Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü...
31.12.2025
11

Barış, yalnızca silahların susması değildir. Barış, demokratik toplumun inşasıyla anlam kazanır ve kalıcılaşır. Demokratik toplum; merkeziyetçi, ulus-devletçi ve erkek egemen yapılara karşı, halkların doğrudan katılımına dayalı bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimi, demokratik sosyalizmin toplumsal zeminini oluşturur. 2026’nın barış ve özgürlük yılı olması, bu zeminin güçlendirilmesine bağlıdır.
Demokratik sosyalizm;
Emek sömürüsüne karşı toplumsal eşitliği,
Kadın özgürlüğünü toplumsal dönüşümün kurucu ve vazgeçilmez gücü olarak,
Ekolojik yaşamı insanlığın ortak sorumluluğu olarak,
Yerel demokrasiyi ve komünal örgütlenmeyi siyasal katılımın esası olarak kabul eder.
Bu perspektif, devleti ve iktidarı merkeze alan anlayışların yerine; kadınların öncülüğünde, toplumu merkeze alan özgürlükçü bir siyasal ufuk koyar. Bu ufuk, 2026’yı barış ve özgürlüğün kurumsallaştığı bir yıla dönüştürmenin yolunu açar.

Rojava Deneyimi ve Kadın Devrimi

Bu tarihsel perspektifin somutlaştığı en önemli deneyimlerden biri Rojava Devrimidir. Rojava, özellikle Kadın Devrimi karakteriyle; savaşın, cinsiyetçiliğin ve ulus-devletçi tahakkümün ortasında demokratik toplumun nasıl inşa edilebileceğini göstermiştir. Kadınların öncülüğü, demokratik yaşamın yalnızca bir eşitlik talebi değil, kurucu bir toplumsal güç olduğunu ortaya koymuştur.
Rojava pratiği; kadın özgürlüğü olmadan barışın, kadınların özne olmadığı bir demokrasinin kalıcı olamayacağını somut biçimde göstermiştir. Bu deneyim, yerel olduğu kadar evrenseldir; 2026’nın barış ve özgürlük yılı olması yönünde dünya halklarına ilham verici bir yol haritası sunmaktadır.

Enternasyonal Dayanışma; Barış ve Özgürlük İçin Ortak Mücadele

Bugün barış, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi uluslararası bir karakter taşımaktadır. Kapitalist modernitenin yarattığı krizler küreseldir; çözüm de ancak enternasyonal dayanışma ile mümkündür. 2026’yı barış ve özgürlük yılına dönüştürecek güç, sınırları aşan bu ortak mücadelede yatmaktadır. Bu dayanışmanın kalbi, kadın mücadeleleri arasındaki ortaklıktır.
Uluslararası sol hareketlere, demokratik kamuoyuna, sendikalara, kadın ve gençlik hareketlerine düşen görev; Ortadoğu’daki barış ve özgürlük mücadelesini kendi mücadelelerinin ayrılmaz bir parçası olarak görmektir. Siyasi tutsakların özgürlüğü, halkların kendi kaderini tayin hakkı ve demokratik toplumun inşası için enternasyonal bir vicdan hattı örülmelidir.

2026’yı Barış ve Özgürlük Yılına Dönüştürmek

2026, inkârın ve savaşın değil; barışın, özgürlüğün ve demokratik toplumun yılı olmalıdır. Bu yıl, kadınların öncülüğünde umutla, inançla, kararlılıkla ve mücadeleyle örülen bir özgürlük yürüyüşünün güç kazandığı bir dönem olarak tarihe geçmelidir.
Silahların değil sözün, zorun değil halk iradesinin; erkek egemenliğinin değil kadın özgürlükçü yaşamın belirleyici olduğu bir gelecek mümkündür. Bu gelecek, ertelenemez bir sorumluluktur.
2026’ya girerken çağrımız nettir;
Barışı ve özgürlüğü savunmak, demokratik toplumu inşa etmek ve 2026’yı barış ve özgürlük yılına dönüştürmek.
Ortadoğu’dan dünyaya tüm halkların yeni yılı;
barış, özgürlük ve enternasyonal dayanışma iradesiyle kutlu olsun.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar