Vahap COŞKUN
Malmîsanij Yirminci Yüzyılın Başında Diyarbekir’de Kürt Ulusçuluğu (Vate Yayınları, 2010 İstanbul) başlıklı kitabında, 1990-1920 yılları arasında Diyarbekir’e hâkim olan siyasi iklimi anlatıyor. Dönemin yazılı kaynakları ve belgelerinden istifade ile Diyarbekir’de mücadele eden güçlerin durumunu irdeliyor ve Kürt ulusçuluğunun izlediği fikrî seyrin izlerini sürüyor.
Yazara göre, Kürt ulusçuluğunun beslendiği üç kaynak var. İlki, Ermeni ulusal hareketidir. İkincisi, Osmanlı’nın ve Rusya’nın Kürtleri ve Ermenileri birbirine karşı kullanma siyasetidir. Üçüncüsü de II. Abdülhamit’e karşı gelişen muhalefettir.
“Sonradan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne dönüşecek olan İttihad-i Osmani Cemiyeti’nin kurucularından Dr. Abdullah Cevdet, 1894-1895’te bir süre Diyarbekir’de doktor olarak çalışır. Buradayken Ziya Gökalp’i Cemiyet’e alır. İTC Diyarbekir şubesinin tohumları böylece atılır. Ziya Gökalp, İstanbul’a gidince İttihad-i Osmani’nin diğer kurucu üyelerinden İbrahim Temo ve Diyarbekirli Dr. İshak Sukuti, onun Cemiyet’e kesin kaydını yaparlar.” (s. 11-12)
Kültürel ulusçuluk
Diyarbekir, 20. yüzyılın ilk yirmi yılında, İstanbul’dan sonra Kürt ulusal çalışmalarının en yoğun yapıldığı şehirdir. Malmîsanij, bu dönemdeki çalışmaları dört aşamada inceler. II. Meşrutiyet’ten önceki yılları kapsayan ilk aşamada, kültürel ulusçuluk çabaları öne çıkar. Döneme damgasını vuran, Kürdistan’ın Azm-i Kavi Cemiyeti’dir. Cemiyete mensup kişilerin üç önemli ortak özelliği vardır.
İlki, 1908’den önce Kürtçe eserler yazarak ve yayınlayarak Kürt diline ve edebiyatına hizmet etmeleridir. Meselâ Ahmed Ramiz, hem Kürtçe kitapların basılmasına öncülük eder hem de muhalif Türkçe kitaplar yayımlar. Bu nedenle 1912’de İstanbul’dan sürgün edilir.
İkincisi, medrese eğitimi görmüş din adamları ya da dindar kişiler olmalarıdır. Yirminci yüzyılın başına kadar Kürtlerde etnik kimlikten ziyade aşiret kimliğinin ve dini kimliğin ağırlığı vardır. Fakat bu cemiyetin üyeleri, etnik kimliklerini de kuşanırlar. Dolayısıyla:
“Bu kişilerin dinsel kimlikle birlikte etnik kimliğe de sahip çıkan bir geçiş aşamasını temsil ettikleri söylenebilir. Bu dönemde Kürt din adamları arasında Kürtçe ve Kürtlük konusunda nispeten duyarlı bir dinsel elit ortaya çıkmaktadır.” (s. 21)
Üçüncüsü de, bu cemiyette -- diğer cemiyetlerin aksine -- bey, paşa, eşraf, şeyh gibi nüfuz sahibi kişilerin veya onların çocuklarının değil, kırsal kesimden gelen kişilerin etkin olmasıdır.
“Demokratik ve politik mücadelenin ilk adımları”
1908’de II. Meşrutiyet’in ilânıyla birlikte, Kürt ulusçuluğunun ikinci aşaması olan yasal örgütlenme dönemi başlar. Birçok Kürt aydını sürgünden İstanbul’a döner. Meşrutiyeti açıkça destekleyen bu aydınlardan bir kısmı, ilk legal Kürt örgütü olarak bilinen Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti’ni (KTTC) kurarlar. Cemiyet, Kürdistan’da bazı idari reform çalışmalarının yapılması, Kürtçe eğitim ve yayın yapılması gibi mutedil görüşlerin taşıyıcılığını yapar. İTC’nin Türkçü karakterinin henüz baskın olmadığı bu dönemde Cemiyet, İTC’nin politik programını da kabul eder.
Cemiyetin merkezi İstanbul’dadır. Üyeleri arasında Âyân Meclisi üyesi Seyid Abdülkadir, Emin Ali Bedirhan, Ferik Şerif Paşa, Damat Müşir Ahmet Zülkif Paşa ve Bağdat milletvekili Babanzade İsmail Hakkı Bey gibi asker ve sivil bürokratlar ile şeyh ve bey ailelerinden gelen kişiler vardır. KTTC’nin Diyarbekir şubesi 1908’in sonlarına doğru açılır; şubenin başkanı Diyarbekir Müftüsü Subhi Efendi olur. Malmîsanij, KTTC’nin Kürt ulusçuluğundaki önemine değinirken, bu cemiyetin ön açıcı niteliğinin altını çizer:
“KTTC, Kürdistan’da şubeleri açılan ilk çağdaş ve legal Kürt örgütü olarak Kürdistan’da demokratik ve politik mücadelenin ilk adımlarının atılmasına ön ayak olmuş, Kürtlerin ulusal hak ve talepleri uğruna daha sonraki çalışmaların yapılabilmesi için bir başlangıç olmuştur. En önemlisi de Kürtler KTTC ile çağdaş örgütlenme aşamasına geçmişler, ilk kez Osmanlılardan ayrı, Kürt kimlikli legal bir örgüt oluşturmuşlar, ilk kez örgütsel yayın organına sahip olmuşlardır.” (s. 25)
“Kürdistan serâpâ harâbezârdır”
Meşrutiyet’in ilânından sonra Diyarbekir’de KTTC’den başka İTC’nin şubesi ve sosyal yardımlaşma amaçlı Fukaraperver Cemiyeti de açılır. O dönemde KTTC’nin yayın organı olan Kürt Teavün ve Terakki Gazetesi’nde çıkan bazı yazılarda Kürt dili ve tarihi üzerinde hassasiyetle durulur. Örneğin hem KTTC’nin üyelerinden biri olan ve hem de İTC’nin İstanbul merkez yönetiminde yer alan Süleymaniyeli Babanzade İsmail Hakkı, Kürtlere seslenirken dilin ne denli kıymetli olduğuna dikkat çeker:
“Kürd yurttaşlarıma her şeyden önce düzgün bir dile sahip olmalarını büyük bir önemle tavsiye ederim. Önce bu dilin bir dilbilgisi kitabı, bir de sözlüğü yapılsın. Ondan sonra da Kürd halkının bir tarihi kaleme alınsın. Daha sonra da, ne kadar dağınık ve yazılmamış şiirler edebî eserler varsa, hepsi derlenip yazılsın. Dilin temeli böylece atıldıktan sonra, gelişme ve ilerleme kuşu, büyük bir istekle bize iyilikseverlik kanatlarını açacaktır.
“Özetçe, milletin selâmetinin birinci temeli eğitim ve öğretimdir; eğitim ve öğretimin anahtarı ise dildir. Uygarlığın kapısı ise bu anahtarla açılır. Himmetli ve gücü yeten insanlarımızdan, bu önemli noktayı şimdiden önlerine koymalarını rica ederim.” (s. 33-34)
Bu yazı yayınlandıktan sonra KTTC genel merkezi, Kürtlerin ve Kürdistan’ın tarihi üzerinde çalışmak ve Kürtlerin ulusal edebiyatını derleyip yayınlamak yönünde bir karar alır. Ancak bu kararı yerine getirmek mümkün olmaz. Zira yine cemiyetin gazetesindeki bir yazıda söylendiği gibi “Kürdistan serâpâ harâbezârdır ve dünyanın ne kadre vahşet ve mezalimi var ise hepsi bu viranede haşr oluyor (toplanıyor).”(s.34)
“Hêvî’nin saçtığı tohumlar”
Ilımlı bir siyaset izlemesine rağmen KTTC, 1909’da İTC iktidarı tarafından kapatılır. Oniki muhafazakâr kişi, İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesine sevk edilir ve cezalandırılır. Böylece zaten çok güçlü olmayan Diyarbekir’deki Kürt ulusçuluğu ciddi bir darbe alır ve sessizliğe gömülür.
Üçüncü aşamaya tekabül eden bu dönemde, Diyarbekir’de Birinci Dünya Savaşı’na kadar hiçbir örgüt kurulmaz. Ancak savaş başlamadan önce İstanbul’da birkaç Kürt örgütü kurulur. Bunlardan en önemlisi, kısaca Hêvî ismiyle bilinen Kürt Talebe Hêvî Cemiyeti’dir. Yüksek öğrenim görmekte olan Kürt öğrenciler tarafından kurulan bu cemiyet, ilk legal Kürt öğrenci derneği ve ilk Kürt gençlik örgütüdür.
Malmîsanij, bu cemiyetin tespit edebildiği otuzbir üyesinden onikisinin Diyarbekirli olduğunu belirtir. Bu oniki kişiden altısı da Cemilpaşazade ailesindendir. Kürdistan’da okuma-yazma oranın çok düşük olduğu bir zamanda, bu aileden en az onüç kişi İstanbul’da öğrenim görmektedir. Genç Cemilpaşazadelerin Kürtçülüğünde, İstanbul’daki öğrencilik yılları belirleyici olur.
Hêvî, Diyarbekir’de herhangi bir çalışma yapmaz. Ancak cemiyetin üyelerinin bir kısmı eğitimlerini tamamladıktan sonra Diyarbekir’e döner. 1913’te Hêvi’nin Lozan’da bir şubesi açılır ve başkanlığı da Ekrem Cemilpaşa üstlenir. Böylece ilk kez bir Kürt örgütünün Osmanlı devleti sınırları dışında bir şubesi açılmış olur. 1920’lerde Kürt siyasetinde önemli yerlerde bulunan hemen herkesin yolu bir şekilde Hêvi’den geçer. Hêvî’nin genel sekreterliğini yapmış olan Memduh Selim, cemiyetin değerini şu sözlerle ifade eder
“Onbeş seneden beri hiçbir Kürd vâkıası olmamışdır ki onda Hêvî’nin mebde’lerinden derinden derine bir iz bulunmasın. Kürd Teâli Cemiyeti, Kürd Tam’mim-i Maârif ve Neşriyyât Cemiyeti, Kürd Millet Fırkası, Kürd Teşkîlat-ı İçtimâiyye Cemiyeti, Hêvîcilerin imanlarından birer âbidedir. Kurdistan mecmuası, Jîn gazetesi de -- Roji Kurd ve Hetawî Kurd’den sonra -- Hêvî’nin saçdığı tohumların yakın mâzîdeki mahsulleridir.” (s. 43)
Hêvî’nin 1913’te yapılan kongresinin akabinde yöneticileri mahkemeye verilir. Dâvâları devam ederken Birinci Dünya Savaşı patlar. Derneğin yönetim kurulu üyeleri ile aktif üyelerinin askere alınmasıyla birlikte Kürt ulusçuluğuna ilişkin çalışmalar durur.
Savaş, her yerde olduğu gibi Diyarbekir’de çok ağır bir tablo yaratır. Kürdistan’ın demografik yapısı kökten bir değişime uğrar. Savaş koşullarından yararlanan İTC, yüzbinlerce Kürdü zorunlu göçe tabi tutup, gönderildikleri yerde nüfusun yüzde 5’ini aşmayacakları şekilde Anadolu illerine yerleştirir. Bir milyondan fazla Ermeni tehcir edilir, katledilir. Başta Pirinççizadeler olmak üzere, Diyarbekir’de İTC mensupları bu katliamda önemli bir fonksiyon icra ederler.
“1919 yılı başında Osmanlı Padişahı, Ermeni tehciri ve katliamı suçlularını yargılamak üzere özel mahkemeler kurdurunca, adı geçen kişilerden bir kısmı tutuklanır, bir kısmı cezalandırılır. Diyarbekirli Ziya Gökalp, Süleyman Nazif, Pirinççizade Feyzi ve Zülfü (Tigrel) bunlardandır. Burada adı geçen kişilerin hepsi, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal yönetimiyle işbirliği yapacaklardır. Diyarbekir Valisi Dr. Mehmet Reşit ise aynı suçtan dolayı firarda iken 6 Mart 1919’da polisler tarafından yakalanacağı sırada intihar eder.” (s. 48)
Kürt Kulübü
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Hêvi’nin yöneticileri radikalleşir. Önceleri Osmanlı sınırları içinde yaşamak düşüncesi ile bir sorunu olmayan ve Kürtlerin demokratik haklarını kazanmak için uğraşan bu kişiler, giderek bağımsızlıkçı bir perspektifin savunucularına dönüşür. Artık salt demokratik haklar yeterli görülmemekte, daha büyük hedeflerin peşinde koşulmaktadır. Memduh Selim görüşlerinin değişmesinde Wilson Prensiplerinin etkisine vurgu yapar:
“Büyük Savaş’ın baş göstermesine kadar ve Büyük Savaş sırasında en önemli iş olmak üzere kültür ve hayır işleriyle uğraşanlar, artık dünyanın kabul ettiği maddeleri de Kürdlerin ‘yaşam programı’na aldılar. Çünkü meydanda bir ‘Wilson Prensipleri’ vardı ve çünkü her büyük devlet, özgür olmak ve özgür olarak yükselmek isteyen her ulus, hak tanımak ve hakla yönetim yapmak iddiasını güden her hükümet ve Osmanlı Hükümeti de, bu prensipleri esas kabul edip açıkladılar. Madem ki bu yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş ve bu yüzyılda da gözümüzün önünde pek açık olarak diliyle, karakteristik özellikleriyle, gelenekleriyle, gereksinimleriyle, çevresiyle başkalarına benzemeyen bir ırk vardı ve buna göre ister istemez ‘bir Kürd ulusu vardır’ demek zorunluluğu vardı. O halde öteki ulusların, komşu ve aynı düzeyde olan toplulukların yararlandıkları bir hakkı elde etmeye çalışmak onun da hakkıydı.” (s. 53-54)
1918 yılının sonunda “Kürtlerin genel çıkarlarının sağlanması ve gelişimlerinin kolaylaştırılması için” İstanbul’da Kürdistan Teali Cemiyeti (KTC) kurulur. Kısa sürede Kürtlerin yaşadığı yerlerde cemiyetin toplam 19 şubesi açılır. En etkin şube Diyarbekir’dedir. Kürt ulusçularının 1900-1920 döneminde en yoğun çalışmalarını bu dernek bünyesi altında yaptıkları söylenebilir. Yörede daha çok Kürt Kulübü ismiyle bilinen Diyarbekir Kürt Teali Cemiyeti’nin (DKTC) başını Cemilpaşazadeler çeker.
Cemiyetin üyeleri arasında din bilginleri, tüccarlar ve şehrin etkili ailelerinden bazılarının üyeleri bulunur. DKTC Gazî (Çağrı) adında bir gazete yayınlar. Kasaba ve köylere ‘mürşidler’ gönderir. Dernek binasında sık sık konferanslar verilir. Kürtçe mevlit okutulur. Derneğin en aktif üyesi olan Ekrem Cemilpaşa ve birkaç arkadaşı, Türk yöneticilerinden bir korkularının olmadığını göstermek ve şehir halkına cesaret vermek için bir yıldan uzun bir süre “şal û şapik” denen Kürt kıyafetleriyle dolaşırlar. Hatta Ekrem Bey, vali ve askeri komutanlarla bile, üzerinde bu kıyafeti ve kuşağında da tabancası ile hançerini taşıyarak görüşür.
DKTC’nin halkta karşılık bulan faaliyetleri devleti harekete geçirir. Kentteki bazı nüfuzlu aileler ile İTC mensupları DKTC’nin karşısında konumlanır. Malmîsanij’e göre bunun nedeni, bu kişilerin -- özellikle İTC’lilerin -- daha önce Ermeni katliamında rol oynamaları ve Ermeni talanından aldıkları payı yitirmek istememeleridir. Hem malı mülkü korumak hem de yerel Kürt rakiplerine karşı üstünlük sağlamak için bu kişiler sırtlarını devlete dayar. (s. 58)
“Selanikli Mustafa, Diyarbekirli Mustafa’yı kolaylıkla kazandı”
Diyarbekir’de görevli askeri kumandanların “Kürtçülüğün yükseldiğini” rapor etmeleri, merkezi birtakım tedbirler almaya yöneltir. Mustafa Kemal, önceden tanıdığı kişilere telgraflar göndererek onları yanına çekmek ister. DKTC’nin başkanı olan Cemilpaşazade Kasım, Mustafa Kemal’e olumlu yanıt vermez. Ama ailenin reisi olan Mustafa, Kasım’ı kontrol altına alır. Ekrem Cemilpaşa, amcası Mustafa’nın “kuru sofu ve Mustafa Kemal'in mehdi olduğuna iman etmiş bir biri” olduğunu not eder.
“Bu nedenle de Selanikli Mustafa, Diyarbekirli Mustafa’yı kolaylıkla kazanmıştı. Cemilpaşazade Mustafa’nın Mustafa Kemal’i desteklemesi DKTC karşıtlarının çok işine yaramıştı.” (s. 61)
Mustafa Kemal yönetimi, kuvvetlenen Kürtçülüğün önünü kesmek için üç taktiğe başvurur. Birincisi, Ermeni korkusunun işlenmesidir. Ermenilerin bölgeyi ele geçireceği ve Kürdistan’ın Ermenistan olacağı yönündeki etkili söylem, Kürtlerin devlete yanaşmalarında önemli bir faktördür. Kazım Karabekir, Mayıs 1919’da bunu açıklıkla dile getirir:
“Dikkat edeceğimiz mühim bir mesele de Kürtlük cereyanıdır. (…) Kürdistan’ın Ermenistan olacağını anlatmakla mesele kolay hallolur.” (s. 63)
İkincisi, halifelik ve din vurgusudur. Mustafa Kemal, tanınmış Kürt aşiret reislerine, şeyhlerine ve ağalarına samimi ve saygılı bir dille yazdığı mektuplarda, “yüce halifelik ve sultanlık makamının” zor durumda bulunuşundan ve ülkede bir Ermenistan kurulması tehlikesinden bahisle onlardan yardım ve destek ister. Kazım Karabekir de, o günlerde Kürtler arasında dini ön plana çıkaran bir propagandayı benimser:
“Buna mukabil benim mütemadi propagandam: Kürtlerin de eski dağlı Türkler olduğu ve bilhassa eski milli birlikle beraber yüzlerce senelik din ve vatan birliğidir… Kürtleri bize bağlayan ana kuvvet, dindir.” (s.69)
Üçüncüsü ise zoru göstermek, göz korkutmaktır. DKTC’nin geniş katılımlı bir toplantısından sonra Binbaşı Halit, İçkale’de şehre hâkim olan bir tepeye dörtlü bir top bataryası yerleştirir. Toplardan birinin ağzını da DKTC’nin başkanı Cemilpaşazade Kasım ile oğlu Ekrem’in oturdukları eve çevirir. Sokaklarda askerleri devriyeye çıkartır. Şehrin giriş ve çıkışlarına nöbetçiler diker. Tedbirlerin büyüklüğü halkı ürkütür. Şehrin ileri gelenleri toplanarak Binbaşı Halit’e gidip endişelerini dile getirir ve devlete bağlı olduklarını söyler. Böylece Binbaşı amacına ulaşır.
“Diyarbakır, civar vilâyetlerin siyasî fikirlerinin merkezi sayıldığından, buranın sükûnet ve sadakati derhal çevresine de tesir edebilirdi. Nitekim öyle olmuştu; kısmen korku ve kısmen irşat neticesi olarak, Diyarbakır’ın nüfuzlu aileleri ve Kürtçüler de sadakat göstermeye başlamışlardı. (…) Polis, Osman Beğ emrinde faaliyete geçerek müfrit Kürtçüleri takibe başlamıştı. (…) Gün gelmişti ki Kürt kelimesi bile ağza alınmaz ve kullanılamaz olmuştu.” (s. 65)
“Kürtçülüğün Kâbesi”
DKTC 4 Haziran 1919’da kapatılır; emniyet güçleri dernek binasını basar, eşyalara el koyar ve bazı yöneticileri tutuklar. Siirt ve Elâzığ’daki dernek şubeleri de kapatılır. 1920’de Kürt Teali Cemiyeti ikiye bölünür. Bağımsızlık taraftarları Kürt Teşkilât-ı İçtimaiye Cemiyeti’ni kurar. İlk kez Kürt ulusal bayrağının renk ve biçimini tespit eden bu örgütün kurulmasından sonra Jîn dergisi de bu örgütün yayın organı olarak günlük gazete şeklinde çıkmaya başlar. Hülâsa:
“Diyarbekir’de yirminci yüzyılın başında Kürt dili ve kültürü hakkında yapılan çalışmalarla başlayıp gelişen ve zamanla örgütlü bir biçimde yürütülen Kürt ulusal hareketi, 1920’lerin başında bağımsızlıkçı taleplerle en üst noktasına varır. Ancak bu amaçları gerçekleştirecek yeterli program ve kadroya sahip olmayan bu örgütler, o günün güç koşulları altında halkı yanına çekemeyince devleti ele geçiren Kemalist yönetimin askeri gücü karşısında bağımlılığa uğrarlar.” (s. 78)
Diyarbekir, Osmanlı İmparatorluğu döneminde farklı din ve etnisitelere mensup kişilerin birlikte yaşadıkları, hem ticari hem de siyasi bakımdan büyük öneme sahip bir merkezdi. Kürt meselesiyle bağlantılı talepler gündeme geldiğinde gözler hep Diyarbekir’e çevrildi. Alacağı tavır, vereceği reaksiyon siyasi hareketlerin güzergâhının ve kaderinin tayininde belirleyici oldu. Onun için bugün de varlığını sürdüren Kürt meselesini anlamak ve bunun etrafında hareket eden siyasi aktörleri anlamak için, Kürtlerin paytext (başkent), 1919-1920’lerde orada görev yapan Binbaşı Halit’in ise “Kürtçülüğün Kâbesi” olarak tanımladığı Diyarbekir’in geçmişine bakmak gerekir.
(*) Independent Türkçe, 12. 01.2020
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025