Ümit KIVANÇ
Bakalım bu şike yasası yüzünden Başbakan’dan nasıl azar işiteceğiz? Mâlûm, kendisi eleştiri sevmiyor. Kendi bir şeyi doğru bulmuşsa, yanlış bulunmasını sevmiyor. Hele yanlış bulanı, hiç sevmiyor. Ne uğrunaysa, bir türlü anlayamadık, futbolda yerleşik kokuşuk düzen sürsün diye bir seferberliktir gidiyor. Başkomutan makamında da partililerin sözünden, mazallah!, çıkamadığı başbakan.
“Kamu vicdanı” diye bir şey varsa, herhalde şimdiye kadar en çok rahatsız olduğu hadiselerden biri, şikede ceza indirimi. Seçip oraya yolladığımız, bizi temsil edecekler diye bir sürü ayrıcalıkla donattığımız milletvekillerine göre kamu vicdanı nedir acaba?
Başbakan’a göre nedir?
Tabiî esas sorular bunlar değil. Kamuya göre nedir?
Bugün nazik bir günümdeyim, “var mıdır?” diye sormuyorum.
Şimdiye kadar çok aradım kamu vicdanını. Ya “ulaşılamıyor” çıktı, ya belirtilen adreste bulunamadığı bildirildi.
Düşünün ki, yakın tarihimizin katliamlarında, suikastlarında, faili meçhuller, gözaltında kayıplar döneminde, yani kendisine en çok ihtiyaç duyulan zamanlarda ortalıkta gözükmeyen kamu vicdanı, bu şike meselesinde başını saklandığı yerden çıkardı. O bile kâr etmedi. Siyasetçilerimiz kararlı, bu düzen sürecek.
Kamu vicdanıydı, siyasetçilerin zihin, ruh, duygu ve cüzdan yapısıydı, kafamda döndürüp dururken, şüphe gelip beynimi kemirmeye başladı. Şüphe, öyle, münasebetsiz misafir gibi bir şeydir; çıkar gelir; şahıs gibi anılması yerindedir. Dedim ki kendime: Çok şımarıksın, ne kadar lüks beklentilerin var, ayrıca şuursuzsun ve belki de salaksın. (Bu sonuncusunu daha önce de çeşitli defalar belirtmiştim sanırım.)
Biz güya bu seçimlerden sonra esas mevzunun yeni anayasa olacağını, artık nihayet bizim toplumumuzun da demokratik bir anayasa ile güvence altına alınmış, nispeten insanca bir hayat sürmeye geçebileceğini vs. vs. sanıyorduk değil mi hep beraber? Seçimi yüzde elliyle kazanan iktidar partisi ne yaptı? Cemil Çiçek’i Meclis başkanı yaptı. (Muammer Güler’i milletvekili yapmalarından bahsetmenin yeri değil; ama her fırsatta hatırlatılmalı. Hrant’a kabrinde bir daha hakaret etmenin anlamı neydi acaba?) Kendini kaybetmeye meyilli köşeyazarınız, biliyorsunuz, Türkiye tarifleri yapmaya bayılır. Alın bir tane daha: Türkiye, Cemil Çiçek’in parlamentoya başkan olabildiği bir ülkedir. Nasıl?
Bizim gazetenin köşelerinde bir sol tartışmasıdır sürüyor. Güzel, gerekli, sürsün. Askerî vesayet konusu, Kemalizmin ezcümle marifetlerini, Cumhuriyet tarihinin karakteristik olaylarını filan da kapsayan geniş bir tartışmanın sadece bir unsuru artık. Bunlar da elzem, iyi ki tartışılıyor. CHP üstüne bile tartışılacak mevzu bulunabiliyor. Fakat nedense, şu an itibarıyla AKP’nin niteliği, zihniyet dünyası, ideolojik çerçevesi, pek çoklarınca yadırganabilen siyasî tercih ve tavırlarının altında, gerisinde yatanlar veya hangi hedeflere yönelik olduğu hemen hiç tartışılmıyor. AKP, hâlâ askerî vesayete direnmiş o parti. Ergenekon davası ve döktüğü kanda boğulmak üzere olan eski derin devletin tasfiyesi işlerine girişmiş o parti. Dış politikayı pısırıklıktan kurtarmış o parti. Vesaire. AKP, umutsuz 27 Nisan muhtırasının ertesi gününde dondu kaldı. Kürt sorununda askeriyenin elindeki sancağı devralması bile geçici bir “çevreye rahatsızlık” hadisesi gibi görüldü. Olur mu böyle şey?
Nitekim olmuyor. Hükümetken muhalefet olmak gibi garip bir vaziyeti başarıyla geride bırakan AKP artık epeyce iktidar oldu. Olur olmaz da, daha önce bu makamı işgal edenler neyi nasıl yapıyorduysa öyle yapmaya başladı. Bu memlekette elli-altmış senedir ordu tek başına iktidar değil. Bizim tepemizde bir koalisyon ve onun ardında basbayağı toplum çoğunluğu var. Ha, bu çoğunluğun da katlanmak zorunda olduğu haller vardı, şimdi onlar ortadan kalkıyor.
Görebildiğimiz, AKP hükümetinin, Türkiye’nin 2000’lere kadarki iktidar yapısında sahici bir değişiklik yapmaya niyetinin olmadığı, bu yapıya eklemlenmesi gerekenler için yer açmayı başardığı. Şike meselesinde hepimizin şaşırması galiba şundan: Askeri, polisi, büyük sermayeyi şunu bunu anlıyoruz, ama futbol âleminin patronları ve babalarının da bu kadar vazgeçilmez olduğunu düşünememişiz. Muhafazakârlıktan eski eserleri, gelenek görenekleri falan değil bunları korumayı anlayan birileri var karşımızda. Yani bildiğiniz sağcı Türk siyasetçisi. (Belki burada bir CHP parantezi iyi giderdi; işin kötüsü parantezi açmış da bulundum; fakat affedin, dayanılmaz bir sıkıntı basıyor.)
Bir konuda ısrarlıyım: Nasıl bir iktidar yapısı altında yaşadığımızı anlamak için bir defa daha, Hrant Dink suikastı ve ertesindeki koalisyona bakın siz. Garnitür olarak da, hükümet yanlısı basının hangi kırmızıçizgileri öbür basın ve askeriyeyle paylaştığına bakın.
Türkiye, deprem yardımı kolisinin içine taş, sopa, kirli don koyup gönderen kimseye hiçbir şeyin olmadığı, bunu öğrenen kamu vicdanının çıtının çıkmadığı bir ülkedir. Bu hâl ve şart altında dahi, sayın ve muhterem milletvekilleri, şikecileri kurtarma operasyonunuz yadırganıyor; daha da siz düşünün artık.
Gider kusarız, sabaha da bişeyciğimiz kalmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024