Murat BELGE
Elisabeth Özdalga ile Daniella Kuzmanovic (Kopenhag Üniversitesi’nden) birlikte bir kitap hazırlamışlar:Novel and Nation in the Muslim World (İslâm Dünyasında Roman ve Ulus). Bu kitap elime geçince gördüm: Palgrave Yayınevi’nin “İslâm ve Ulusçuluk” diye bir dizisi varmış. Spiros Sofos ile Umut Özkırımlı dizinin editörleri ve Danışma Kurulu’nda Şeyla Benhabib, Deniz Kandiyoti, Gayatri Spivak veSami Zübeyde gibi tanıdığım kişiler yer alıyor.
Kitabın önsözünü Jusdanis yazmış; Türkiye’de roman hakkındaki yazı da Azade Seyhan’dan. Ele alınan ülkeleri sayayım: Azerbaycan, Cezayir, Fas, Libya, Suudi Arabistan, Yemen, İran. Kürt romanı üstüne olan yazıda (Haşim Ahmedzade yazmış) Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki gelişmeler birlikte ele alınıyor. Hindistan’da Müslüman, Şiî azınlığın edebiyatını inceleyen bir yazı da var. Sami ise Kerkük’te geçen Son Melek (yazarı Fazıl el-Azavî) adlı romanda “popüler din” ve “siyasî modernite” konularını inceliyor.
Fas’ta yazılmış üç romanı ele alan Florian Kohstall Berlin’in Özgür Üniversite’sinde çalışıyormuş. Bu üç romandan biri bir gecekondu mahallesinde pislik ve sefalet içinde büyüyen oğlan çocuklarının IŞİD türünden fanatik bir örgütün militanı ve intihar bombacısı olmaları sürecini anlatıyormuş. Bu konunun artık edebiyata girmesinden mutlu oldum. Çünkü olay her yönüyle çok önemli: bombalı eylemleri de bu önemli yönleri arasında elbette ama her şey onunla başlayıp onunla bitmiyor. Neden ve nasıl olabiliyor böyle bir şey? Ayrıca, yaptıkları iş berbat bir şey olsa da, bu insanları “demonize” etmek yanlış bir şey (Batı’nın genel olarak yaptığı bu çerçeveyi aşmıyor. İşte Donald Trump).
“Demonize” etmek yanlış, “kahramanlaştırmak” daha da yanlış. Önemli olan anlamak.
Kitabın genel konusu benim özel olarak izlediğim bir konu değil; onun için epey bir şey öğrenerek okudum. Bunların arasında bir yazı özellikle ilginç geldi: “Genç Suudî Kadın Romancılar”. Bu, sanırım, herkese ilginç (şaşırtıcı) gelecek bir konu. Çünkü birçok bakımdan beklenmedik bir gelişme üzerinden dönüyor.
Büsbütün “beklenmedik” mi? Değil galiba. Birtakım sinyaller vardı. Suudî Arabistan ilgi alanım içinde bir ülke değil ama benim bile kulağıma çalınıyordu. Ayrıca, bu gibi kuralcı Müslüman toplumların yurttaşlarının yurt dışına çıkar çıkmaz kılık kıyafet gelenek görenek ne varsa değiştirdiklerini biliyoruz.
Raja al-Sani adında bir genç kadın, daha 24 yaşındayken (2005 yılında), Riyad Kızları adında bir roman yayımlamış. Kitap anında bir “best-seller” olmuş. Al-Sani birçok bakımdan bu yeni “trend”in öncüsü sayılıyor ama, zaten “öncü” sayıldığına göre, demek benzer yolda yürüyen başkaları da olmalı. Öyleymiş ve genellikle otuzlu yaşlarındaymış bu genç kadın yazarlar.
Yaptıkları edebiyatın “iyi” bir edebiyat olduğu, olabileceği konusunda şüphelerim var. Petrol zengini Suudî Arabistan’ın zengin ailelerinin kızları bunlar. Böyle olmaları iyi edebiyat yapmalarını kesinlikle engellemez elbette ama güçleştirir. Pek “iyi” olmasa da, “ilginç” olduğu muhakkak.
Yazıyı yazan Madawi Al-Rasheed bu yazarların kapuçino içip nargile çeken ve hayatlarını evle kolej, şirketle alışveriş merkezi arasında geçiren gençler olduğunu söylüyor. Sıkı İslâm düzeni kadınla erkeğin hayat alanlarını ayırarak cinselliği bir “obsesyon” haline getirir. Bu, genel olarak, “yasaklamacı” bir obsesyondur. Ama bir yerinden çatladı mı, tam tersi bir nitelik edinebilir. Arabistan’da bazı gelişmeler o çatlağı yaratmış. Çok seyahat etmek, Arabistan’daki kapalı hayattan çıkmak başta gelen etken. Bir de, Suudî Arabistan’da bile kadınların iş hayatına girmeye başladığını görüyoruz. Bu sosyolojik değişimlerin sonucunda bu genç kadınlar cinsel meraklarını “telaffuz etmeye” başlıyorlar ki, zaten bu kadarı da o toplumda çok radikal bir dönüşüm anlamına geliyor. Flört, aşk, evleneceği adamı kendi seçmek gibi birtakım –çoğumuza çok bildik gelen– konular Arabistan gibi bir toplumda “infilâk” yaratıyor. Zaten adını andığım Raja al-Sani de romanının Suudî toplumunda yarattığı ters tepkiden ötürü ülkesini terk etmiş.
Suudî Arabistan’da bunlar olurken burada da Türkiye’yi daha fazla “suudîleştirmek” isteyenler faaliyette.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025