Kerem ALTAN
Ne diyorduk?
“Demokrasi olmadan, barış olmaz.”
Ne diyorlardı?
“Barış istemiyorsunuz, Erdoğan’a duyduğunuz nefret sizi kör etmiş.”
Aylar geçti, demokrasi olmadan barış oldu mu?
Olmadı.
Olması da mümkün değildi zaten.
Demokrasi olmadan ateşkes olabilirdi, müzakere olabilirdi, süreç olabilirdi ama gerçek ve kalıcı bir barış olamazdı.
Demokrasi olmadığı için ortaya çıkan bir sorun, demokrasi olmadan nasıl çözülecek?
Hem nedir bunların sorunları demokrasi olmadan çözme merakı, neden bu iktidar ve yandaşları her şeyi demokrasinin olmadığı bir alanda çözmek istiyor, neden bütün “vaatlerinin” demokrasi olmadan gerçekleşmesini diliyorlar?
Demokrasi olmadan barış olacak, demokrasi olmadan fikir özgürlüğü olacak, demokrasi olmadan eşitlik olacak, demokrasi olmadan herkes hayatını serbestçe yaşayacak, demokrasi olmadan herkes ibadetini rahatça yapacak, demokrasi olmadan devlet şeffaflaşacak.
Demokrasi diye bunlara deniyor zaten, demokrasi yoksa bunlar da yok.
Demokrasi düşmanlığını haklı göstermek için bir de “halk demokrasiye hazır değil” yalanı var. Kemalistlerden şimdikilere miras kalan o “demokrasiye hazır olmayan halk” 12 Eylül referandumunda yüzde elli sekizlik bir destekle demokrasinin yanında durdu. O zaman “halk” demokrasi istiyordu da şimdi mi bundan vazgeçti?
Demokrasiye hazır olmayan halk değil, bugünkü iktidarla yandaşları. Demokrasisiz bir ülkede keyfince baskılar yapmayı çok sevdiler çünkü.
Üstelik demokrasi umudu kaybolduğu için bir türlü çözülemeyen Kürt sorununa bir de Türk sorunu eklendi.
Barışı getirmek için demokrasiye ihtiyacı olmadığını zanneden AKP iktidarı, demokrasiye karşı gittikçe düşmanlaşarak sadece kendisine oy verenlerin hükümeti olmaya başladı ve ülkeyi ortadan ikiye böldü.
Onlara göre, demokrasi olmadan Kürtlerle barışacaklar, demokrasi olmadan ülkeyi huzura ve istikrara ulaştıracaklar.
Üzerinde iyice düşünülmüş bir plana benzemiyor açıkçası.
“Kürtlerle gerçekten barışmak istiyorsanız önce demokrasiyle barışın” diye özetlenebilecek “nasihate” kulak asmamakta diretip yola devam edilecekse, art arda üç seçim görecek bu çok kutuplu ülkede uzun bir süre daha barış ve huzur bulamayız.
Tabii bir de Kürtlerle barış isteniyor ve ülkedeki kaosun sonlanması bekleniyorsa demokrasiyle barışmak kadar hukukla “dost olmanın” önemini de unutmamak gerekiyor.
“Dekolte bakanı” ve aynı zamanda AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in KCK tutuklularıyla ilgili sözleri barış sürecinde işlerin nasıl yürüdüğüyle ilgili önemli ipuçları veriyor.
“PKK silah bırakırsa KCK tutuklularının durumunu konuşuruz” diyen Çelik farkında olmadan bu ülkede hukukun düştüğü hali de açığa vuruyor.
Kapatmaya bu kadar meraklı birinin böyle bir açık vermesi gibi hukuksuzluğun devletin en yetkili ağızlarından biri tarafından bu şekilde itiraf edilmesi de emin olun sık rastlanan bir şey değildir.
Çünkü Çelik’in bu sözlerinden anlaşılıyor ki, KCK tutukluları, işledikleri bir suç nedeniyle cezaevinde değiller.
O insanlar, tam da Çelik’in açıkladığı gibi, barış sürecinde hükümetin pazarlık masasında elini güçlendirmek için rehin alınmışlar.
Aksi halde, ortada bir suç varsa, rahatlıkla “siz silahı bırakın, biz de tutsakları” denilebilir miydi, Türk işi bir “şartlı tahliye” söz konusu olabilir miydi?
Eğer ortada bir suç yoksa onca insan neden yıllardır hapiste?
Sorsanız “barış için rehin aldık” derler.
Aslında tüm bunların en önemli nedeni AKP iktidarının barış sürecini bir savaşı yönetir gibi idare etmesi.
“Barış kazansın” diye değil “biz kazanalım” diyerek yürütmeye çalıştığı süreci ileriye taşıyacak adımları bu nedenle bir türlü atamıyor.
Söz verdiği halde demokrasiyi bu nedenle bir türlü getiremiyor.
Pazarlık masasında elini güçlendirmek adına hukuk dışına çıkılarak insan hayatları rehin alınıyor, “tek adam” yönetimini sürdürebilmek için demokratik talepler göz ardı ediliyor.
Bu demokrasi düşmanlığı ve hukuksuzlukla durma noktasına gelen sürecin tekrar hareketlenip kalıcı bir barışın gerçekleşmesi pek mümkün değil.
Bu aşamadan sonra günü kurtarmak adına atılan adımların da yeterli olması beklenemez artık.
Gerekli olan acilen demokrasiyle barışmak, hukukla iyi geçinmektir. Bu, sadece barış süreci için değil, bu ülkenin geleceği için de gerekli.
Bu gerçeği kavramakta zorlananların ıskaladığı şey ise demokrasinin ve hukukun en çok da partilerinin ve başbakanlarının geleceği için önemli olduğu.
Çünkü kendilerini şimdiki kadar cüretkar hale getiren de zamanında demokrasiyle ve hukukla kurdukları seviyeli ilişkiydi.
Kopma noktasına gelen bu ilişkinin düzelmesine en çok da onların ihtiyacı var.
Halk, “sen demokrasiye hazır değilsin” diye yüzüne karşı yalan söyleyenlerden sandıkları kadar hoşlanmıyor çünkü, hoşlansaydı CHP hala iktidarda olurdu.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014