Markar ESAYAN

“Bizim hiç parlamenter sistemimiz olmadı ki anne!”
5.02.2017
1531

 Nisan ayında yapacağımız anayasa değişikliği halk oylaması bir yanı ile 2007’de yapılan anayasa değişikliğinin ikinci bölümü, yani tamama erdirilmesidir. Yargı vesayetinin 367 garabeti ile Meclis’e darbe yaptığı tecrübeden sonra, AK Parti son derece tutarlı bir biçimde bir daha böyle bir müdahalenin olmaması için Cumhurbaşkanı’nı dolaylı olarak değil, (çünkü o dolaylarda işin içine vesayet karışıyordu) doğrudan halka seçtirme yolunda tarihimizin en kritik reformunu halka götürdü.

Bu halkoylamasında yüzde 70’e yakın bir oranla millet bu reforma “EVET” dedi.

Böylelikle, artık bundan sonra kimse Cumhurbaşkanı seçilirken demokrasiye müdahale edemeyecekti. Ama bununla birlikte daha önemli bir şey oluyor, Cumhurbaşkanı seçimleri artık kriz üretme potansiyelini yitiriyordu. Adaylar halkın önüne çıkacak ve millet son sözü söyleyecekti. 10 Ağustos 2014’te öyle de oldu ve seçim kriz üretmeden doğrudan halk tarafından yapıldı.

Geçmişte Cumhurbaşkanlığı seçimleri sadece 2007’de değil, her defasında kriz ve hatta darbe üretmişti. 2007 düzenlemesinin ne kadar önemli olduğunu anlamak için 1980 öncesine bakmak gerek. Fahri Korutürk’ten sonra Demirel ve Ecevit’in anlaşamamasından ötürü TBMM’de yüzü aşkın seçim turu dönmüş ve bu bunalım 12 Eylül darbesinin en önemli nedenlerinden birisi olmuştu.

İşte 2007 halk oylamasında bu riski alt etmiş olduk.

Ancak iş yarım kalmıştı. Cumhurbaşkanı seçimi kriz olmaktan çıkarılmıştı ama 1982 Anayasası’nda Kenan Evren’e göre düzenlenen bu makam, çok genişletilmiş yetkileri ile tamamen sorumsuz kılınmış, parlamenter rejimin ana omurgası kırılmış ve çift başlılık üretmişti. Bu 12 Eylül darbecileri tarafından kasti yapılmıştı. Nedeni, hem işlenen darbe suçlarından ötürü soruşturulmamak, hem de seçilmiş hükümetler üzerinde vesayet oluşturmaktı.

“Hayırcı” cephe hiç buralarda değil. Esasen 1982 Anayasası ile Atatürk’ün kurduğu sistemin temeli oyulmuştu. Bugünün hayırcı kesimlerin selefleri 27 Mayıs’ı 1980’e kadar Demokrasi Bayramı olarak kutlar, 12 Eylül darbecileri parlamenter sistemi yıkarken (Cumhurbaşkanlığı makamını sembolik olmaktan çıkarmakla) “rejim elden gidiyor” feryatları yükseltmemişti.

1982 darbe Anayasası hükümet sistemimizi vesayet yönünden parlamenter sistemden uzaklaştırırken, 2007 reformu onu halkın emanetine alarak demokratikleştirmiştir. Yani “Bizim 27 Mayıs’tan beri hiç parlamenter sistemimiz olmadı ki anne” diyebiliriz. Tek Parti dönemini de tarihten çıkardığınızda hepitopu elimizde 10 yıllık Menderes dönemi kalır ki, sonu malumdur.

Şimdi kimse çıkıp da “Bizim 150 yıllık parlamenter sistemimiz” diye feryat figan etmesin. Bu koca bir aldatmaca. Şu anki sistemde ne güçler ayrılığı, ne de denetim vardır. Cumhurbaşkanı geniş yetkileri ile yürütmeye denetlenmeden ortak olur. Yüce Divan’a gönderilmesi “Vatana hıyanet” gibi tek bir nedenle olabilir gözükür lakin, bu bile mümkün değildir. Çünkü cezası ve suçu tanımlanmamıştır.

Öte yandan Meclis’te tek başına hükümet kurma çoğunluğu elde eden parti, Meclis’in denetleme gücüne de tek başına hâkimdir. Hükümetin kabul etmediği hiçbir yasa, hiçbir denetleme faaliyetinin Meclis’ten geçmesi mümkün değildir. “Gensoru kaldırıldı” diye feryat ediliyor. Oysa bu edevata da hükümetler hâkimdir. Tarih boyunca verilen 200’ü aşkın gensorudan sadece ikisi, o da hükümet desteğiyle çalışmıştır. Yeni sistemde gensoru teknik olarak olamaz. Çünkü bu araç parlamenter sisteme özgüdür. Hükümet Meclis’in içinden çıktığı için güvenoylaması ve gensoru söz konusudur. Cumhurbaşkanlığı sisteminde ise güvenoyunu zaten doğrudan yürütmeyi seçen halk sandıkta vermektedir.

Bunun yerine Meclis iki önemli aygıt kazanmıştır. Cumhurbaşkanı’nı her türlü suçtan ötürü Yüce Divan’a gönderebilmek ve Cumhurbaşkanı’nı fesh etmek…

Hayırcıların tutarlı argümanları olmadığı için “rejim değişiyor”“Meclis kapatılıyor” tantanası üretmesi anlaşılabilir.

Anlaşılmayan bu yalanlara inanmak olabilir ancak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar