Mümtazer TÜRKÖNE
Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı sembolik yetkileri, başbakan da gerçek gücü kullanıyor.
Bizim bir nebze özgün sayılabilecek geleneğimiz cumhurbaşkanına bir el freni sunuyor; yine de direksiyona ve gaz pedalına yaklaştırmıyor. 1961 Anayasası'ndan bu yana cumhurbaşkanlığı makamı sandıktan çıkan demokratik iktidarlara karşı rejimin emniyet supabı olarak tasarlanmış. Yüksek yargı ve MGK, bu emniyet supabına ikili koruma sağlamış. Sistem 2007'de Gül'ün cumhurbaşkanlığı ile fiilen, 2010 referandumu ile anayasal olarak değişti. Cumhurbaşkanlığı makamı bugün rejim adına bir garanti işlevi yerine getirmiyor. Hükümet ile cumhurbaşkanı arasındaki sorunlar, sisteme dair değil kişisel konular olarak algılanıyor.
Adı üzerinde her sistem bir bütünlük arz eder. Bir unsurun değişmesi, diğerlerinin bu yeni duruma ayak uydurması ile sonuçlanır. Uyumsuzluk çıkarsa?..
Soruyu daha da somutlaştıralım. Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı, elbette parlamentonun seçtiğine göre daha etkili ve yetkili olacak. Siyasal sistem içinde bu yetki genişlemesi, başbakanın ve hükümet üyelerinin yetkilerinin azalması anlamına gelecek. Başbakanın ve bakanların hangi yetkileri azalacak?
Başbakan parlamenter sistemde, aksi belirtilmedikçe siyasî iktidara tanınan bütün yetkileri kullanıyor. Son yasa değişikliği ile gündeme gelen MİT'i nazara alın. MİT, başbakanın gerçek iktidar araçlarından biri. Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının, başbakanı aşarak MİT'i operasyonel bir amaçla kullanması mümkün mü? Örtülü ödenek, cumhurbaşkanından farklı olarak başbakana olağanüstü bir harcama yetkisi veriyor. Cumhurbaşkanı, böyle bir kaynağı kullanabilir mi?
Başbakanlar, bakanlar kurulunun fiilî patronu durumunda. Anayasa'daki yetkisine dayanarak cumhurbaşkanının bütün bakanlar kurulu toplantılarına başkanlık ettiğini varsayın. Ortaya "majestelerinin hükümeti" çıkar mı?
BDP'nin siyasî sistemimize armağan ettiği "eşbaşkanlık sistemi", parti sistemimiz içinde yasal bir veçhe kazandı. İktidar partisinde başbakanlık ve parti genel başkanlığının eşbaşkanlık sistemine uygun bir şekilde paylaştırılması mümkün. Cumhurbaşkanının hareket alanını genişletme adına bu uygulama işe yarayabilir. Parti liderliği ile başbakan arasında arabulucu ve denge noktası olarak cumhurbaşkanı nüfuzlu bir konuma gelebilir. Yine de sorduğumuz sorunun cevabı bu formülün içinde yok. Cumhurbaşkanı, başbakana ait olan hangi yetkileri kullanacak?
Parlamenter sistemde başbakan sadece yürütmenin değil, aynı zamanda yasama organının da patronu. Cumhurbaşkanı, yasaları bir defaya mahsus veto ederek, yasama organı üzerinde sembolik bir denge oluşturuyor. Halkın seçtiği cumhurbaşkanının bunun ötesine geçmesi, tıpkı başbakan gibi yasamanın içinde iş görmesi mümkün mü? Sorunu tekrarlayalım. Sistemde bir unsur değişirse diğer unsurların işlevleri mutlaka değişir. Siyasal sistem adı bunun için kullanılır. Cumhurbaşkanının yetkileri artacaksa, başbakanın ve yasama organının yetkilerinin azalması lazım. Peki bu nasıl mümkün olacak?
12 yıl başbakanlık yapmış güçlü bir liderin cumhurbaşkanlığına geçmesi bir tür itibarlı emeklilik demek. Özal'ın ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı hem toplum hem de bu liderler nezdinde bir "alışma dönemi"ne maruz kalmıştı. Sonunda taşlar yerine oturdu ve sistem işlemeye devam etti. Şimdi de aynı şey olacak.
Cumhurbaşkanlığı yaldızlı ve parıltılı bir makam. Çocuğunuzun büyüdüğünde başbakan mı yoksa cumhurbaşkanı mı olmasını istersiniz? Verilecek cevabın "padişah mı, sadrazam mı olmasını istersiniz?" sorusuna verilecek cevaptan pek farkı yok. Devletin bir numaralı protokolü. Ankara'nın en yüksek tepelerinden biri. Yola çıktığınızda arkanızdan bir saltanat ekibi geliyor. Ne grup toplantısı, ne miting gürültüsü ne de her günkü boğuşmalar. Rahatınız ve konforunuz yerinde. Gerçek iktidar sizden uzak olsa da, reddedilecek bir makam değil. Ama hep bir şey eksik. Fiilî güç aşağıda başbakanın ve bakanların elinde.
Öyleyse değişikliğin göstergelerini cumhurbaşkanlığı makamında değil başbakanlıkta aramalıyız. Yetkileri azalmış bir başbakan mümkün mü?
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025