Mustafa Karaalioğlu
Siyasi rakip olan iki politikacının görüşmesi veya farklı pozisyondaki siyasi kişiliklerin bir araya gelerek görüşmesi her zaman ilgi çekiyor. İlginin temel sebebi, Türkiye’de diyaloğun, konuşmanın ve fikir alışverişinin istisna olmasıdır. Her demokraside siyasi rekabet ateşlidir ama bizde ilaveten bu rekabetin hayatın her alanına yayılması bir kural gibi gözetilir. Böylelikle siyasetin ve sosyolojinin en zengin sermayesi olan konuşmak eylemi gözardı edilir. Yukarıdaki bu katı kural aşağıya, farklı siyasal kamptan birileriyle görüşmek şüphe uyandırıcı ve gizlenmesi gereken bir işin gerilimi olarak yansır.
Aslolan diyalogsuzluk, gözardı etmek ve mümkünse yok saymaktır. Aksine, iyi niyetli girişimler dahi teşebbüs sahipleri tarafından taşınamaz… Sadece adı konulmuş siyasi partilerin mensupları için değil, bugünlerde yeni siyasi arayışlara yönelen dünün çok makbul görülen isimlerine yapılan muamele de aynı kategoriye giriyor. Ülkenin temel sorunları nasıl senelerdir diyalogsuzluk, empati ve konuşma eksikliğine kurban gidiyorsa, gündelik siyaset aynı hastalıktan kurtulamıyor.
Bu yüzden, birbirlerini hakaretamiz tarzda eleştiren Cumhurbaşkanı ile CHP Lideri’nin senede en fazla iki-üç soğuk tokalaşmaları haber değeri taşısa bile esasında bir anlam ifade etmez. Sembolik önemin sembol değeri taşıması için en nihayet karşılıklı saygının hissedilmesi lazımdır. Bunu olmadığı aşikarken her el sıkışma ya göstermelik olur ya da mecburiyetten…
Eksiğimiz bu kadar büyük olduğu için dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyükşehir belediye başkanlarını Beştepe’ye davet etmesi bu yoklukta kayda değer bir hamle olmuştur. Büyük kısmı Cumhurbaşkanı’nın siyasi rakibi olan ve daha birkaç ay öncesinde meydanlarda birbirlerini karşılıklı hedef aldığı başkanlarla aynı masanın etrafında oturup şehirlerin meselelerini görüşebilmek; niyetler samimiyse ülkenin hayrına bir adımdır. Şehirleri yönetecek belediye başkanlarıdır ama birçok konuda merkezi idareyle yolları kesiştiği için başkanların Ankara mesailerinin hal yoluna koyulması ihtiyaçtır. Üstelik artık, nüfus yoğunluğu olarak CHP ağırlıklı bir yerel yönetim profili oluştuğu için arada güçlü ve iyi işleyen bir diyalog mekanizması kurulması zaruridir. Seçim sürecinde çok tekrarlandığı şekliyle belediyelerin elinin kolunun bağlanması, topal ördek haline getirilmeleri ve iş yapamazlığa mahkum edilmeleri sadece büyükşehirlerin değil genel siyasi tablonun ve kesinlikle Cumhurbaşkanı’nın aleyhine sonuçlar doğurur. Başkanlık sisteminin en kritik sınavı bu ilişkiyi yönetmektir ve Erdoğan’ın bu bahiste adaleti sağlayıp sağlayamadığı toplumun gözetimimden uzak olmayacaktır.
Öte yandan, yeni sistemin geleceği de böyle kritik durumlarda işleme kapasitesiyle ilgilidir. 31 Mart tablosunun apaçık gösterdiği gibi merkezi iktidar ile belediye yönetimlerinin aynı partide olmayacağı bir düzen siyasetin olağan halidir. O halde sistem farklı siyasi temsillerin işlerini yapabilecekleri esnekliği göstermek ve endişeleri gidermek zorundadır. Bu haliyle mevcut tablo birinci yılından itibaren tartışma konusu olmaya başlayan yeni sistemin savunulması açısından da büyük imkan sunmaktadır. Merkezin ve yerelin farklı partilerde olduğu durumda sistemin işlemesi ve adaletsiz sonuçlar üretmemesi sağlanırsa bu en çok başkanlık sistemine katkı sağlayacaktır.
Erdoğan’ın dünkü davetinin isabetini tekrarlarken, bundan sonra böyle toplu ve ikili temasların, görüşmelerin ve ziyaretlerin sıradanlaşması temennimizi de ekleyelim. Birşeyin sıradanlaşmasının en sıkıcı olmayacak hali, siyasette temasların şaşırtıcı olmaktan çıkması ve hatta haber değeri taşımayacak hale gelmesidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025