Hilâl KAPLAN
Bana Türkiye’nin ‘şanlı’ darbeler tarihinde medya desteği olmadan yapılmış tek bir darbe gösterebilir misiniz? O halde Ergenekon’un içersinde örgütün amaçlarına uygun ve maksatlı haber yapanların olması mevzunun tarihçesi itibariyle gerekli değil mi? Öyleyse bu bağlantılarının soruşturulmasından daha doğal ne olabilir? OdaTV veya Soner Yalçın hakkında somut delillerin olduğu bir iddianame hazırlanmazsa yargılanmalarına karşı duracağımdan şüpheniz olmasın. Ancak kimse de “muhalif” kelimesinin itibarını zedeleyen komik savunmalarla karşımıza çıkmasın.
Davanın ilerleyiş tarzını, tutukluluk sürelerinin uzunluğunu, vb. hep beraber eleştirebiliriz. Ancak her tutuklamayla beraber basın bu şekilde ayağa kalktığı müddetçe yargılamanın sıhhatinden nasıl emin olacağız? Ülkemizde mahpusların yüzde 55’ini tutuklu yargılananlar oluşturuyorken sanık hakları sadece paşalar ve bir kısım gazeteciler içeri alınınca aklına düşenlerin samimiyetine inanalım mı? Geçiniz.
Önce OdaTV nasıl bir gazetecilik yapıyordu, kısaca bakalım:
1. Sitenin yayınlarında hükümet ve devlet görevlilerine yönelik en yaygın yıpratma taktiği, mevzubahis kişiyi Fethullah Gülen’le irtibatlandırmaktı. Böylelikle “Dünyayı Yahudiler yönetiyor” ırkçı komplo teorisinin (ki Soner “Efendi” buna da yabancı değildir) bir türevi olan “Türkiye’yi Fethullahçılar yönetiyor” algısını yaymış olacaklardı. [Bir zihniyeti teşhir edebilmek maksadıyla kullanmak zorunda kaldığım “Fethullahçı” ibaresinden dolayı Gülen Hareketi’ne gönül vermiş olanlardan özür dilerim.]
Bu tür ‘haber’lerin en bilinen örneklerinden biri MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında yazılan ve kardeşinin Fethullah Gülen’in yardımcılarından biri olduğunu iddia eden ‘haber’di. MİT’ten gelen ve Hakan Fidan’ın Amerika’da yaşayan bir kardeşi olmadığını bildiren tekzibe yer veren metinde atılan iftira şöyle haklılaştırılıyordu: “Teyit etmekte gerçekten zorlandığımız bu bilgi can yakıcı özelliği nedeniyle habere dönüştürüldü.” Gazeteci değilim ama can yakma arzusunun teyit edilemeyen bilgiyi haber yapmanın bahanesi olmadığını; daha doğrusu bunun adının “gazetecilik” olmadığını gayet iyi biliyorum.
2. Bundan daha da çirkin olanıysa ideolojik karşıtlığın da ötesine geçen ve insanların şahsiyetine saldıran OdaTV ‘haber’leri... Ne yazık ki bunun en kirli örneklerinden birisine Sabah’ta yazan arkadaşım Sevilay Yükselir ile Zaman gazetesi yazarı Fehmi Koru maruz kaldı. Sadece ömrümde kişilik suikastına dair bundan daha net bir misal okumadığımı söylemekle yetineyim. Onun yerine yine OdaTV’nin güzide haber metinlerinden birisinin başlığını vermekle yetineceğim. Bu örnek özellikle Akşam gazetesinin homofobiye karşı pek hassas, OdaTV savunuru yazarı için gelsin: “Cemil İpekçi, Barbaros Şansal ve Küçük İskender’den yeni futbol programı: Top Yuvarlaktır!”... Nasıl, “OdaTV’nin pırıl pırıl gençlerinin gecelerini gündüzlerine katıp” yaptığı bu haberi de beğendiniz mi?
Gelelim Soner Yalçın’a... Gazetecilik hayatının başlangıç noktası yasaklı olan Aydınlık ekibinin çıkardığı 2000’e Doğru dergisiydi. İlginçtir, 2000’e Doğru PKK lehine haber yapan; PKK’dan “ordu”, PKK’lılardan “gerilla” diye bahseden bir dergiydi. Niyetim bu jargon üzerinden gazetecilik yapmayı kötülemek değil elbette. Sadece 2000’e Doğru’dan Türkiye’nin en ulusalcı ve militarist, TSK’nın ‘en akredite’ sitelerinden birisi olan OdaTV’ye çıkan yolun enteresanlığına dikkatinizi çekmek... Aydınlık kurulunca orada çalışmaya başlayan Soner Yalçın’ın Doğu Perinçek’in rahle-i tedrisinden geçtiğini de not düşmek gerek. Bu “parlak” kariyerin üstüne bir de Yalçın Küçük’ten aşina olduğumuz köken araştırmacılığını ekleyince Efendi gibi hâlen Türkiye’de yaşayan bir ailenin kendince soyunu sopunu ortaya döküp şaibeli hale getirmekten çekinmeyen bir “araştırmacı-gazeteci” ortaya çıkmış oluyor.
Bu arada yüzlerce sayfa Abdi İpekçi’nin yedi ceddi hakkında spekülasyon yapan bir roman yazıp, dara düşünce “Abdi İpekçi’den el aldım” demek de oldukça ilginç bir ruh halinin tezahürü olsa gerek. Gerçi Soner Yalçın’a en güzel cevabı Beyaz TV’deki “4 Kadın 1 Erkek” programımıza telefonla bağlanan Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi verdi: “Bütün bu yayınları göz önüne alırsanız Abdi İpekçi hâlen aklanmamış durumda. Benim babam öldürüldü ama Soner Yalçın’ın yaydığı zihniyet yüzünden babam hâlâ gözaltında...”
***
Not: Soner Yalçın’ın bilgisayarındaki “Hanefi” isimli word belgesinden çıkan “Hanefi’nin kitabı ne durumda referandum öncesi yetiştirilmeli. Nedim’i sıkıştırın hızlandırsın” ifadesinden ne anlamak lazım sizce? Soner Yalçın bilmiyormuş. Bir “bilen” konuşsa da öğrensek diyorum.
Not 2: Bu haftasonu İstanbul’da iki güzel etkinlik gerçekleşecek. İlki cumartesi günü saat 11:00’de Taksim Hill Otel’de Küresel BAK’ın düzenlediği “Savaşsız Bir Dünya İçin Uluslararası Buluşma”. İkincisiyse pazar günü saat 10:00’da Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’ndeki “Aleviler ve Sünniler 28 Şubat ile Yüzleşiyor” başlıklı panel. İlk defa bu bağlamda 28 Şubat süreci tartışılacağı için ayrıca önemli bu toplantıda ben de söz alacağım. İlgilenen herkesi bekleriz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019