Mehmet Ocaktan
Türkiye gerçekten tuhaf bir ülke… Avrupa Birliği maceramızın başladığı günden bu yana, hemen bütün iktidarlar, biraz isteksiz de olsa hukuka, demokratik değerlere uymayı en azından söylem düzeyinde hep kabul ettiler.
Ama ne hikmetse ‘kuvvetler ayrılığı’nın işlediği bir hukuk devletini inşa etmeye bir türlü yanaşmadılar. Haksızlık etmeyelim gerek AK Parti öncesindeki iktidarlar gerekse AK Parti iktidarı demokratik kriterler anlamında hatırı sayılır mesafeler aldılar.
Hatta öyle ki AK Parti iktidarı 2004 yılında, evrensel hukuk normları konusunda önemli bir adım attı ve Meclis’te CHP’nin de desteği ile Anayasa’nın 90. Maddesinde değişiklik yaparak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM), iç hukukumuzun bir parçası haline getirdi.
Bu gerçekten tarihi bir adımdı… Eğer AK Parti yola çıkarken taahhüt ettiği ‘hukukun üstünlüğü’ ilkesinden vazgeçip, antidemokratik ülkeler ligine dümen kırmasaydı, belki de bugün adalete hasret bir ülke haline gelmeyecektik.
Ama ne yazık ki AK Parti iktidarı, bizzat kendi attığı demokratikleşme adımlarını tek tek yok ederek başka bir istikamete yöneldiği günden bu yana önce adaletin terazisini bozduk, adalet kaybolunca da yoksullukta ve yolsuzluk algısında dünyanın geri kalmış ülkeleriyle aynı kaderi paylaşır hale geldik.
Sadece ekonomide değil, hiçbir temel problemimizin çözümünde de toplumla aynı mutabakat zemininde buluşamıyoruz.
Uzun yıllardan sonra “Terörsüz Türkiye” konusunda, toplumsal anlamda bir uzlaşı zemini yakaladık ama korkarım hukuku, adaleti itibarsızlaştıran bu gidişat yüzünden bu imkanı da kaybedeceğiz.
Evet, çözüm adımları konusunda iktidar da sonunda Devlet Bahçeli’nin çizgisine yaklaştı ve süreç kendi mecrasında ilerlemeye devam ediyor.
Ancak AİHM'in Selahattin Demirtaş hakkında üçüncü kez hak ihlali kararı vermesi, özellikle iktidarın bundan sonra nasıl bir çizgi izleyeceği konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Bilindiği gibi Devlet Bahçeli, AİHM’nin kararının hemen ardından, "Hukuki yollar sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlı olacaktır" diyerek tavrını net bir şekilde ortaya koymuştu.
Bahçeli’nin bu açıklamasından sonra herkes, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tavrını beklemeye başlamıştı. Nihayet o da Çarşamba günkü grup toplantısında, "Bu ülke yargı ülkesidir, yargı ne derse ona uyarız" şeklinde bir değerlendirme yaparak tavrını belirlemiş oldu.
Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuya yaklaşımıyla, Bahçeli’nin açıklaması arasında önemli bir fark var. Bahçeli, AİHM kararının belirleyici olduğunu ve Demirtaş’ın tahliye edilmesini bekliyor. Erdoğan ise, AİHM’nin kararına hiç değinmeden doğrudan Türkiye’de yargının vereceği karara işaret ediyor.
Açıkçası burada bir belirsizlik var, yargı Demirtaş’ın tutukluluğunun devamına karar verirse ne olacak? Böyle bir durumda, AİHM kararını bir kez daha yok saymış oluruz ki bu aynı zamanda Türkiye’nin hukuka itibar etmediğinin de göstergesi olur.
Unutmayalım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bizim iç hukukumuzun bir parçası, Anayasamızın 90. Maddesi öyle söylüyor. Şüphesi olan Anayasa’ya bakabilir…
Şimdi soru şu; Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli’nin açıklamasına rağmen neden meseleyi ortada bıraktı.
Kuşkusuz Erdoğan da “Terörsüz Türkiye” sürecinin başarıyla sonuçlanmasını istiyor, bu konuda şüphe yok. Ama Demirtaş’la ilgili açıklaması, sanki zihninde bazı tereddütler varmış gibi bir izlenim doğuruyor.
En iyimser tahminle Erdoğan, geçmişte AİHM’nin Demirtaş’la ilgili verdiği ‘ihlal’ kararı konusunda söylediği keskin sözleri dikkate alarak, daha özenli bir dil kullanmayı tercih etmiş olabilir.
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2018 yılında AK Parti Grup toplantısında yaptığı konuşmada AİHM’nin Demirtaş kararına ser çıkarak demişti ki: "AİHM'nin verdiği kararlar bizi bağlamaz. AİHM'nin bugüne kadar biliyorsunuz terör örgütüyle ilgili verdiği birçok karar var. Hepsi de aleyhedir. Onun karşılığında bizim de yapabileceğimiz birçok şeyler vardır. Biz karşı hamlemizi yaparız, işi bitiririz."
Kabul edelim ki Türkiye’de siyasetin tekerleği biraz hamasetle ve sloganla dönüyor. Dolayısıyla şimdi oturup, ülkemizdeki siyasi anlayışı demokratik dünya ile mukayese etmek gibi bir yanılgıya düşmemek gerekiyor.
Coğrafya kader midir bilemem ama biz böyleyiz… Seçim kazanmak için hamasi nutuklar atar, gerçekliği olmayan siyasi söylemleri dillendiririz, sonunda tam aksine nutuklar atmak zorunda kalsak bile…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025