Ali BAYRAMOĞLU
Ağustos ayı, kalıcı sonuçları olabilecek dört önemli gelişmeye tanık oldu. Kayda geçmekte fayda var...
1.Aybaşında Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları istifa etti. Bu istifaların bir asker grubu ve anlayışı açısından ifade ettiği anlam (teslimiyet) ile siyasi iktidarın bu istifalar karşısında aldığı tutum (kararlılık), gerek ordu açısından, gerek asker-sivil ilişkileri açısından yeni başlangıcın ipuçlarını taşıyordu.
2. Komutanın değişmesiyle askeri otoritenin siyasi iktidar karşısındaki konumuna ilişkin, oturma düzeninden, kabul nizamına değin uzanan sembolik anlamı yüksek yer değiştirmeler yaşandı.
Bunların devamı olarak, 27 Nisan e-muhtırasının Genelkurmay sitesinde 4 yıldır ısrarla korunan metni, yeni komuta heyeti tarafından kaldırıldı.
Öte yandan, yeni dönem itibariyle, gerek iç güvenlikle ilgili yapılanmada, gerek iç güvenlik politikası ve açıklamalarında Genelkurmay Başkanlığı'nın geri çekileceğine İçiçişleri Bakanlığı'nın öne çıkacağına dair sinyaller kuvvetlendi.
Bu iki gelişmenin Türkiye'nin yaşadığı en önemli siyasi öyküyü, "sivilleşme öyküsü"nü iyice derinleştirdiğine hiç şüphe yok.
Teslim etmek gerekir ki siyasi iktidar hiçbir an ve koşulda askerle sivilleşme konusunda pazarlığa yanaşmadı ve bu noktaya gelinmesinde önemli ve etkili bir rol oynadı.
Bu çerçevede altı çizilmesi gereken bir başka nokta, askerin değişim karşısındaki tutumudur. Malum, Özkök'ten sonra gelen üç Genelkurmay Başkanı'nın ortak özelliği, sivilleşme sürecine direnmek ya da en fazla pasif uyum göstermek olmuştu. Bu tutum ordunun bugün kendi içinde yaşadığı kimi zaafları üretti. Ancak asıl önemlisi "demilitarizasyon süreci"ne ordunun kurumsal katkısını sınırladı, askere dair bir zihniyet değişiminin tetiklenmesini engelledi.
Şu ana kadar attığı adımlar, yeni Genelkurmay Başkanı'nın bu konuda farklı bir tutum alabileceğini ve bu çerçevede orduda bir iç değişim sürecinin başlayabileceğini düşündürüyor.
3. Üçüncü önemli gelişme, müstafi Genelkurmay Başkanı Koşaner'in doğruluğunu kendisinin de teyit ettiği ses kayıtlarının ortaya çıkmasıydı. Bu kayıtlarda Koşaner'in Kara Kuvvetleri Komutanı olarak yaptığı değerlendirmeler, Balyoz davasındaki "suç"un telaffuzundan ordunun askeri zaaflarına ve sorumluluklarına, yasa dışı davranışlarından değişim karşısındaki yeni direnç arayışlarına kadar bir dizi itiraf öğesini içeriyordu.
Kendi askerini öldüren, silah bırakıp cepheden kaçan subaylar barındıran bir ordunun durumu gözler önüne seren sistemleşmiş suçları, beceriksizleri, kendi kıtasını hedef haline getiren askeri uygulamaları anlatan, aslında tam anlamıyla bir "otopsi"yi andıran bu ses kayıtları, şu an temizlenmeye çalışılan, yargılanan "eski'nin, en azından artık" eskimesi gerekenin "de resmini çiziyordu.
4.Ağustos ayının son günlerinde hükümet, gayrimüslimleri yok ederek, eriterek, mallarına el koyarak yürütülen bir uluslaşma geleneğe "dur" diyen, en azından "bu geleneğin tersi istikamette olan" bir karar aldı. Azınlık vakıflarının 1936'dan sonra edindikleri ve 1974'ten sonra, Hazine'ye devredilen gayrimenkullerinin iadesine karar verildi.
Yargıtay Genel Kurulu'nun (gayrimüslim Türkiye vatandaşlarını kastederek) "yabancılar mal edinemez" ibaresiyle verdiği garip kararla meşrulaştırılan bu uygulamanın sona ermesi, vatandaşlık anlayışımızda, hem fiili hem sembolik olarak yeni bir sayfanın açılması olarak nitelendirilmelidir. Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun bu kararı, "eşit vatandaş hukukuna sahip olduğumuz vatandaşlarımızın hukuklarının iadesidir" olarak yorumlaması, hem düne hem bugüne dair vurgular içermektedir.
Bu, dördüncü gelişmeydi.
Siyasete fırsat vermeyen Kürt hareketi ile demokrasinin silah karşısında bile tek çözüm cihazı olduğunu unutma eğilimi taşıyan siyasi iktidar'ın, ürettiği gerginlik hali, siyasi gündemin diğer önemli bir maddesi...
Buna şüphe yok...
Ancak önemine rağmen bu gelişmenin diğerleri gibi kalıcı nitelik taşıdığını sanmıyoruz.
Kürt meselesinde pozisyonlar hızla yenilenecektir, yenilenmek zorunda kalacaktır.
Tüm bu gelişmeleri önümüzdeki yazılarda ayrıntılı olarak ele alacağız...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İddianame: Görülmemiş bir seviye
13.11.2025 - Siyasetteki durgun-durağan tablo ile anlamı
8.11.2025 - Bahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken…
6.11.2025 - 31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti?
1.11.2025 - Kürt çözümüne neden olumlu bakmalı?
30.10.2025 - Kronik siyaset bunalımı…
25.10.2025 - Yeni dünya, yeni Türkiye
23.10.2025 - Erdoğan’ın tercihleri
28.09.2025 - Muhalefet farkında mı?
20.09.2025 - Gelenek ve hastalık: Kadına şiddet…
18.09.2025
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































veyselsaka
devamı:çözümü noktasında chp akp koalisyonunu görüyorsun sanırım hilal hanımakp işin içinden cıkamadı birbirini besleyen iktidar ana muhalefet sorunun cözümünü cürütmeye yatırmak için anlaşmışlar ,akp kürt sorunu üzerinden iktidarını sürdürüyorşimdi chp ile tahtaravalli siyaseti ile inkarı dahada derinleştirerek bu alandan yararlanmak istiyorlar evet bunlar misyon partileri görevli partiler bunlar akp nin aldığı oylar belli chp ve mhp aldığı oylar ve aldığı kesimleri üzerinde görevliler misyon.
veyselsaka
evet dersim ermeni techiri mustafa süphiler sabahattin aliler istiklal mahkemeleri maraş faili mechüller kürt sorunu dahil hepsi işin menbağında yapılması toplumsal zihniyet değişikliği vicdani muhasebemizi hep beraber yapabilsek hilal hanım 2009 beri siyasetciler başkanlar akademisyenler gazeteciler öğrenciler hep beraber yüzleşmeyi önümüze koyalım ilk adımı atalım ondan sonrası gelir zaten yüreğim kanıyor en son wandaki tutuklamalar bölgenin hali adalete inancım ı ortadan kaldırıyor kürt sorun
veyselsaka
devamı:çözümü noktasında chp akp koalisyonunu görüyorsun sanırım hilal hanımakp işin içinden cıkamadı birbirini besleyen iktidar ana muhalefet sorunun cözümünü cürütmeye yatırmak için anlaşmışlar ,akp kürt sorunu üzerinden iktidarını sürdürüyorşimdi chp ile tahtaravalli siyaseti ile inkarı dahada derinleştirerek bu alandan yararlanmak istiyorlar evet bunlar misyon partileri görevli partiler bunlar akp nin aldığı oylar belli chp ve mhp aldığı oylar ve aldığı kesimleri üzerinde görevliler misyon.
veyselsaka
evet dersim ermeni techiri mustafa süphiler sabahattin aliler istiklal mahkemeleri maraş faili mechüller kürt sorunu dahil hepsi işin menbağında yapılması toplumsal zihniyet değişikliği vicdani muhasebemizi hep beraber yapabilsek hilal hanım 2009 beri siyasetciler başkanlar akademisyenler gazeteciler öğrenciler hep beraber yüzleşmeyi önümüze koyalım ilk adımı atalım ondan sonrası gelir zaten yüreğim kanıyor en son wandaki tutuklamalar bölgenin hali adalete inancım ı ortadan kaldırıyor kürt sorun