Mensur Akgün
Carlos Eleta Almaran Panamalı bir şarkı sözü yazarı. 1918 yılında doğmuş, 2013’de ölmüş. Ülkesinin ilk televizyon kanalını kurduğu, radyoculuk da yaptığı biliniyor. Ünü ise kardeşinin karısının ölümü üstüne yazdığı 17 satırlık bir şarkı sözünden kaynaklanıyor. ‘Historia de un Amor’ adlı bu İspanyolca şiirde sevdiği insanın artık yanında olmadığından, ruhunda sadece yalnızlık kaldığından, tanrının kendisine acı çektirmek istediğinden yakınıyor.
Şiir ilk kez 1956 yılında Arjantinli besteci Hector Varela tarafından Tango tarzında seslendirilmiş, daha sonra aralarında Julio Iglesias, Nana Mouskouri, George Dalaras’ında bulunduğu bir çok ünlü şarkıcı tarafından söylenmiş. Benim dinlediklerim arasında en hoşuma gidenler Cezayirli şarkıcı Lili Boniche ile Zaz diye bilinen Fransız şarkıcı Isabelle Geffroy’in yorumları.
İkisinin de farklı cazibesi var. İlkinde Arapçanın yoğunluğunu ve kıvraklığını, ikincisinde genç bir insanın ritmini, günümüz hitap eden duyarlılığını, hayatın doğal akışına bakışını hissediyorsunuz. Ortak noktaları şiirin hüznünü şarkılarına yansıtmaları. Dillerini bilmeseniz de size duygularını aktarabilmeleri. Müzik de zaten sözden çok ritim demek değil mi? Ne söylendiğinden çok nasıl söylendiğini dinlemiyor muyuz?
Söz olmasa da müzik oluyor. Bazı müzikler ise sözsüz olmuyor. Söyledikçe içselleştiriyoruz, içselleştirdikçe söylediğimiz müziği seviyoruz. Muhtemelen bu yüzden de Berkant 1972 yılında Historia de un Amor’u Türkçe söylerken Almaran’ın şiiri yerine bize daha uygun geleceğini düşündüğü Sezen Cumhur Önal’ın sözlerini tercih etti, ölen değil terk eden sevgilinin ardından yakındı, ona yeni hayatında mutlu olması için dua etti.
Ki bu da Requem geleneği olmayan bir ülke açısından anlaşılabilir bir müdahaleydi. Ölenle ölünmeyeceği, ölümle “eğlence aracı” müzik bir araya gelmeyeceği için 1970’li yılların Batı pop müziğini millileştirme hamlesi olan aranjman modeli belli ki terk eden sevgiliye ağıtı daha kabul edilebilir bulmuştu. Böylece hem daha çok plak satılabilecek, hem de daha fazla insan Batı tarzı müzik dinleyebilecekti.
İlginç bir şekilde Sezen Cumhur’un sözleri genel kabul gören anlayıştan sapmayı da ifade ediyordu. Terk edilmeye hiç alışık olmayan Türkiye erkeğine kendisini bırakıp giden sevgilisine şarkıyı her dinleyişinde, her mırıldanışında ömür boyu mutluluk diletiyor, bütün dualarının onunla olduğunu tekrarlatıyordu. Historia de un Amor bu sözlerle başka şarkıcılar tarafından da yıllarca söylendi.
Fakat ya yeterince tekrarlayamadığımızdan ya da tekrarladığımız sözleri anlayamadığımızdan, içeriğini bir türlü içselleştiremedik, bizi terk eden sevgilileri kabullenemedik, kadına karşı şiddetin, kadın cinayetlerinin bitmesini sağlayamadık. Sevgili olma hali bizim için sahiplenmek anlamına geldi. Aşk insanlığından, kişiliğinden soyutlanarak mülkiyetimize dönüştü. Ulaşamamayı önemsedik, ulaştıklarımızın bizden uzaklaşmak istemesini hiç mi hiç hazmedemedik.
Ferhat’la Şirin, Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun anlatısının dışına pek çıkamadık. En iyi sevgi ulaşılmaz olan olarak kaldı kolektif bilincimizde. Gidenin arkasından ağıt yakmayı, acımızı şiirle, şarkıyla ifade etmeyi çok beceremedik. Başladığımız yerde kalmayı, mümkünse hiç başlamamayı, sevginin, aşkın nostaljisiyle yaşamayı tercih ettik.
Orhan Gencebay’ın Berkant’la aynı yılda, yani 1972’de sevgilisinden istemeye başladığı teselli karşılık bulmamış bir aşk için istenendi. Gencebay yıllarca, plağı, kaseti, CD’si her çalındığında anonim sevgiliden gelip halini görmesini, aralarında başka biri varsa “tertemiz aşkını” ona geri vermesini talep etti. Aşkı zehir olsa içecekti, yolu ecel olsa geçecekti, sevdim dediği anda dünyanın kahrına gülüp gidecekti.
* * *
Ancak sevgili 48 yıldır ne Gencebay’ın, ne de bizim halimize acıdı. Aşkımızı karşılıksız bıraktı. Bizleri mutlu sondan mahrum etti. Metaforik sevgilimize kavuşsaydık, kavuşabilseydik, ayrılmamız daha kolay olabilirdi. Belki o zaman sevgililerin ardından ağıt yakabilir, bitmeyen aşklarımızla sessizce başa çıkabilirdik. Hatta belki de ölen sevgililer için şarkı sözleri bile yazabilirdik. Ama olmadı, şartlar elvermedi. Arabeski sevdik, değişime de direndik.
Arabesk, üstüne Türkçe söz yazılmış Batı müziğinden bize daha yakın geldi. Acılarımıza, hüzünlerimize daha çok hitap etti. Yokluğumuzu, yoksulluğumuzu, içinde yaşadığımız kültürel eşitsizliği daha kolay kabullenmemizi sağladı. Şartları değil sevgilimizi değişmeye zorlamak, bizi olduğumuz gibi kabullenmesini istemek, onu dertlerimizin, tiryakisi olduğumuz acılarımızın çaresi olarak görmek bizi rahatlattı. Gelmedikçe sevgiliye kızdık, acımızı gitmeye kalkanlardan çıkarttık.
Kim bilir belki de çıkartmadık. Nihayetinde bunlar benim bilgiden ziyade tahmine ve gözleme dayalı düşüncelerim. Pekala yanılıyor olabilirim. Ayrıca tek bir faktörün zihniyet gibi toplumsallığı ve tarihselliği güçlü bir yapıyı etkilemesi hiç kolay değil. Yine de vaktiniz olursa Orhan Gencebay’dan Bir Teselli Ver’i, Zaz ve Boniche’den Histori de un Amor’u dinleyin derim. Daha fazla zamanınınız olursa önerim kendinizi dinlemeniz. Daha da fazlasına için Benjamin Britten’in Requem’i iyi bir seçenek. Mutlu ve huzurlu bir tatil günü dileğiyle…
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
7.12.2025
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025