İsmet Berkan
Güncel bir örnekle başlayayım: Tunus’un yüzde 72 oyla seçilmiş Cumhurbaşkanı, ülkenin ordusuyla bir oldu, basit bir hükümet krizini 1960’larda Fransa’da General De Gaulle’ün yaptığı türden bir “darbe”ye çevirdi, parlamentoyu izne çıkardı, hükümeti de azletti.
Türkiye’de Ak Parti ve iktidar Tunus’ta yaşananları “darbe” olarak nitelemekte gecikmedi. Ama geçmişten ders alınmış gibiydi; Tunus’ta yaşananlara Ankara’nın tepkisi zamanında Mısır’da yaşananlardan hayli farklı oldu.
Mısır’da General Sisi, kendisini Genelkurmay Başkanı olarak atayan Mursi’yi devirip hapse attığında Türkiye’nin tepkisi çok farklı olmuştu. Hapishane hücresinde Sisi tarafından ölüme terk edilen Mursi’nin Mısır’daki demokratik meşruiyeti son derece tartışmalıydı ve aslında iktidarını General Sisi’den aldığı destek sayesinde sürdürüyordu son dönemde. Herhalde bir noktada Sisi, “Madem bana dayanarak iktidarda kalıyorsun, o zaman sana ne gerek var” diye düşündü, yönetime el koydu.
Türkiye bu darbe sonrasında neredeyse bütün Arap dünyasıyla, özellikle de Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle ilişkilerini kopartmak pahasına sert tepkiler verdi.
Oysa istememiz gereken şey Mısır halkı için demokrasiydi ve bunu darbeci yönetimle ilişkileri tamamen kopartarak, o yönetim üzerinde sözü geçebilecek ülkeleri düşman edinerek sağlayamazdık. Nitekim sağlayamadık. General Sisi, Müslüman Kardeşler’i hapse attı, yargıladı, yeraltına itti. Mısır’da demokrasi düşüncesi belki onyıllarca geriye gitti.
Elbette Mısır halkının başına gelenlerden tek başına Türkiye ve Tayyip Erdoğan iktidarı sorumlu değil ama Türkiye, Mısır’ın yeniden demokrasiye dönmesi için kullanacağı gücü sokaklarda Rabia eylemleriyle harcadı.
Şimdi Tunus’ta daha ılımlıyız; ne “darbeci” Cumhurbaşkanı’nı ne de başkalarını karşımıza alıyoruz; sadece Tunus’ta Anayasanın yeniden uygulanmasını, parlamentonun yeniden açılmasını, mevcut siyasi ve yönetsel krizin de demokrasi kuralları içinde çözülmesini arzuladığımıza dair mesajlar veriyoruz. Yumuşak gücümüzü kullanmak istiyoruz. Umarım başarırız; Tunus halkının bundan 10 yıl önce kazandığı demokrasiyi kaybetmemesi için yardımcı oluruz.
Türkiye’nin Mısır’daki darbeden Tunus’taki “darbe”ye değişen tavrı, bizim ülkemizin dış politikasının iddia edildiği gibi ilkeler ışığında değil, tam tersine gündelik ruh halleri ışığında yürütüldüğünün açık bir kanıtı gibi.
Bunun sebebi, başta dış politika ve ekonomi olmak üzere devletin temel kurumlarının karar alma süreçlerinden tamamen çıkarılmış olması ve kararların tek bir merkezde, tek bir imzayla ve yeterli danışma yapılmadan alınıyor olması.
Geçen hafta Cumhurbaşkanı’nın üzerindeki iş yükünü anlatmaya çalıştım. Geçmişin Başbakanları de benzer bir iş yükünün altındaydı ama sorumluluklarıyla imza yetkilerini kendi devlet bakanlarına ve müsteşarlarına devrederek yönetime ayıracak zamanı yaratırlardı.
Oysa Tayyip Erdoğan Başkanlık sistemiyle buna son verdi; bütün yetkileri ve imza sorumluluklarını tek başına üstlendi. Bu tesadüfen olmadı. Başbakan olarak Tayyip Erdoğan, diyelim Hazine’yi Devlet Bakanları Ali Babacan’a veya Mehmet Şimşek’e devrederken tereddüt yaşamazdı; yoksa başbakan olarak yetki aslında ondaydı ama devrederdi. Şimdi ise bunu devretmedi; baksanıza Türkiye Varlık Fonu’nun Yönetim Kurulu Başkanı da kendisi. Yani bu “sistem” bir tercih.
Bu tercih de kurumları devreden çıkarıyor. Kurumların politika yapım sürecini bırakın danışma süreçlerine bile alınmaması bakın işte böyle sonuçlar doğuruyor.
Geçen gün bunun siyasi arka planını ve sebebini Mustafa Karaalioğlu çok güzel yazdı; Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nın üzerine titremekten ve ülkeyi neredeyse her gün seçim olacakmış gibi bir atmosferde tutmaktan uzun vadeli girişimlere, planlamalara vakti yok.
Öyle olunca, örneğin ekonomiyi büyütme ve hızla sonuç alma tutkusu, 2019 sonuna kadar gayet doğru uygulanan bir sürü politikadan bir günde vaz geçilmesini, soğumaya bırakılan ekonominin kendi ayakları üzerine daha sağlıklı kalkmasını beklemektense bir an önce yeniden hızlı büyümeye geçilmesini istemeye neden oluyor.
Aynı gündelik yönetme meselesini biz salgında da gördük. 2020 Mayıs ayında hükümet salgının biteceğine inandı ve deli gibi para saçmaya başladı. Temmuz ayına geldiğimizde salgın bitmemişti ama para bitmişti. Birden faizler yükselmeye başladı, kredi kanalları kapatıldı. Bu arada eline devletin dağıttığı ucuz TL’yi geçiren herkes de bu parayla dolar aldı.
Şimdi yine benzer bir kadere doğru gidiyoruz. Eylül ayı başında ikinci çeyrek büyüme rakamları açıklanacak, herhalde ekonominin yüzde 20 civarında büyüdüğü ortaya çıkacak. Bunun baz etkisinden değil hükümetin politikalarından kaynaklandığı sanılacak, büyüme gazına basılacak. Bu arada enflasyon patlayacak, beraberinde dolar kuru tırmanacak ve çaresiz yeniden frene basılacak.
Tek başına, danışmadan, üstelik mikro-yönetim yaparak yönetmek, yönetmek değil idare etmek demek aslında.
Süleyman Demirel’in meşhur sözünü hatırlayalım: “Türkiye yönetilmez, idare edilir.”
Bu söz bir durum tespiti veya yöntem tercihi değil bir eleştiriydi. Onu hiç unutmayalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
13.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
10.04.2025
6.04.2025