yerden ısırıyor. Bu açıklamayla beraber "yeni Kandil muhipleri" yazılarım daha bir bağlamına oturmuş oldu sanırım.
"Bayan vijdan"ın özrü
Hayat ne garip. Yıllar önce yaşadığın bir ân, gün geliyor bugüne bağlanıveriyor.
Üç yıl önce, Hayat TV'de bir programa davetliydim. Diğer konuklardan biri olan bayan vijdanla orada tanıştım. Yanıma gelip beni bir yerden tanıyıp tanımadığını sordu. O dönem kamuoyunda epeyce ses getirmiş olan "Henüz Özgür Olmadık" bildirisi vesilesiyle hatırlamış olabileceğini söyledim. Ardından "Biliyorum yeni tanıştık ama sizin başörtülü kadınların epeyce canını yakmış birisi olduğunuzu söylemem lazım" dedim. Bir an bile duraksamadan, "İncinmişseniz haklısınızdır. Özür dilerim" dedi. Çok şaşırmıştım. Sonra düşündüm. Bu ne 'kusursuz bir cinayet'ti böyle.
Yıllarca toplumun bir bölümünün benimsediği başörtüsü karşıtlığını köpürten, üniversitedeki yasağın dahi kalkmasının önünde engel oluşturan, başörtülü kadınları barbi bebeklerle kıyaslayıp ayrımcılığı meşrulaştıran yazılar yazacaksınız. 'Kurban'larınızdan biriyle karşılaştığınızdaysa özür dileyip ellerinizi yıkayarak 'suç mahalli'nden uzaklaşacaksınız. Tabii mahcubiyet veya pişmanlık hissetmeden dilediğiniz için neden özür dilediğinizi asla yazıya dökmeyecek ve ertesinde "Şeriat geliyor hanım" kıvamında yazılarla Malezya'dan bildirmeye de devam edeceksiniz.
Her yazarın okuruna düşünce ve duruşundaki değişiklikleri izah etme sorumluluğu vardır. Ancak bayan vijdan 'kurbanları'na olduğu gibi okurlarına karşı da kendini sorumlu hissetmiyor anlaşılan. "Cevap vermeyeceğim" deyip sonra da beni "okuduğunu anlamamakla" suçluyor. Yani verilmesi gereken bir cevap olduğunu kabul edip, sonra da ortada okuma yeteneğim dışında bir sorun olmadığını iddia edebiliyor. Bana "Kendimi kandırılmış hissediyorum" minvalinde e-mailler yazan Kürt okurları da okuduklarını anlamamaktan muzdaripler bu durumda. Öyle ya bayan vijdanın "Hayatı şiddet. Sonra demez mi 'Barış istiyorum' diye" cümlesinin anlaşılmayacak ne yanı var, değil mi?
Bayan vijdanın "cevap olmayan cevap" yazısını okuyunca aşağılık kompleksinin semptomlarından biri olarak tanımlanan "üstenci"likten muzdarip bir üsluba İslâmofobik öğeleri de ekleyince ortaya böyle bir sonuç çıkıyor demek diye düşündüm. Örneğin beni, "demokrasi mücahidi" olarak tanımladığında, yani İslâmî bir terimle demokrasiyi bir araya getirdiğinde aşağılamış olduğunu düşünüyor. Sözlük yazarları için bile oldukça bayat olan bu terimden daha iyisini yapamadığına göre uzun tatili kendisine pek yaramamış.
Tutarlılığının başörtülü bir kadın tarafından sorgulanıyor olması keyfini kaçırdığından olsa gerek 'aklımı' Perihan Mağden'den aldığımı da iddia etmiş. (Hayalindeki gibi düğmesine basınca konuşan oyuncak bebekler olsaydık ne güzel olurdu, değil mi?) Hâlbuki ilk yazımın başında söylediğim gibi Perihan Hanım'ı ağırladığım program öncesi "Yeni Kandil muhipleri" deyimini beraber bulmamızın dışında kendisinin bir katkısı olmadı. Dilerse programa hazırlık amacıyla bulduğum alıntıların hepsini yazılardan önce programda aynen kullandığımı görebilir. Kaldı ki geçtiğimiz Mayıs ayında Mert ve kendisi üzerine "Yakarız bu barışı yakarız" başlıklı bir yazı daha yazmıştım. Tek farkı o sefer isim kullanmamıştım. Yani mezkûr muhiplik çok önceden aklıma takılmıştı.
Son söz yerine
Nuray Mert söz vermesine rağmen sorularımı yanıtsız bıraksa da, bayan vijdan "Cevap vermiyorum" diyerek canhıraş cevap yetiştirmeye çabalayıp 'küçüklüğünü' ikrar etse de zararı yok. Zira geçirdikleri değişimin fikrî bir aydınlanmadan kaynaklanmadığına işaret etmek bağlamında maksat hasıl olmuştur. Mevzubahis iki yazarın son yıllardaki duruşlarını çoklu değişkenli bir formüle benzetirsek, bu formülün tek bir sabiti var: Ak Parti karşıtlığı. Sorularımı, 'bildikleri yer'den, kendi arşivlerinden yola çıkarak sormama rağmen cevap alamayışımın sebebi de bu zaten. Keşke kronik Ak Parti karşıtlığından daha derin bir fikrî dönüşüm söz konusu olsaydı da tartışabilseydik.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019