M.Şükrü HANİOĞLU
Değerlere, kutsallara saldırıları önleme amacıyla gösterilen iyi niyetli çabalar kolaylıkla ifade özgürlüğü sınırlarını daraltmaya dönüşebilir
Nefret suçları, İslâmofobi ve ifade özgürlüğü arasındaki ilişkileri ele alan yazım üzerine çok sayıda okuyucudan konunun değişik cephelerine ilişkin mesajlar aldım. Bu mesajların çoğunda "dinlere ve inananların kutsal değerlerine hakaretin cezalandırılması"nın gerekli olduğu, bu tür eylemlerin ifade özgürlüğü çerçevesinde savunulamayacağı vurgulanıyor. İlginçtir ki, geçen hafta Suudi Arabistan Kralı tarafından Müslüman liderlere yapılan "semavî dinleri hedef alan söylemlerin cezalandırılması amacıyla bir uluslararası ölçü" yaratılması çağrısı da benzer bir yaklaşımı dile getirmektedir.
Bu konuda gösterilen hassasiyetin samimî olduğu, son dönemlerde kamuoyunda tartışılan örneklerin, bilhassa düzeysizliğini dile getirecek ifadeler bulmanın pek de kolay olmadığı "Müslümanların Masumiyeti" filminin, çok sayıda bireyin duygularını rencide ettiği doğrudur. Ancak bu tür söylemler nedeniyle "kutsal"ı koruma amaçlı yasakçılık ve tecziye uygulamalarının benimsenmesi hem ifade özgürlüğü alanında ciddî sorunlar yaratacak ve hem de söz konusu örneği üreten çevrelerin değirmenine su taşımış olacaktır. Bu belirtilirken bilhassa Batı toplumlarında yaygınlaşan Müslüman bireylere yönelik nefret suçlarının önlenmesinin bir gereklilik olduğunun vurgulanması zorunludur. "
Kutsallık" ve korunması
Gerek toplumumuzdaki, gerekse de uluslararası alandaki tartışmanın temelinde "kutsallık"ın tanımlanması yatmaktadır. Dünyada tek "kutsallık" olsaydı ve bu herkes tarafından kabullenilseydi, doğal olarak, sorunun halli de fazlasıyla kolaylaşırdı. Benzer şekilde din karşıtlarının sıklıkla ileri sürdüğü gibi "kutsal biçimler" kültürel olarak inşa edilseydi, "kutsallığın olmadığı" toplumlar yaratarak "çatışmadan uzak" bir toplumsal hayata ulaşmak mümkün olabilirdi.
Ancak farklı kutsallıkların varlığı ve bu kutsallıkların kendilerini tanımlama biçimleri çatışmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Buna ek olarak, Durkheim'ın da belirttiği gibi "kutsal, toplum tarafından üretilmediği," tam tersine, "bizzat toplum fikrini kutsal yarattığı" için din karşıtlarının hayâl ettikleri "kutsalı olmayan bu nedenle de çatışma yaşamayan" cemiyet de gerçek dünyada var olamaz.
Kısaca "kutsal"sız bir sosyal örgütlenme ve "kutsal" ile "toplum"un birbirinden ayrılması mümkün değildir. Bu tespit yapıldıktan sonra, "kutsal"ın mutlaka "din" olmadığının da vurgulanması gerekir. Örneğin, Fransız İhtilâli sonrasında "vatandaşlık dini" oluşturulmasına yönelik çabalar ile iki savaş arası dönemde Avrupa'da ortaya çıkan totaliter rejimler, seküler kutsallık biçimleri yaratan, toplumu bunlar üzerinden tanımlayan yapılanmalardı. Dolayısıyla "kutsallık"ın korunması, sadece belirli dinlerle sınırlanması mümkün olmayan bir eylem biçimi olup, kolaylıkla baskıcı toplumsal düzen yapılanmalarına yol açabilmektedir.
Kutsallık korunması tecrübemiz
Toplumumuzda kutsallık korunması tartışılırken bu genellikle "din" çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Bu yaklaşım "fazahât-ı lisaniye" suçunu cezalandıran Osmanlı toplum düzenindeki korumayı açıklama alanında anlamlıdır. Ancak Türk otoriterliği iki savaş arası dönemde Avrupa'daki örneklere benzer bir seküler kutsallık biçimi üretmiş ve toplumu bunun üzerinden tanımlamıştır. Toplumu bu şekilde tanımlayan resmî ideoloji de seküler bir "fazahât-ı lisaniye" kavramsallaştırması yaratarak ve bunu İstiklâl Mahkemeleri benzeri araçlarla cezalandırarak baskıcı bir toplumsal yapılanma oluşturmakta sakınca görmemiştir.
Uygulanan en son örneği Türklüğü ve Cumhuriyeti "aşağılayan"ları cezalandırma amacıyla kullanılan Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi olan bu korumacılık, belirli dönemlerde ciddî bir yasakçılık ve ifade özgürlüğü sınırlaması yaratmıştır. Dolayısıyla toplumumuz farklı kutsallıkları koruma alanında uzun ve kesintisiz bir tarihe sahiptir ve bu nedenle de söz konusu yaklaşım âdeta doğal görülmektedir.
Kutsallık korunması ve ifade özgürlüğü
Kutsallık korunması savunulurken göz önüne alınması gereken iki önemli husus vardır. Bunlardan birincisi bir "kutsallık"a yönelik söylemin nerede "değerleri hedef alma" boyutuna ulaştığının bizzat o "kutsallık" tarafından belirlenmesidir. Bu pek çok toplumda "egemen kutsallık" olmaktadır. Meselâ Yunanistan'da bunu Ortodoks Kilisesi tayin etmektedir. Türk seküler kutsallığına yönelik eleştirilerin ne zaman "hakaret" boyutuna ulaştığına da uzun yıllar vesayet rejimi görevlileri karar vermişlerdir.
İkinci olarak kutsallıkların korunmasının en etkili yolu tüm ya da birbirine yakın kutsallıkları koruma altına alma değildir. Bu gerçekleştirilmesi mümkün olmayan bir özlemdir. Kutsallıklar birbiriyle çatışmasa dünyada tek bir "kutsallık" olurdu. Unutulmamalıdır ki, kutsallıkların kendilerini tanımlama biçimi dahi diğerleri tarafından "değerleri hedef alan söylem" olarak algılanabilir. Dolayısıyla sadece egemen kutsallığı değil "tüm ya da birbirine yakın kutsallıkları koruyarak değerleri koruma altına alma" mümkün değildir.
Örneğin, ortodoks Yahudiliğin Hıristiyanlık yorumu, pek çok Hıristiyan kilisesinin İslâmiyet hakkındaki değerlendirmesi, İslâm ulemâsının semavî dinler dışındaki inançlara yaklaşımı karşı taraftakiler tarafından "değerleri hedef alan söylem" kapsamında değerlendirilebilir. Bu alanda verilebilecek en ilginç misâl ve kutsalı "kutsal tanımama" olan ateizm, varlığıyla diğer kutsalların değerlerini hedef almaktadır. Demokratik bir toplumun amacı ise farklı kutsallara sahip bireyleri bir arada yaşatmak, diğerlerinin katılmadıkları tezleri özgürce savunabilmelerinin zeminini hazırlamaktır.
Aşırı örneklerden sakınmak
Kutsallık koruması savunulurken göz önüne alınan aşırı örnekler, genellikle bu tür sınırlamaların ifade özgürlüğünü engelleyebileceği gerçeğini unutmamıza yol açmaktadır. Kutsallık "karşıtı" söylemler her zaman "Müslümanların Masumiyeti" filmi pespâyeliğinde, ya da Atatürk büstlerine çekiçlerle saldırılması düzeyinde olmamaktadır. Nitekim Batı toplumları içinde kutsallık korumasının en geniş anlamda ve en kuvvetli biçimde gerçekleştirildiği Yunanistan'da Ortodoks Hıristiyan inancı dışındaki görüşler kolaylıkla "kutsallık karşıtı" olarak yaftalanmaktadır. Pakistan'daki uygulama ise fiilen bazı mezheplerin yasaklanması sonucunu doğurmaktadır.
Kendi toplumumuzdan örneklere bakacak olursak, yakın geçmişte tarih hakkında farklı yaklaşım sergilemek "Türklük" kutsallığına hakaret kapsamına sokulabildiği gibi, liberal bir bilim insanının Erken Cumhuriyet ekonomisi hakkındaki yorumu bir diğer kutsallığın değerlerine hakaret olarak yorumlanabilmiştir.
Bu örneklerin de ortaya koyduğu gibi rencide edici aşırılıkları önleme yolundaki iyi niyetli çabalar kolaylıkla ifade özgürlüğü sınırlarını egemen kutsallığın görüşleri çerçevesinde daraltmaya dönüşebilir. Zaten bu aşırılıkların hedefi de bundan başka bir şey değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018