Taha Akyol
ABD’nin YPG’ye desteği devam ediyor. Trump’ın 20 Ocak’taki başkanlık devir teslim törenine YPG’nin başındaki Mazlum Kobani’yi davet etmesi, Trump’ın pek sevdiği kavramla tam “aptalca” bir davranıştır. Örgütün siyasi cüretini artıracak, yeni Suriye için uzlaşmayı zorlaştıracaktır.
(Biliyorsunuz Trump, Erdoğan’a “aptal olma” diye mektup yazmış, geçen hafta da bir önceki selefi hakkında “aptal Obama” diye X hesabından mesajı yazmıştı)
Senato’da da Trump’ın partisi Cumhuriyetçilerden Senatör Lindsey Graham, “Türkiye’nin YPG’yi tehdit etmesine izin vermemeliyiz” diye konuştu.
Dün de Beyaz Saray “IŞİD’le mücadele için”, YPG’de desteklerini devam edeceğini resmen açıkladı.
Trump ve ekibinin bu tavırda devam etmesi Suriye’de uzlaşmayı sabote eder...
IŞİD KORKUSU
Senatör Graham, Trump’ın yakın dostlarından. Şahin görüşleriyle tanınıyor. Suriye sorununda Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını istemişti. Fakat Ermeni tasarısına da karşı çıkmıştı.
Son açıklamasında HTŞ’yi “radikal İslamcı” olarak niteliyor. “Türkiye’nin veya Suriye’yi ele geçiren radikal İslamcıların, IŞİD’i yok etmemize yardım eden Kürt güçlerini tehdit etmesine izin vermemeliyiz” diyor.
Bu tavır PYD’yi uzlaşmazlığa ve maksimalizme teşvik eder, yeni Suriye’nin makul bir uzlaşmayla kurulmasını engeller!
PYD zaten bundan yararlanarak ABD desteğiyle Suriye’nin üçte birini ele geçirdi.
Senatör Graham, IŞİD korkusunu şöyle kullanıyor:
“Türkiye ile SDG arasında bir çatışma çıkarsa veya Türkiye Kürt güçlerine saldırırsa, bu durum IŞİD mahkumlarının firarına yol açar ve bu Amerika için bir kabus olur.”
Graham’ın bu sözleri, ciddi görülürse, tüm Batı’yı ve Orta Doğu Araplarını etkileyebilecek bir korku yaratır.
SURİYE’NİN BÜTÜNLÜĞÜ
Evvela HTŞ’nin “Talibanlaşmak”tan uzak durmasının ve bunun görülür hale getirilmesinin ne kadar önemli olduğu belli. Buna dikkat ediyorlar. Kadın haklarını savunan açıklamaları, devlet kurumlarını korumaları çok isabetlidir.
IŞİD’in hortlayacağı veya benzer başka örgütlerin ortaya çıkabileceği, HTŞ’nin lider kadrosu makul olsa bile çatısı altında benzer yapılanmalar bulunduğu kaygısı yeni Suriye’nin inşasında ortadan kaldırılması gereken önemli bir sorundur.
HTŞ bu konuda güven verici adımlar attıkça güven ve güç kazanacaktır.
Türkiye IŞİD’le mücadele ediyor. Ülkemizde henüz eyleme geçmemiş İŞID örgütleri bile polisçe izleniyor, tutuklanıyorlar. Ankara’nın HTŞ’ye aynı yönde telkinlerde bulunması yararlı olacaktır.
IŞİD’in sadece ABD ve YPG’ye bırakılmayıp bütün ilgililerce fiilen hedef alınması, Suriye’de yeni rejimin yerleşmesini kolaylaştıracaktır.
Suriye’de başka alternatif gözükmüyor; HTŞ yönetimi başarılı olmalı, ilk adımda düzeni sağlamak için gereken otoriteyi tesis edebilmelidir.
Türkiye Barzani ile, Irak Kürdistanı yönetimiyle iyi ilişkilere sahip; Çünkü Türkiye’ye düşmanca davranmıyor; Irak devletiyle da savaşmıyor. ABD bölgede istikrar istiyorsa, YPG’nin Türkiye’ye ve Suriye’ye zarar veremeyecek bir konumda tutulması gerektiğini kabul etmelidir. Yeni anayasada böyle bir düzenleme yer almalıdır. İstikrar için bu şarttır.
HAYDUT DEVLET
Fakat “haydut devlet İsrail”, Esat’ın devrilip İran ve Rusya’nın sahadan çekilmesinden memnun ama Yeni Suriye’nin “aciz devlet” olmasını istiyor. Bu sebeple, ülkede düzeni tesis etmek ve dünya ile sağlam ilişkiler kurmak için yeni hükümetin kullanacağı bütün tesisleri, askeri ve sosyal alt yapıyı, havaalanlarını bile bombalıyor.
Führer Netanyahu, Suriye’de rejim değişmekle, Suriye-İsrail sınırını tespit eden 1974 antlaşmasını geçerlikten düştüğünü söylüyor ki böyle bir zırva olamaz. Antlaşmalar iktidarlar arasında değil, devletler arasında yapılır.
HERKESE DÜŞEN GÖREV
13 yıl devam eden iç savaş, sadece Suriye’ için felaket olmadı. Sadece Türkiye’de büyük zararlara yol açmadı. Avrupa da ağır bir göçmen sorununa maruz kaldı. Almanya’nın ülkesine dönecek her Suriyeli göçmene 1.000 Avro vaad etmesi, problemin ağırlığını gösterir.
Şimdi herkes haydut İsrail’in Suriye’ye saldırılarına karşı çıkmalı... Şimdi herkes HTŞ’nin Suriye’de istikrarlı bir otorite kurmasına ve uzlaşmalı bir anayasa yolunu açmasına destek vermeli.
HTŞ, sergilediği ılımlı, makul çizgide mutlaka başarılı olmalı.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025