İhsan DAĞI
Böyle bir şey ancak bir zombi olabilir; ne hayatta tam olarak, ne ölü.
Hayalet gibi dolaşıyor aramızda. Zombi, yani yaşayan ölü.
CHP'den söz ediyorum. 'Yeni'si bile böyleyse, varın 'eski'sini siz düşünün. Hâlâ 'tek parti dönemi' uygulamalarını savunan, onları aklamaya çalışan bir parti için başka ne söylenebilir? O başka bir çağa ait; kimsenin artık anmak bile istemediği bir çağa. Ama bu çağdalar şimdi ve bu halktan oy istiyorlar. Ölülerden medet umanlardan da alıyorlar oyları. Ama yetmiyor işte; siyaset yaşama ve geleceğe ilişkin bir davet. CHP'de olmayan şeyler yani... Geçmişte takılıp kalanların bir cazibesi yok siyasette.
Yine de memleketin anamuhalefet partisi bu. Biraz yaratıcı, pratik, pragmatik olmasını, kâr-zarar analizini iyi yapmasını bekliyor insan. Cami polemiğine bakın; CHP'nin tepe kadrolarının ne kadar 'saf' olduklarının kanıtı.
Başbakan Erdoğan sürekli olarak CHP'nin geçmişini gündeme getiriyor. Dersim meselesine girip CHP'yi katliam yapmakla itham ediyor, İstiklal Mahkemeleri'nden söz edip CHP'nin astığı masumları hatırlatıyor, ekmek karnelerini gösterip CHP'nin beceriksizliğini vurguluyor, kapatılan camileri gündeme getirip CHP'nin zulüm ve baskılarını belgeliyor.
Peki CHP ne yapıyor? Safça bunlara karşılık vermeye çalışıyor. Karşılık verdikçe de 'tek parti CHP'sinin' bütün günahları şimdiki CHP'ye de yazıyor. Başbakan memnun bu polemikten; çünkü CHP'nin 'merkez ve sağ' seçmenler arasındaki 'tarihsel' algısını iyice pekiştiriyor bu polemikler.
Tek parti dönemini ve bu dönemin CHP'sini savunmak akıl kârı değil. O dönemde yapılan zulümler, kıyımlar, yanlışlar saymakla bitmez. Savunmak da mümkün değil.
CHP zaten geleceğe ilişkin pozitif bir umut ve program sunamıyorken bir de geçmişin günahlarına sahip çıkıyor. Oysa yapması gereken o geçmişle arasına kalın bir duvar örmesi. Hayır, aksini yapıyorlar. Kılıçdaroğlu, hâlâ Köy Enstitüleri'nin kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bizzat CHP tarafından sonradan kapatılan Köy Enstitüleri'ni, ''tarih boyunca Türklerin dünya uygarlığına yaptığı tek özgün katkı'' olarak niteleyebiliyor.
Pes doğrusu; 'Yeni CHP' tam 72 yıl önceki modeli savunabiliyor. Çağına yabancı bir parti işte böyle olur. Cami polemiği tam bir facia. 'Kapatılan, ahır yapılan tek bir cami yok.' iddiasında bulunuyor Kılıçdaroğlu. Sonra da savunma yapacağım diye 'Osmanlı döneminde de askerî nedenlerle camilerin askerlere tahsis edildiğini' söylüyor.
Tek parti döneminin dine, dinî kurumlara ve dindarlara yönelik politikasını istisnasız savunur bir pozisyon alırsanız, Başbakan'a 'altın gol' pozisyonu vermiş olursunuz. O da Messi gibi topu yuvarlar CHP ağlarına. İşte çıkıp açıkladı resmî belgeleri ve rakamları; '1926-1950 arasında 513 cami, 327 cami arsası ve 1070 mescit' satılmış, yani kapatılmış. Herkes bilir; savunma yaparken 'alanı' daraltmanız, güçlerinizi yoğunlaştırmanız gerekir. Siz 25 yıllık tek parti dönemini toptan savunmaya kalkarsanız, geçmiş olsun; kevgire çevirirler sizi...
Hep söylüyorum; CHP'nin sorunu 'geçmişi'; komple savunulması imkânsız olan geçmişi. Hâlâ 'devleti kuran parti, Atatürk'ün partisi' vs. gibi söylemlerle geçmişe kilitlerseniz kendinizi, mevcut sorunları ve talepleri anlayamazsınız, yani siyaset yapamazsınız.
CHP'liler hiçbir şey bilmiyorsa Ecevit'in seçim performansını incelesinler. 1977 seçimlerine baksınlar örneğin; Ecevit nasıl yüzde 42 oy aldı? Geçmişi, devleti ve statükoyu temsil eden İnönü'ye isyan ettiği için, 12 Mart 1971'de askerlerin siyasete müdahalesine kafa tutup CHP Genel Sekreterliği'nden ayrıldığı için, Kemalizm'i ve katı laikliği sorguladığı için, daha az Kemalist daha çok halkçı olduğu için...
Kılıçdaroğlu'nun 'yeni CHP'sinin de benzer bir 'dönüşüm' yaşaması beklendi. Bakın Kılıçdaroğlu'nun geldiği yere; Köy Enstitüsü kutlamaları... Oysa elinde müthiş bir öneri var; "12 Eylül darbe mevzuatının temizlenmesi". Üzerine gitse hem AK Parti'yi sıkıştıracak hem memlekete yararlı bir katkısı olacak. Yok, 12 Eylül mevzuatına meydan okurken tek parti dönemine sahip çıkıyor... CHP tuhaf bir şey; ne ölüyor, ne yaşıyor. Solun da muhalefetin de önünü tıkıyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023