Murat AKSOY
Eskiden bu yana, CHP dendiğinde akla gelen ilk tanımlamalardan birisi kurultay partisi olmasıydı. Bu, yanlış da sayılmaz. Sadece eski dönemler değil Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçildiği kurultayı (27-28 Mayıs 2010) da dahil edersek CHP, dört yılda beşinci kurultayını topluyor.
Kurultay partisi olmak, tek başına kötü bir şey değil. Kurultaylar, partiyi iktidara taşıma konusunda işlev görüyorsa yararlıdır da.
Evet CHP ‘yeni’leniyor
Kabul edelim ki, CHP’nin geçmişten bu yana kurultaylar partisi olarak anılmasında olumsuz bir algı var. Nitekim Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanmasından sonra pek çok kuliste 10 Ağustos’tan sonra, CHP’de olağanüstü kurultay konuşulan bir senaryoydu.
Ancak yarın başlayan olağanüstü kurultay, geçmişteki kısır döngülerden farklı olarak, Kılıçdaroğlu’yla partide başlayan değişimde, güçlü bir adım daha atılması demek. Gerek parti içinde var olan gerekse 2011 seçimlerinde parti listelerinden milletvekili olan “ulusalcı” ya da partinin toplumla barışma stratejisine karşı olanların muhtemelen partiyle yollarını ayırmaları demek.
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olması ile başlayan yeni dönemde, parti politikalarında önemli değişiklikler yaşandı. Parti farklı toplumsal kesimlere açılma dışında, politikalarını devletten topluma doğru taşıdı. Parti, bu dönemde, özgürlükçü söylemleri temel referans yapmaya çalıştı.
Yeni bir söylem, genç bir kadro
Bu değişikliklerin, kamuoyunda yeterince etki yaratmaması; partinin ‘geçmiş bagajı’ndan, değişimin ‘yavaş’ olmasından ve bu değişimin ‘ideolojik söylem ve kadro’ ile taşınamamasından kaynaklanmaktadır.
CHP, 91 yıllık tarihi ile kuşkusuz bagajı dolu partidir. Kılıçdaroğlu, partinin bagajındaki olumsuz mirası aşmada reddi miras yapmak yerine özgürlükçü, eşitlikçi, toplumla barışan, siyasetinin merkezini devletten topluma taşıyan politikalar izleyerek adı konmamış bir eleştirel bakışı hayata geçiriyor. Kılıçdaroğlu CHP’sinin son yıllarda yaptığı esas olarak budur.
Yarın başlayacak kurultayın gerçekleştirilebilirse esas başarısı, CHP’nin içinde olduğu değişimi daha görünür kılması ve değişimi hızlandırması olacaktır. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar ‘zorunlu’ olarak dar bir kadro ile yürüttüğü değişim politikalarını yeni bir ideolojik söylem ve genç/leştirilmiş bir kadroyla hayata geçirebilirse, bu 2015 seçimleri öncesi umut olur.
PM’ye değil parti mutfağa aday olmak
Kurultayın ikinci günü yapılacak olan 60 kişilik Parti Meclisi (PM) için ciddi bir rekabet yaşanıyor. Bunun nedeni PM’nin parti politikalarını belirlemeden çok, milletvekili seçilmenin garantisi olarak algılanmasıdır.
Bu algı değişmelidir. Çünkü CHP’nin PM üyesinden çok parti politikalarının geliştirilmesi, bunların halka ulaştırılmasına katkı sunacak ‘mutfak çalışanlarına’ ihtiyacı vardır.
Bunun kadar önemli olan ise, parti yönetiminde özellikle karar mekanizmalarında radikal bir değişimdir.
Mevcut 17 kişiden oluşan Merkez Yönetim Kurulu (MYK), daha hızlı karar almak ve politikaları hızla hayata geçirmek için hem sayı (7 ya da 9) olarak hem de görev tanımları açısından değişiklik yapılmalıdır.
Böyle bir değişiklik, parti yönetimini daha işlevsel kılabilir. Tabi, kurullar görev tanımlarına uygun biçimde çalışırlarsa.
Parti içi küçük iktidar oyunu bitmeli
Bu süreçte CHP’nin ikinci kadim sorunu, eski bir alışkanlık olanparti içi iktidar mücadelesinin artık aşılması zorunluluğudur. Partiye ilişkin en açık gözlem pek çok partili için parti içi küçük iktidarları, partinin Türkiye’de iktidar olmasından daha önceliklidir.
Parti kulislerine yansıyan bilgiler; 30 Mart yerel yönetim seçimlerinde kendine yakın isimleri belediye başkanı, belediye meclis üyesi yapmak isteyenlerin, kurultay öncesinde delege hesabı ile PM’ye girmeye çalışması ironiktir.
Tabandan değil tavandan değişim
Kılıçdaroğlu ve CHP için artık şu çok açıktır; partinin değişimi ve yenilenmesi tabandan değil, tavandan başlayarak tabana doğru olmak durumundadır. Kaldı ki, tabanda da değişim yönünde güçlü bir talep vardır. Burada önemli adım Kılıçdaroğlu’ndan gelecek güçlü bir ilk adımdır. Bu ilk adım, partiyi dönüştürme ve büyütmede büyük bir sinerji yaratacaktır.
Yarın başlayacak kurultay, Kılıçdaroğlu için son büyük fırsattır.
Eğer Türkiye’de siyasetin alanı daralıyorsa bunu durduracak olan güçlü bir CHP’dir. Bu güçlü CHP’nin yolu da Kılıçdaroğlu’nun bu riski almasından geçiyor.
@murataksoy
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 43 günün kısa hikâyesi
8.02.2019 - Siz bu satırları okurken ben…
23.11.2018 - Hangi devlet sivilleri sever?
20.11.2018 - Yerel seçim sadece yerel seçim değil
16.11.2018 - Sosyal medya politik bir mezarlık mı?
13.11.2018 - Hatırladınız mı geçen ay ne olmuştu?
10.11.2018 - Şimdi değilse ne zaman?
6.01.2018 - Dini dinbazlardan* kim kurtaracak?
3.01.2018 - Kılıçdaroğlu: 'Dünyanın tüm demokratları birleşmeli'
30.10.2018 - Laik Türk’ten Sünni Türk’e üst kimlik
26.10.2018
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
İ.YILMAZ
satılmışın şerefi olurmu sizce.kendini bu kadar beleşe satan bir askerden vatana bağlılık beklemek sizcede mantıksız değilmi.
İ.YILMAZ
satılmışın şerefi olurmu sizce.kendini bu kadar beleşe satan bir askerden vatana bağlılık beklemek sizcede mantıksız değilmi.