Aydın ENGİN
Ben de "Yetmez ama evet" dedim.
Üç gün önce, cumartesi akşamı dedim.
İçimden dedim.
* * *
Bulmaca gibi oldu. Açıklamak gerek…
Cumartesi akşamı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı İmamoğlu, İstanbul il başkanı Kaftancıoğlu ve ağır top CHP’lilerle T24’ün yazar takımı İstanbul’da bir otelde akşam yemeği için buluştu.
Yemek bahaneydi. T24 yazarları sordu, Kılıçdaroğlu cevapladı. Yemeğin sonunda bizler sorularımıza büyük ölçüde cevap aldık, karnımızı da bir güzel doyurduk. Kılıçdaroğlu ise soruları sabırla ve kaçamaksız cevapladı ve durmadan konuşmak zorunda kaldığı için sanırım masadan aç kalktı.
Dünkü T24’te bizim yazar tayfasının hemen hepsi yazılarını bu yemekte konuşulanlara ayırmıştı. Bir de benim eklenmemin gereği yoktu.
Yazıları ve haberi okuduysanız, ki okumalıydınız, Kılıçdaroğlu’nun başlığa çıkarılan sözleri dikkatinizi çekmiştir.
Toplumun "kanaat önderi" diye anılan kişi ve grupları ile, özellikle de "muhafazakâr" denen kesimler ile yoğun bir sohbet, tartışma, konuşma süreci içinde olduklarını uzun uzun anlatan Kılıçdaroğlu, konuşmasının bir yerinde, çok da özel bir vurgu yapmadan bir cümle kurdu:
"… Muhafazakâr kesimlerle yaptığımız toplantılarda bazen kendilerine takılıyorum, 'Siz kendinize muhafazakâr diyorsunuz ama muhafazakâr değilsiniz. Asıl muhafazakâr bizdik, yıllar yılı değişmemek için direndik' diyorum…"
Ardından o güldü.
Ben ise yıllar önce ve yıllar boyunca CHP’lilere "Bir sosyal demokrat parti olma ve CHP’nin geçmişinden getirdikleri" konulu sohbetleri hatırlayıp irkildim.
CHP’nin çelebi genel başkanının rahatça söyleyip geçiverdiği o cümle kanımca bir iç hesaplaşmanın, bir özeleştirinin adımı olsa gerek. O adımların devamı geldikçe CHP içinde bereketli tartışmaların patlayacağı; tartışmaların bazen çok sertleşeceği besbelli.
O yüzden Kılıçdaroğlu’nun aktardığım cümlesine "Yetmez ama evet" dedim.
İçimden dedim.
Yüksek sesle söyleseydim Genel Başkan’a saygısızlık olurdu. Ayrıca beni, gazeteciliği bir yana bırakıp bir partiye akıl veren bir densiz konumuna düşürürdü…
* * *
Altını çiziyorum: Kılıçdaroğlu’nun cümlesi, o cümlenin önü ve sonu öyle rastgele söylenmiş, hele bir dil sürçmesi filan değildi. Bunun altını kalın çizelim ve unutmayalım.
Ama yoğurdu da üfleyelim. Bu adımların ardının gelip gelmeyeceğini görelim. CHP’de daha önceleri de benzer tartışmalar uç vermişti. Bazen partinin tepelerince doğmadan boğulmuştu, bazen sulandırılmış, bazen laf kalabalığına getirilmişti.
Ancak bir genel başkanın ağzından ilk kez duyuluyordu: "…Yıllar yılı değişmemek için direndik…"
Değişime direnen her partinin sonu "partiler mezarlığı" olur. Partiler kendilerini programları ile, temel ilkeleri ile, iç işleyişleri, tüzükleri ile çağın değişimine, ülkenin gelişimine uygun olarak yenilemek, değiştirmek, dönüştürmek zorundadırlar.
CHP’nin epey uzun süre koruduğu, kullandığı bir sloganı örnek vereceğim: Halk için, halk adına, halka rağmen!..
Bu slogan 40’lı, hatta 50’li yılların sonuna kadar CHP il ve ilçe binaların çoğunda duvara asılı olarak durdu.
Bu sloganı bugün tekrarlayan ve savunanla alay ederler. Ona demokrasinin "halka rağmen" diye tepeden inmeci bir tutuma izin vermeyeceğini hatırlatırlar.
* * *
CHP’nin değişmeye direnen, kendini ilerici olarak tanımlarken muhafazakârlığın daniskasına saplanıp kalmasına yol açanlar bu kez yenik mi düşecekler bilemiyorum. Dedim a yoğurdu üfleyelim.
Bir örnek olarak, sadece bir örnek olarak sorup bu yazıyı noktalayalım:
CHP’nin ideolojik çizgisini en özlü gösteren simge altı ok.
Altı ok’tan biri ise milliyetçilik.
Peki hem sosyal demokrat bir parti olup, Sosyalist Enternasyonal üyesi olup hem milliyetçi olmak mümkün müdür?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021