Kurtuluş TAYİZ
15 Temmuz darbesinin ardından televizyonların yeni müdavimleri FETÖ’cü çetenin mağdur ettiği askerler. Hem Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tanıyor olmaları hem de FETÖ’nün kumpasına maruz kalmaları onları görüşlerine başvurulacak isimler arasına sokuyor.
Ne var ki kaç gündür anlattıkları,”AKP’nin Cemaat ortaklığı” ve “Gülen’in AKP’yi arkasına alarak TSK’da kadrolaştığı” yönünde. Geçmişte yaşadıkları haksızlıkların, kırgınlıkların, kayıpların etkisinde yapılan bu değerlendirmeler kendilerini tatmin etmeye yarasa da bu ülkenin başına gelen 15 Temmuz ve FETÖ felaketini açıklamaya yetmiyor. Bu ülkenin tarihî gerçekleriyle örtüşmüyor.
Bütün sorunun kaynağını AK Parti’nin Paralel yapıyla kurduğu yakınlıkta aramaya kalkınca haliyle askerlik yaptıkları Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve FETÖ yapılanmasınının derinliğini ıskalıyorlar.
AK Parti’nin iktidar olduğu yıllar arasında Gülen çetesinin TSK’ya sızmasında Ak Parti’nin sorumluluğunu asla gözardı etmemek ve sorumluluğu neyse bunu dile getirilmesi gerekir. AK Parti döneminde Gülen çetesinin TSK’ya “sızma” faaliyeti eskisinden farklı olarak biraz daha hızlanmış olabilir. Balyoz kumpasının TSK’nın hiyerarşik yapısına çete üyesi sokuşturma girişimi olduğunun analiz edilememesi de iktidar partisinin sorumluluğunda görülebilir. Ancak AK Parti’nin bu alandaki sorumluluğu bugün ortaya çıkan tabloyu açıklamakta yetersizdir.
AK Parti’nin iktidara geldiği günden bugüne TSK’ya sızan bir çete üyesi ancak “Yüzbaşı” rütbesine gelebilirdi; darbeyi yöneten generallerin TSK’ya sızması AK Parti öncesine uzanır. Ayrıca 15 Temmuz darbesine katılan çok sayıda generalin terfisini, AK Parti’nin Paralel devlete savaş açtığı 2013, 2014 ve 2015 yıllarında aldıkları bugün çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır. AK Parti, bu yıllarda Paraleli devletin her kurumundan sökmeye çalışıyordu; ancak devlet içinde bu yapıyı iktidar partisinden de gizleyen/saklayan bir güç sözkonusu.
Burada mesele suçu birbirine atmak, karşı tarafı suçlamak veya “Bizim zamanımızda değil, sizin döneminizde Gülen orduya sızmış” gibi sığ bir tartışma başlatmak değil. Mesele karşı karşıya kaldığımız felaketi gerçekçi analiz etmek ve doğru tedbirler alabilmek.
15 Temmuz darbesine katılan TSK mensuplarının sayısını Genelkurmay Başkanlığı 8 bin 650 olarak açıkladı. Bu sayının TSK’nın yüzde bir buçuğuna karşılık geldiği de vurgulandı. Ancak niteliksel bir orana vurulduğunda, yani rütbelilerin darbeye katılım oranı hesaplandığında bu rakam yüzde 40’ın üzerine çıkıyor. Peki nasıl oldu da Gülen çetesi rütbelilerin yüzde 40’ından fazlasını ele geçirerek darbeye kalkışabildi? Büyük orandaki bu sızma faaliyeti nasıl görülmedi, fark edilmedi, anlaşılmadı? AK Parti mi engelledi bunu?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugüne kadar “Atatürkçülere” teslim edildiğine herhalde kimse itiraz edemez.
Ne 1960 ne 1970 ve 1980 darbeleriyle bu süreç kesintiye uğradı; ordu hep “Atatürkçülere” emanetti.
“Atatürkçüler” neden bu “irticai” çetenin içlerine sızmasını deşifre edemedi?
AK Parti yüzünden mi?
CHP’yi örnek vererek belki daha anlaşılır olabiliriz; CHP yönetiminde yer alan Paralel yapının oranı da en az yüzde 40’lardadır; CHP’ye paralel sızmayı da AK Parti mi yaptı? Pensilvanya’nın operasyonu, Gülen çetesinin istihbaratçı elemanlarının kumpasıyla CHP yönetimi el değiştirmedi mi? CHP’deki Paralel milletvekillerini de AK Parti mi listeye koydu?
Aynı şey HDP için de geçerli; HDP’deki Paralel yapının kontenjanı ne kadardır? Bu oran en az yüzde 50’dir. Bunların kimisi PKK’lı, kimisi solcu, kimisi aktivist kılığında olabilir. CHP’deki Paralellerin hepsi de yüzde yüz Atatürkçü değil mi zaten?
Bunu medyadan örneklerle çoğaltabiliriz. Yılların “Atatürkçü”, “Kemalist” Cumhuriyet gazetesi nasıl oldu da Paralel yapının gazetesine dönüştü? AK Parti mi Paralellerin Cumhuriyet gazetesini ele geçirmesini sağladı? Konuyu şuraya getirmek istiyorum; Paralel CHP’ye nasıl sızdıysa TSK’ya da, başka kurumlara da öyle sızdı. Cumhuriyet gazetesi paralelin denetimine nasıl geçtiyse TSK da Paralelciler tarafından öyle kullanıldı. “AK Parti-Cemaat işbirliği sayesinde” diyerek boşuna kimse kendisini ve başkasını kandırmasın. Fethullahçı örgütün CHP, MHP, HDP içinde yuvalandığı gibi AKP de bundan nasibini aldı. Hatta belki de Türkiye’nin en yüksek oy alan partisi olarak daha çok nasibini aldı. Bunlar zaman içinde daha da netleşecektir.
Bugün gelinen noktada esas mesele şu: Başkasını suçlama yerine herkes kendi sorumluluğunu görmeli. Yoksa bu badireyi başka türlü atlatamayız.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019