Mehmet Ocaktan
Maalesef modernitenin doğurduğu kriz ve hayal kırıklığı en çok İslam toplumlarını etkilemiş ve derin travmalar oluşturmuştur. Bugün itibariyle İslam toplumlarının geldiği nokta ile modernitenin yarattığı dünya arasındaki mesafe kapanmayacak kadar açılmış olmasından dolayı da Müslüman dünya yaşadığı çağa karşı yabancı, hatta düşman bir dil geliştirmiş bulunuyor.
Dolayısıyla modern zamanların gerektirdiği değişim ve dönüşümü gerçekleştiremeyen Müslüman halklar, zamanın ruhunu oluşturan kurucu ilkeler konusunda zihinlerinde derin boşluklarla yaşamak zorunda kalmışlardır. Oysa zamanın ve fiziki şartların getirdiği zorunlu değişim, hayatın doğal akış ritminin bir sonucudur. Çünkü hayat sürekli akmakta ve insan her an yeni bir oluşla buluşmak durumundadır.
Hal böyleyken, İslam’ın temel insan haklarını, bireysel özgürlükleri, hukuk ve adaleti önceleyen temel ilkeleri açıkça ortaya koymasına rağmen, bugün demokratik dünyada aynı değerlerin önemli hale gelmesini yok farzederek demokrasi taşlamaya kalkmak dinin hikmetiyle de, zamanın ruhuyla da bağdaşmaz. Oysa biliyoruz ki, bugün çok seslilik, hoşgörü, hürriyetlerin teminat altına alınması nasıl demokrasi kültürünün bir parçasıysa, dini düşünce açısından da bu değerler bir rahmettir.
Müslüman toplumların yaşadığı krizi derinleştiren en temel unsurlardan birisi hiç kuşkusuz ilahi iradenin gösterdiği istikametle arasına mesafe koymasıdır. Bu meyanda herkesin bildiği bir hakikati tekrarlamakta yarar var. Bilindiği gibi Hz. Peygamber Medine’de Müslümanları, Yahudileri ve Hristiyanları tek bir çatı altında toplayarak tamamını ‘ümmet’ olarak tanımlamış ve o meşhur ‘Medine Sözleşmesi’ni imzalamıştır.
Sözleşmeyi yeryüzündeki ‘ilk anayasa’ olarak tanımlayan Muhammed Hamidullah’a göre bu aynı zamanda bir ‘vatandaşlık’ tanımıdır. Mukavele konusunda Hamidullah ‘İslam Peygamberi’ adlı eserinde şunları söylüyor: “Bu sözleşmeyle kabile denen sosyal yapı, artık hiçbir şekilde doğum veya kalıtım esasına dayalı akrabalararası ve dışa kapalı mahiyette bırakılmayarak yepyeni bir ideolojiye bağlanıyordu. Bu yeni kabile anlayışına göre sosyal bünye tamamen ferdin rıza ve iradesine dayalı dinamik bir organizasyon haline inkılab ettirilmekteydi. Mesela görüyoruz ki Medine’ye gelenler arasında sadece Mekkeliler değil fakat örneğin Habeşistan’dan gelenler de bulunuyordu. Bunlar Medinelilerle birlikte yeni bir kabile anlayışı için kaynaştırılmıştı. Tam bir benzetişle ifade edecek olursak bu küçük fideden İslam milliyeti (ümmet) diğer bir ifadeyle Müslüman vatandaşlığı ağacı yetiştirilmiştir. Böylece diğer toplumlarda mevcut ırk, deri rengi, dil ve doğum yeri birliği gibi değiştirilmesi mümkün olmayan ve insan irade ve seçimi dışında kalan bir takım mefhumlar yerine ümmet anlayışına dayalı sosyal mukavele esası getirilmiştir…”
Maalesef Müslümanlar, Hz. Peygamber’in insan hakları temeline dayalı uygulamalarını sonraki dönemlerde bir başarı hikayesine dönüştürememişlerdir. Daha da önemlisi, İslam toplumları bireysel kimliklere ve alternatif düşüncelere açık olmayı başaramadıkları için hem dinin mesajı ile aralarındaki mesafe giderek açılmış, hem de yaşadıkları çağın dışında kalmışlardır.
İslam dünyasının bugün içine düştüğü trajik durum, aslında bunun en önemli göstergesidir. Çünkü Hz. Peygamberin özgürlükçü ve bütün kimlikleri, anlayışları kuşatıcı tavrına rağmen, tarihsel süreç içinde İslam toplumlarında kimlikler inadına baskı altına alınmış, hür düşünceyi boğan müstebit bir zihniyet hakim olmuştur.
Kabul etmek gerekiyor ki, bugün İslam dünyasının ‘farklılıklar’ karşısında sergilediği hoşgörüsüzlük tavrı ve hatta nefret söylemi, maalesef İslam algısını derinden yaralamaktadır. Oysa tarihin başlangıcından bu yana farklı dinler, farklı görüşler ve kimlikler hep var olagelmiştir, yani realite budur. Ayrıca unutmamak gerekiyor ki, Kur’an’da “Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı” ifadesi, insanlık dünyasındaki farklılıkların Allah’ın varlık ve kudretinin işaretlerinden birisi olduğunu göstermektedir.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025