Mehmet Y. Yılmaz
Çin makamlarının açıklamalarına göre Covid-19 ilk kez geçtiğimiz yılın 1 Aralık günü, Vuhan kentinde saptanmış, yerel Çin yetkilileri bu bilgiyi halktan ve dünya kamuoyundan saklamıştı.
Ancak Çin yönetiminin bunun insandan insana bulaşan yeni bir virüs oluğunu resmen açıkladığı tarih 20 Ocak 2020.
Covid-19 virüsünün de ABD’de ilk teşhis edildiği gün 21 Ocak idi. Virüsü getirdiği tespit edilen kişi, Çin’in Vuhan kentinden 15 Ocak günü ABD’ye dönmüştü.
Ancak hafta başında ajansların geçtiği bir haber, virüsün ABD’ye çok daha önce geldiğini gösteriyor.
Washington eyaletinin Snohomish kasabasında, Aralık ayında benzer belirtileri göstererek tedavi altına alınan iki hemşirede, Koronavirüs'e karşı gelişmiş antikor tespit edildi.
Yukarıda sözünü ettiğim ilk ABD’li hasta da zaten aynı kasabada yaşıyordu.
Bu haberi okuyunca çoktan beri kafamı kurcalayan bir bilgiyi paylaşmak istedim.
Türkiye’deki ilk Koronavirüs vakası, Sağlık Bakanı’nın açıklamasına göre 10 Mart günü teşhis edildi.
Ancak şimdi size aktaracağım olay bu virüsün Türkiye’ye çok daha önce gelmiş olabileceğini düşündürtüyor.
Gazeteci arkadaşım Işın Görmüş, 21 Kasım 2019 günü, Çin’den gelen aşçıların yemek yaptığı bir etkinliğe katıldı.
Aşçılar ile el sıkışıp, tanıştı, sohbet etti.
4 Aralık 2019 günü hastaneye kaldırıldığında, şu belirtileri gösteriyordu:
Yüksek ateş, nefes darlığı, yüksek tansiyon, migren ağrısına benzer baş ağrısı, kesilmeyen kuru bir öksürük, halsizlik ve mide bulantısı, koku kaybı, bulanık görme, şiddetli ishal.
3 gün üst üste acil servise kaldırıldı ve her seferinde oksijen verildikten sonra evine gönderildi.
Bilim Kurulu üyelerinin Covid-19 bulaşan insanlarda ortaya çıkan belirtiler ile ilgili açıklamalarını okudukça, Işın’ı iki hafta süreyle perişan eden hastalığın belirtilerinin neredeyse karbon kopya aynı olduğunu görüyordum.
Tanık olduğum bu durumu yazmak için bugüne kadar beklememin nedeni, bu tür olaylarda spekülasyonun, hastalığın kendisi kadar zararlı olabileceğini düşünüyor olmamdır.
Ancak ABD’den gelen haberden sonra, artık bu kuşkumu yazabileceğime karar verdim.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri harekete geçip, bir antikor testi ile durumu aydınlatabilirler.
Çin hakkında başlatılan uluslararası soruşturmada bu tür bilgilere de ihtiyaç duyulabilir.
Ve eğer hastalık Türkiye’ye gerçekten, ilk tanı/teşhisin duyurulduğu 10 Mart vakasından önce geldiyse, bunu nasıl olup da tespit edememiş olduğumuz ciddi bir tartışma konusu olabilir.
Ve virüsün Türkiye’deki yayılma hızı konusundaki bilgilerimizi de gözden geçirmemiz gerekebilir.
Virüs Türkiye’ye çok daha önce geldiyse, acaba sürü bağışıklığı konusunda önemli bir mesafe elde etmiş olabilir miyiz?
Yazdığım gibi, amacım spekülasyon yapmak değil, yetkililerin bu konuya dikkatini çekmek.
* * *
19 Mayıs 2020
2020 yılı mayısının 19'uncu günü, saat 19.19’da terasa çıktım. Genel vaziyet ve manzara:
Covid-19 salgını nedeniyle sokağa çıkma kısıtlaması uygulandığı için sokaklar boştu. Evlerdeki müzik sistemlerinin ve televizyonların hoparlörleri sanki birbirlerine seri bağlanmışlar gibi, aynı anda İstiklal Marşı’na başladılar. Adeta bir stadyumun müzik sistemi harekete geçmiş gibiydi.
Marşın ardından telefonuma yağmur gibi akan görüntülü mesajlar, benim tanık olduğum manzaranın Türkiye’nin birçok yerinde aynen tekrarlandığını gösteriyordu.
Yüzümde bir tebessümle içeri girdim, son haberlere de baktıktan sonra Türkiye ile ilişkimi keserek, dizi filmler alemine geçebilmek için bilgisayarımı açtım.
Trabzon Kanuni Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Kaşüstü Kampüsü'nde görev yapan Onkoloji Uzmanı Doktor Ahmet Yaşar Zengin, 19 Mayıs için sosyal medyadan bir mesaj yayımlamış:
"Buna bayram diyen şerefsiz ve şahsiyetsizdir, din düşmanı zihniyeti kınıyorum."
Dr. Zengin adına endişelendiğimi belirteyim, çünkü onun bu mesajını okumadan az önce Cumhurbaşkanı’nın 19 Mayıs’ı, Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutladığı mesajı okumuştum.
İster misiniz şimdi Mahir Ünal adamın yakasına yapışsın, "sen kime şerefsiz, şahsiyetsiz, din düşmanı diyorsun bakalım" diyerekten?
Biliyorsunuz bir de Süleyman Soylu’nun "siber ekibi" var, sosyal medyada göz açtırmayan. Mahir Bey’den kurtulsa, Soylu’ya yakalanacak!
Ama sonra bir anda jeton düştü bende tabii.
Dr. Zengin açısından sorun yok, zihniyeti iktidarda çünkü.
Mesela devletin televizyonu TRT bile bayramı ciddiye almıyor, ekranına "19 Mayıs Cumhuriyet bayramı kutlu olsun" diye yazıyor.
Bunun "bir yanlışlık, dalgınlık" olduğunu düşünmeyin.
İranlı uyuşturucu baronu adına adalete baskı yapmak suçlamasıyla yargılanacak olan Burhan Kuzu bakın attığı tweette ne diyor:
"Mustafa Kemal Paşa, 30 Nisan 1919’da Resmi Gazete’de yayınlanan Sultan Vahdettin imzası ile Samsun 9. Ordu Müfettişliğine tayin edilmiştir. Mustafa Kemal, Samsun’a herhangi bir kişi olarak değil Osmanlı’nın en parlak subayı olarak çıkmıştır. Sultan Vahdettin Han’ı rahmetle anıyorum."
Yani diyeceğim o ki bizim "Müslüman Kardeşler" için 19 Mayıs aslında bir matem günü.
Fesli Kadir, "keşke Yunan kazansaydı" diye konuşurken, belli ki bunlar içlerinden aynı sözleri tekrarlıyorlarmış.
Memleketin "Hain İlan Kurumu Genel Müdürü" Devlet Bahçeli’nin kulaklarını çınlattım, bu işleri en iyi o bilir diyerekten!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024