Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Suud'un peşine takılmak
5.02.2016
1673

 Suudî Arabistan'da Şii âlim Ayetullah en Nemr'in ve yanında biri ideolog üç Şii'nin idam edilmesi ile Erdoğan'ın geçen hafta yaptığı ziyaret arasında bir ilişki var mı?

Bu idamlar Suud ile Türkiye arasında “stratejik ortaklık” açıklamalarına tesadüf ettiğine göre mutlaka bir ilişki olmalı. Mısır'ın Suud üzerinden ikna edildiği, Katar ve İsrail'in köşe taşı olarak dahil edildiği yeni bir aks oluşuyor. Suud, lokomotif olarak yer aldığı bu akstan aldığı güçle, İran'a kafa tutuyor. 43 El Kaide mensubunun da yer almasına rağmen bu idamların gerçek amacı sadece İran'ı tahrik etmek. Suud yönetimi, bu idamlar yüzünden Şii dünyasından yükselen öfke ve şiddeti kestiremeyecek kadar ferasetsiz değil. Tersine, özellikle Türkiye'den aldığı güçle İran'ı hazırlıksız şekilde harekete geçmeye zorluyor. İran, şu anda derin bir ekonomik krizin içinden geçiyor ve çok değil 15 sene sonra balistik füzeleri ve nükleer silahları ile sadece bölgeyi değil, dünya dengelerini değiştirmeye hazırlanıyor. Suud, can düşmanının yükselen yıldızını erken doğuma zorluyor.

İran ile Türkiye'nin çıkarları arasında tarihî olarak çözülmesi imkânsız uzlaşmaz çelişkiler var. Birbirini çok iyi tanıyan ve çekişmelerini uzun tarihî tecrübeyle kitabına uyduran bu iki komşu ülke, karşıtlığı jeopolitiğe yaslamış durumdalar. İran'ın teokrasisi, Türkiye'nin din-devlet ilişkisinde esnek Sünnî geleneği ve nihayetindeki laik birikimi bu karşıtlığın mezhep ekseninden çıkıp reelpolitiğe yerleşmesi için yeterli oldu. Suud ile İran arasındaki iflah olmaz çelişki böyle değil. Suud doğrudan doğruya mezhep silahına başvuruyor ve İran'ı bu silahla vuruyor. Suud'un Ayetullah en Nemr'i idam etmesi, bu silahın hedefe doğrultulup ateşlenmesi anlamına geliyor.

Bizi de içine alan bölge coğrafyasında toprağın altında kollarından ve bacaklarından zincirlerle bağlı tutulan ve binbir güçlükle zapt edilen mezhep canavarı bağlarından kurtulmak üzere, ortalığı yakıp yıkmaya hazırlanıyor. Mezhep farklılığı, bölgenin en tehlikeli fay hattını oluşturuyor.

Orta Doğu toplumları, bugün dünyada geçerli olan uluslararası ilişki modelini ve bu modele göre işleyen iç ve dış egemenlik kurumlarını iki sebepten oluşturamadı. Birinci sebep aşiret yapılarının, daha üst ulus örgütlenmesine geçişi engellemesi, ikincisi ise güçlü ve derin mezhep yapılarının alternatif bir bağlılık odağı oluşturmasıydı. Bu genel standardın dışına Osmanlı sayesinde bütünüyle sadece biz çıkabildik. Unutmayalım mezhep ihtilafları toplumsal-siyasal çatışmaların sebebi değil sonucudur. Suud hanedanı İran'a mezhep farkı yüzünden değil, çıkarları çeliştiği için düşman. Bu düşmanlıkta avantajlı konuma geçmek için mezhep ihtilafına sarılıyor. Böylece politikasına toplumsal destek arıyor ve maalesef buluyor. Ekleyelim: İslâm tarihi boyunca mezhep ihtilaflarının hiç biri itikada dair yorum farkından çıkmamıştır, siyasî içtihat farkları kendine mezhep kisvesi uydurmuştur.

Yüzyıllar boyu Osmanlı ve İran, Türk unsurun hakimiyetinde birbirinin amansız düşmanı olarak savaştılar. Sonunda bir taraf galip gelmeyince, en uzun süreli barışı kurdular. 19. yüzyıl başında bu denge Arap yarımadasında ortaya çıkan ve bugün Suud yönetimi tarafından temsil edilen Selefi mezhebinin devreye girmesi ile bozuldu. Sultan Abdülhamid'in Necef ulemasını harekete geçirerek çok emek harcadığı Şii-Sünnî uzlaşması, bugünün siyasî ihtilaflarını çözmek için model olmalı. Suud yönetiminin ateşlediği ihtilaf, bugünden yarına kalıcı olan daha kuvvetli bir yangına benzin döküyor: IŞİD varlığını, Suud'un resmî mezhebinin radikal bir yorumuna dayandırıyor.

Mezhep figürünün ön plana çıkması, devletler arasındaki iktidar rekabetinin öfke ve nefretle hareket eden geniş kitlelere yayılması demek. Türkiye bu ihtilafın tarafı olmamalı, Suud ile birlikte kısa günün kârının peşinde olmamalı.

Türkiye'nin düzenli devlet olarak, bu ihtilaflarda kendi geliştirdiği usulü-erkânı var. Osmanlı politikası, Suriye'de işe yaramadı ama İran'a karşı statükoya dayanarak, Suud'a karşı da mezhep ihtilafını aşarak sonuç verebilir. Osmanlı böyle işlerde bize lâzım.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar