Alper GÖRMÜŞ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 Kasım 2015 seçimleri öncesinde, seçmenlerden “Meclis’e 550 millî ve yerli aday göndermelerini” istemesi (20 Eylül 2015), o günlerde gürültülü bir tartışmanın konusunu oluşturmuştu. Çağrının, "Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitinginde yapılmış olması nedeniyle, Erdoğan’ın sözleri iyimser bir yorumla “teröre destek veren milletvekillerinin seçilmemesi”ne yönelik bir temenni olarak algılanmıştı. Oysa, “millî ve yerli”nin, sonrasında yalnız cumhurbaşkanı tarafından değil, iktidar siyasetçileri ve medyasınca da her şeyi domine eden bir yaygınlıkla kullanılmasından anlaşılabileceği gibi, Erdoğan’ın vurgusu, bunun çok ötesinde anlamlar taşıyordu.
Erdoğan “millî ve yerli” çağrısıyla, aslında Türkiye’de en azından çeyrek yüzyıllık bir geçmişi olan “laiklik-dindarlık” temelli ayrım ve saflaşma ekseni yerine “millîciler-millî olmayanlar” temelli yeni bir eksen inşasının ilk tuğlalarını döşüyordu.
Ben, sözünü ettiğim yazılarda bu eksen değişikliği önerisinin hangi konjonktürden kaynaklandığını, laik kesimlerde karşılık bulup bulmadığını ve eski “laiklik-dindarlık” eksenli temel saflaşmanın yerini alıp alamayacağını tartışmıştım...
Yazıların başlıklarından da anlaşılabileceği gibi, 2016’nın Ocak ayında, “Türkiye’de ‘laiklik’ eksenli temel saflaşmanın, yerini ‘millîlik’ temelli yeni bir saflaşmaya terk etmekte olduğu” kanaatindeydim. Üzerinden yeteri kadar süre geçti, üstelik arada 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Şimdi sıra, o yazıların muhasebesinde...
İki yazıda toparlayacağım bu muhasebenin bugünkü bölümünde o yazıların kısa bir özetiyle tam olarak neyi tartıştığımızı gözden geçirecek, sonraki yazıda ise o tespitimde kısmen yanıldığımı teslim ettikten sonra yanılgımın nedenleri üzerinde duracağım.
“Millî ve yerli”: Daralmanın, sıkışmışlığın siyaseti
“Millî ve yerli” siyasetini iktidar açısından bir ihtiyaç haline getiren gelişmelerin başlangıcını 2011’deki Arap Baharı’na, daha doğrusu Arap Baharı’nın yerini bölgede büyük bir kaosa terk etmesine kadar götürebiliriz.
2011 baharında Tunus’ta başlayıp bütün Ortadoğu’yu etkisi altına alan Arap Baharı öncesinde Türkiye hem bölge halklarının kahir ekseriyetinin hem de Batı dünyasının model ülkesi konumundaydı. Türkiye’nin sihri, küçük azınlıklar dışında halkının böyük bölümü Müslüman olan bir ülkenin, benzerlerinin tersine diktatörlüklerle değil, bazı sorunlar taşısa da devlette laikliğin esas olduğu bir demokrasiyle yönetilmesindeydi.
Arap Baharı sürebilseydi, Türkiye’deki iktidar hiç kuşkusuz şimdiki gibi bir kuşatılmışlık sendromu yaşamayacak, tam tersine komşularının (bu defa sadece toplumların değil devletlerin de) örnek aldığı bir ülke olarak 2010’dan önceki demokratikleşme çabalarını genişleterek sürdürecekti.
Fakat biliyoruz ki gelişmeler bu yönde olmadı. Türkiye, yalnız bölgedeki devletlerle değil Batılı ülkelerle de arasının açıldığı yeni bir dönemi idrak etmeye başladı.
Gezi, Cemaat, PKK
Bölgedeki kaosun Türkiye için bir “beka” sorunu yaratabileceğine yönelik kaygılar, 2013’teki Gezi olaylarının “Batı destekli komplo” olarak yorumlanmasıyla birlikte daha da büyüdü.
Gezi’nin yarattığı travma henüz atlatılamadan 17-25 Aralık’ta (2013) gelen Cemaat atağı, iktidarın ve iktidarı destekleyen medyanın endişelerini daha da artırdı.
Bütün bunlara PKK’nın şehirlerde başlattığı yeni ayaklanma stratejisi ve özellikle de Suriye’nin kuzeyinde bir PKK-PYD ekseninin Batı desteğiyle oluşturulma gayretleri eklenince, Türkiye’nin bir iç-dış koalisyonu üzerinden saldırıya uğradığı ve saldırının temel amacının da önce iktidarı ardından da Türkiye’yi “çökertmek” olduğu inancı kökleşti. Bu inanca göre, söz konusu koalisyonun unsurları dışarıda Batı, içeride de sosyalist sol, Cemaat ve PKK-HDP’den oluşuyordu. CHP ise bu gayri millî koalisyonla flört halindeydi; gövdesinin bir bölümü koalisyonun içinde, bir bölümü ise dışındaydı.
“Millîlik” çağrısı karşılık buluyor
Aslında “millî ve yerli” çağrısı, adını koymadan ve özellikle de devlet içindeki ulusalcı-laik güçlere yönelik olarak 2013’ten beri yapılmaktaydı: Devlet içindeki ittifakının (Gülen Cemaati) “kanlısı” haline gelmesinden sonra, iktidarın Ergenekon ve Balyoz davalarını tümden lağvetmesi ve yargıda ulusalcı-laik kesimlerle işbirliğine gitmesi, devlet içinde “millîlik” temelinde yeni ittifak arayışlarından başka bir şey değildi. 2015’te başlatılan “millî ve yerli” vurguları ise, çağrıyı toplum düzeyine de yayarak genişletiyordu.
Türkiye’nin neredeyse kurumsal bir özellik taşımaya başlamış güçlü iktidarının -Marksist literatürden borç alarak söylersek- ülkedeki “temel çelişme”nin böylesine radikal bir biçimde değiştiğini ilan etmesi, doğal olarak safını laiklik-dindarlık eksenine göre belirlemiş güçlerin kendilerini yeniden gözden geçirmeleri sonucunu doğuruyordu.
Sözünü ettiğim yazılarda, özellikle Kemalistlerin bilinen Kürt ve Batı antipatileri (karşıtlıkları) temelinde “laiklik” yerine “millîlik” eksenli siyasetlere sempatiyle bakmaya başladıklarını söylüyor, o anki durumu gözlemlerime dayanarak şöyle özetliyordum:
“Bu çerçevede en dikkat çekici tavır değişikliği ülkenin Atatürkçü-Kemalist-ulusalcı kesimlerinde görülüyor. İktidar partisinin en sert muhalifleri olan bu kesimlerin iktidarla ilişkilerini hızla yumuşattığı gözleniyor. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun, ‘millîlik’ tartışmasının tepesine oturan akademisyenler bildirisiyle ilgili olarak söyledikleri, bu açıdan dikkate değer. Feyzioğlu’na göre bildiriyi imzalayanlar, ‘mütareke döneminin işgal altındaki İstanbul'unun sözde aydınlarının kalıntıları’ydılar.
“Bu ifade, neredeyse iktidar partisinin bildiriye itirazında kullandığı gerekçelerle örtüşüyor ve bildiriciler gayri millî bir tutum takınmakla suçlanıyor. Nitekim Cumhuriyet gazetesi, Feyzioğlu ile ilgili haberi bu benzerliğe işaret ederek verdi.
Bu arada televizyonlara çıkan emekli askerler de, iktidarın ‘laikliğe savaş açtığı, irtica peşinde olduğu’ eleştirilerini bir yana bırakmış görünüyorlar. Askerler, iktidarın Kürt sorunu konusundaki sert tutumuyla Batı karşısındaki tavrını genel olarak ‘millî’ çizgide buluyorlar.
“Nihayet, özellikle Balyoz ve Ergenekon davaları sırasında iktidarı en fazla zorlayan eylemlere öncülük etmiş, seçim başarılarına rağmen AK Parti’nin meşruiyetini kabul etmemiş olan başta Vatan Partisi olmak üzere ulusalcı çevreler de AK Parti’yi gayri millî güçlere karşı ittifak yapılacak bir güç olarak görmeye başladılar.
“Bu kadar keskin bir dönüş, ulusalcılığın tabanında şimdilik bazı hazım sorunları doğursa da, bu kesimin siyasi önderleri yeni ittifak konusunda gayet kararlı görünüyorlar; Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, Akit TV’nin programlarına çıktığı için rahatsızlıklarını ileten partili gençlere verdiği cevapta olduğu gibi. (Bkz. Doğu Perinçek’in Akit TV izleyicisi bizim yurttaşımız değil mi? başlıklı yazısı, Aydınlık gazetesi, 7 Ocak 2016).
15 Temmuz’a rağmen neden devam edemedi?
Bütün bunlar, iktidarın “millîlik” siyasetinin “irticaya karşı mücadeleyi” her şeyin önünde tutan geleneksel Atatürkçü dünya içinde belirgin bir karşılık bulduğunu gösteriyordu. Fakat bugünden geriye dönüp baktığımda, bunları bir miktar abarttığımı ve sonuçta da siyasi mücadelede temel saflaşmanın ekseninin “millîlik” yönünde değişmekte olduğu tespitine vardığımı görebiliyorum.
Perşembe günü, a) öngörümdeki yanılgılarım, b) başlamış gibi görünen sürecin (benim abartmalarım, bu sürecin hiç başlamadığı anlamına gelmez) hem de 15 Temmuz’un “millîlik” lehine yarattığı olumlu zemine rağmen neden devam edemediği üzerine yazacağım.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları


























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025