Murat BELGE
Seçim yaklaşırken muhalefetin enerjisi yükselişe geçmişti. Mitingler kalabalık ve coşkulu geçiyordu; Tayyip Erdoğan’ın yönetim felsefesi en sadık AKP taraftarında bile bazı şüpheler uyandırıyordu. Muhalefet ise AKP iktidarının kuruluş ve erken seçim zaferinden bu yana, kendini bir seçim kazanmaya en fazla yaklaşmış durumda hissediyordu. Derken seçim günü geldi ve muhalefet kazanacağına inandığı seçimi kaybettiğini gördü. İktidarın da kaybetmekten fena halde korktuğu seçimi kazandığı sürprizini tattığını söylersem çok aykırı bir şey söylemiş olmam herhalde. Hepimiz süreçte bir iki yumruk aldık. Şimdi öncelikle CHP “özeleştiri” yapmaya çağırılıyor ve bu doğrultuda bir şeyler yapacağı bekleniyor. Bu yapacaklarının ne olduğu ise pek belli değil. Muhtemelen çok doyurucu da olmayacak. Bu oldukça tuhaf, karmaşık durumda, herkesin elbette değil de çoğunluğun bir özeleştiri olarak ne işitmeyi istediği de belirsiz.
Bir söz var, tekrarlanıyor, epeyce bir süredir: CHP sağa kayacak mı? Böyle yapacak olursa bu olumlu sonuç verir mi, vermez mi? Bu konuyu tartışanların genel tonundan, böyle bir şey olabileceğini beklediklerini ama bundan hayırlı bir sonuç beklemediklerini çıkarsayabiliyoruz.
“Sağa kaymak” deyince, bu ortamda, ben CHP’nin HDP ile ilişkilerini düşünüyorum. Ama bakıyorum, sağa kaymaktan söz edenlerin çoğu bunu kastetmiyor. Daha çok, “helalleşme” gibi tavırları göz önüne alıyorlar. Bunlar da bana “sağa kayma” olarak görünmüyor. CHP, cumhuriyetin “kurucu” partisi, model olarak modernleşmeyi ve dolayısıyla modernleşmenin taşıyıcısı olan Batı dünyasını, Batı değerlerini benimsedi. Ama bunu belirli bir üslupla yaptı. Ben, “değişim” olarak bu üslubun değişmesini anlıyorum; Batı dünyasının model alınmasını değil. Bu üslubun değişmesini de “sağa” kayma olarak görmüyorum. Hatta bu üslubu, “Batılı” olmadığı için eleştirdiğimi söyleyebilirim. Üniversitede “ikna odası” adı verilen bir “kurum” kurup sınavlar geçip yüksek öğretim almaya gelmiş genç kızlara başlarını açmalarını (ikna” adı verilen) emreden bir uygulama mı Batılı’dır — ya da medeni midir? Böyle bir uygulamadan ötürü özür dilemek niçin “sağa kaymak”tır? Tam tersine, böyle davranışları eleştirmektir “sola geçmek”.
AKP kendini iktidarda bulur bulmaz kendi siyasi-ideolojik çizgisinin burjuvazisini yaratmaya girişti. Bu politikanın ilginç sonuçları oldu. AKP’nin yaptığı görülmemiş bir şey değil, tersine, hep görülmüş bir şeydi. İttihat ve Terakki’nin “vagon”ları, “Harp Zenginleri”, CHP’nin “tekelci devlet kapitalizmi” politikası, Demokrat Parti’nin “Hacı Ağaları” v.b. AKP yaptığında ilginç olan yarattığı “sınıf tabanı”nın çelişik yapısıdır. Bu partinin temsil ettiği kesim genellikle varlıklı kesim değildir. “Milli Görüş” yıllarında bazı hamleleri olduğu halde, ağırlıkla en yoksul kesimin partisi olmuştur. Çünkü II. Mahmud zamanından beri “Batılılaşma” yoksul değil, varlıklı kesimlerin benimsediği programdır. Yoksullar da “mahfel”in dışında bekleyenler. Ama AKP kendine göre bir “Zenginleşin” kampanyası başlattı (dış konjonktür de böyle bir politikaya dostça bakıyordu). Böylece bu dönemde en fazla kazananlarla her dönemde en az kazananlar aynı siyasi partinin taraftarı haline geldiler. Bu durum, elbette, kazanç istatistiklerine de bir ölçüde yansıyacaktı, yansıdı.
Modernleşmeye çalışan Türkiye toplumunun biçimlenişinde, üst-belirlenme ikili bir yapı üretmiştir. Osmanlı çağının düzayak “devlet/reaya” ayrışması kendi içinde sınıflaşmaya doğru ilerlerken bunun yanına “kültürel” bir farklılaştırıcı mekanizma eklenmiştir: Batılılaşan ve Batılılaşmayan. Bu yapılanmada Batılılaşma “ileri” olmanın ölçütü sayılmış, dolayısıyla “ilericiler” gerici kitlelerle karşıt kamplar içinde yer almışlardır. Böyle bir başlangıcın getirdiği yapılanmaların büsbütün aşıldığını söyleyemeyiz. Şu son seçim de aşılmadığını gösteriyor.
Yıllar önce Oğuz Aral “Gırgır” okurlarının kim olduğunu daha iyi anlamak için bir şirketle anlaşıp anketler yaptırmıştı. Bunlar yapılırken müzik zevki gibi konulara da girilmiş ve en zengin kesimle en yoksul kesimin aynı tarzı, yani arabeski en çok sevdiği, dinlediği anlaşılmıştı. Bu da bir ölçü verir sanırım.
birikim
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025