Yıldıray OĞUR
Türkiye, geçen hafta Devlet Bahçeli’nin tweetleriyle tekrar HDP’nin kapatılmasını, hatta daha da ileri giden yardımcısının sözleriyle “siyasi haşere sürüsü olarak itlaf edilmesi” gerektiğini konuşurken ve Meclis’teki bütçe görüşmelerinde İçişleri Bakanı Soylu kendisini protesto eden HDP’lilere “haysiyetsizler” diye bağırıp, kayyımlar için “ohh” çekerken, İran’da da benzer bir bölücülük tartışması patlak verdi.
Ama bölücülük yapmakla suçlanan bu kez Türkiye ve Türkler.
Esas kıvılcımı yakan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 Aralık Zafer Günü kutlamalarında Bakü’de okuduğu Aras şiiri:
"Aras’ı ayırdılar
Kum ile doyurdular
Men senden ayrılmazdım
Zülm ile ayırdılar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiir okumayı seviyor, çok da iyi okuyor. Bu yüzden başı belaya da girmiş, hapis yatmıştı.
Ama bu kez bir şiir yüzünden başı belaya giren Türkiye oldu.
Çünkü Bakü’de okunan dörtlüğün ucu İran’ın beka kaygısına dokundu, bölünme sendromunu tetikledi, durup dururken Ankara ile Tahran arasında diplomatik krize neden oldu.
Şiir söylendiği gibi Azerbaycan’ın milli şairi Bahtiyar Vahapzade’ye ait değil.
Azerbaycan Diller Üniversitesi’nden Prof. Jale Qaribova’nın verdiği bilgilere göre şiir anonim ve Azerbaycan’da Bayati adı verilen dörtlüklerden oluşan bir halk şiiri türünün örneği. Aras ya da Azerbaycanlıların dediği gibi Araz üzerine benzer çok sayıda bayati dörtlük var.
https://twitter.com/jgaribova/status/1337709338618683393?s=20
Erdoğan’ın okuduğu dörtlük en bilinenlerinden, aynı zamanda derlenmiş anonim bir ezgi.
https://www.youtube.com/watch?v=QwYy6CLwaSY
Türkünün söyleniş biçiminden de anlaşılacağı gibi zannedildiği gibi bu siyasi bir şiir değil, bir aşk şiiri. Birbirinden zorla ayrılanlar da iki sevgili.
Ama Aras Nehri’nin siyasi bir anlamı var.
Çünkü Aras aynı zamanda İran’la Azerbaycan’ı da birbirinden ayırıyor.
Sınırın bir tarafında Azerbaycan devleti var, karşısında ise İran’ın resmi 31 eyaletinden Doğu Azerbaycan ve Batı Azerbaycan eyaletleri.
Azerbaycan milliyetçilerine göre ise burası Güney Azerbaycan.
Türkiye’nin Kuzey Irak dediği bölgeye Kürtlerin Güney Kürdistan demesi gibi.
İran için Azerbaycan milliyetçiliği, kökenleri 1979 Devrimi’nin çok öncesine dayanan bölücü bir tehdit.
Tarihsel kökleri Türk Şah İsmail’e, bölgenin esas sahibi ve yönetici sınıfının Türkler mi Farslar mı olduğu tartışmasına kadar götürülebilir.
Ama 20.yüzyılda gerilimin arttığı an, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Sovyetlerin İran’ın güneyini işgal etmesiyle bölgede özerk bir Azerbaycan hükümetinin kurulması olmuştu.
90’ların başında Azerbaycan, SSCB’den ayrılıp bağımsız bir devlet olunca, İran’daki Azerbaycan Türkleri de hareketlendi, Güney Azerbaycan Milli Hareketi adlı, amacı bölünmüş Azerbaycan’ı birleştirmek olan, İran’ın toprak bütünlüğüne tehdit olarak gördüğü bir hareket ortaya çıktı.
Lideri Kanada’da yaşayan hareketin çok etkili olduğu söylenemez. Çünkü İran’daki Türklerin çoğunluğunun birinci kimlikleri Şiilikleri.
İran’ın dini lideri Hamaney’in babası da Türk.
Ama iktidarda İslami bir rejim olsa da Fars asabiyesinden İran’daki Türkler rahatsız.
İran rejiminden kaynaklı huzursuzluklar arttıkça, milliyetçi hisler de kabarıyor.
En son Karabağ savaşında sınırın bir yanında Azerbaycan ordusunun askerleri yürürken, nehrin karşı kıyısındaki İran topraklarından Azerbaycan Türklerinin tezahürat yaptığını görmüştük.
İşte o nehir Aras Nehri’ydi.
O yüzden, sınırın her iki tarafındaki Azerbaycan Türklerin milli duygularının en yüksek seviyeye çıktığı, Dağlık Karabağ zaferi için Bakü’de düzenlenen resmi geçitte, bir Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Aras Nehri’nin iki yakasındakilerin zulüm ile ayrıldığını söyleyen dörtlüğü okuyunca kimsenin aklına aşk gelmedi.
O günden beri gerilim yükseliyor.
Önce Tahran’daki Türkiye Büyükelçisi, İran Dışişleri’ne çağrılıp, izahat istendi.
Ardından Devrim Muhafızları’na yakın bir grup büyükelçilik binası önünde “Türk-Fars Azeri, Hepsi İmam Hüseyin’in askeri” sloganları eşliğinde protesto gösterisi düzenledi.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, attığı tweette Erdoğan’ın okuduğu şiirin ne manaya geldiğinin farkında olup olmadığını sordu:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Bakü'de kötü olarak tabir ettiği şeyin, Aras'ın kuzeyindeki bölgelerin İran anavatanından zorla ayrılmasına atıfta bulunduğu bilgisi verilmedi. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin egemenliğine zarar verdiğinin farkında değil miydi?”
Türkiye’nin önde gelen İran uzmanlarından Adem Yılmaz, günlerdir artarak devam eden tepkileri Independent Türkçe için derledi.
Tepkilere ve argümanlara bakınca aynadaki aksimize bakıyor hissine kapılıyor insan.
Bölünme korkusu ve beka kaygısının siyaseti, medyayı, insanları nasıl şirazeden çıkarabildiği üzerine ibretlik bir seyir bu.
Benzerlikler o kadar çok ki İran Meclisi’nde Fars milliyetçisi milletvekilleri, Doğu Azerbaycan eyaletlerindeki illerden gelen milletvekillerini Erdoğan’ı yeterince kınamamakla bile suçladılar.
Ali Asghar Khanii adlı bir milletvekili ise Saddam’ın idam videosunu paylaşıp, "Sayın Erdoğan, bu Büyük İran topraklarına göz diken son şahsın akıbeti" diye yazdı. Hatta bu tweeti, Twitter saldırganca bulup silince, Twitter’ın Erdoğan’ı koruduğunu dahi yazdı.
Hamaney'in Türk vilayetlerindeki temsilcileri ise bir açıklama yapıp, Türkiye’deki 25 milyon Alevi kartını açmaktan çekinmediler: “Şah İsmail'in dünyadan ayrılışının üzerinden 450 yıl geçmesine rağmen, yas şiirlerinin hala Türk cem evlerinde okunması hayrete şayandır. Başta İran, Azerbaycan ve Türkiye olmak üzere tüm Müslümanları bölgenin hassas durumu konusunda çok dikkatli olmaya, düşmanın karmaşık bölücü komplolarına alet olmamaya çağırıyoruz.”
Devrim Muhafızları’nın muhtemel Cumhurbaşkanı Adayı Said Muhammed, “Düşmanın planı artık füze değil, ülkeyi parçalamaktır. Erdoğan’ın şu sözlerine bakınız. Kurt gibi İran’ı parçalamak için ülkenin etrafında yatmışlar” dedi.
İran gazetelerinde günlerdir Erdoğan manşetlerde.
Padişah, paşa olarak çiziliyor. İran’ı parçalamaya çalışmakla suçlanıyor. Tarih bilmediği söyleniyor, hakaretler ediliyor, Erdoğan, Siyonizm’in emrinde deniyor hatta bu şiir son nükleer fizikçi cinayetine bile bağlanıyor.
Örneğin Muhafazakar Keyhan gazetesi “Erdoğan bey! Tarih mi bilmiyorsun, yoksa İsrail'e mi dans ediyorsun?!” manşetiyle çıktı.
Haberlere göre Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İranlı mevkidaşı Zarif’i arayıp bir açıklama yaptı, İranlı gazetecilere göre özür diledi.
Muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü’de bu dörtlüğü, İran’ı rahatsız etmek için okumadı.
Böyle bir günde Aras’tan bahsetmenin ne anlama gelebileceği düşünülmeden, hoşluk, belagat olsun diye yazılı konuşmaya eklenmiş bir şiir gibi duruyor.
Ama bu kriz, hamasetin her türlüsünün zararları, diplomatik dilin neden vazgeçilmez olduğu üzerine de bir ders.
Muhtemelen Azerbaycan’ın da isteyeceği en son şey, İran’la böyle bir meseleden karşı karşıya gelmektir. Erdoğan şiiri okurken, Aliyev’in yüzünde beliren sıkıntı ifadesi bunu gösteriyordu.
Buna Karadeniz’de “Kuru derelerde boğulmak” denir.
Krizden çıkarılacak diplomatik ders bu.
Ama kuru derelerde boğulmamak için bu krizden bize çıkacak başka bir ders daha var.
Bir aşk şiirinde bir nehrin adının geçmesinin yarattığı korku, endişe ve öfkeden çıkarılması gereken ders bu.
Çünkü sadece İran’ın değil, kendi vatandaşlarını mutlu edemeyen devletlerin peşini bırakmayacak korkular, endişeler ve öfke krizleri bunlar.
İran’a uzaktan bakmak o yüzden çok öğretici. Aynadaki aksimize bakıyoruz aslında.
Ama uzaktan bakınca bir şiir için kapıldıkları bu öfke krizi pek çoklarına anlamsız, çocukça geliyor. Günlerdir “ne var bunda”, “amma abarttınız” yorumları yapılıyor.
Gerçekten de Türkiye’den bakarken kaç kişinin İran’a bunu demeye hakkı var acaba?
İran’daki Türklerin, kimlikleri ve Türkçe için verdikleri mücadeleye destek verip, İranlıları bir şiirle kapıldıkları bölünme korkusu için kınarken herhalde bu işin dönüp dolaşıp ucunun bize de dokunacağı düşünülüyordur.
Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin kurucusu olan ve şimdi Kanada’da yaşayan Piruz Dilenci, hareketin sitesinde taleplerini “Uzun yıllar boyu dilimizi istedik vermediler, İmdi topraklarımızı isteyrik ve alacayıq” diye anlatmış.
Hikayelerimiz çok benzer değil mi?
20 yıl önce Kürtçe klip yapacağım dediği için başına çatal, bıçak fır1atılmış, sürgünde ölmüş Ahmet Kaya’nın mezarının dahi gelemediği, 1979’da, TRT Sanatçıları ile birlikte katıldığı Ağrı’nın Düşman İşgalinden Kurtuluşu konserinde, hemşerilerinin ricasını kıramayıp söylediği bir aşk hikayesini anlatan Kürtçe sıtran için (Ehmedo Roni) tutuklanan, terörle mücadele yasasından yargılanıp hapis cezası alınca önce Suriye’ye sonra Almanya’ya kaçan Nizamettin Arıç’ın 40 yıldır dönemediği bir ülkede yaşarken, üstelik bu travmaların dün ve bugün yaşanmasına destek vermişlerin, milliyetçiliklerinden bir gram taviz vermemişlerin İranlıları ayıplamaya yüzü olabilir mi?
Ayıplamak bir tarafa, 1991’den bu yana kurdukları 10’a yakın parti kapatılmasına rağmen 2020 yılında hala yüzde 11 oy alan HDP’nin varlığı bile çözülmesi gereken bir sorun olduğunu söylerken, sorunu hala yasakla, kapatmayla, itlafla çözmeyi önerenlerin tam tersine, İranlıların bölücülükle ilgili bu büyük hassasiyetini, aşırı tepkiselliğini ve alınganlığını çok iyi anlaması beklenir.
Ama işte olmuyor.
İtlaf edemiyorsun. Halının altına süpüremiyorsun. Yasakla, susturarak sorunları sorun olmaktan çıkaramıyorsun.
Bir gün bir şiirle, bir nehrin adıyla korktuğun karşına çıkıveriyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025