Vahap COŞKUN
Temsilî demokrasinin iki temel dayanağından söz edilebilir: Seçim ve temsil. Seçim, birçok alternatif içinden halkın kendisini yönetecek olan kişileri belirlemesidir. Seçim içermeyen bir demokrasi olmaz. Çünkü seçimler halkın taleplerinin alınmasını, toparlanmasını ve uyumlu hale getirilmesini sağlar. Ancak seçimler sayesinde, halk bir yönetimi onaylar veya reddeder. Bunun için belirli aralıklarla sandık kurulur. Seçmenler sandığa gider ve farklı programları savunanlar arasından birine oyunu verir. Çoğunluğun teveccühünü arkasına alanlar da sınırlı bir süre için yönetme yetkisini elde etmiş olur.
Seçim, halkın iradesini yansıtır. Sandıkta yeterli desteği alarak belli bir makama gelen kişi, seçmenleri ve onların iradelerini temsil eder. Bu bağlamda siyasi temsil, çoğulcu bir seçimle yetkilendirilmiş kişilerin, seçmenler adına davranabilmesini ve karar verebilmesini ifade eder. Temsil ilişkisi, halka ait olan egemenliğin, halk tarafından seçilen kimseler tarafından kullanılmasıdır.
Seçim ve temsil, bizi siyasetin bir diğer önemli kavramı olan meşruiyete götürür. Meşruiyet, en genel anlamıyla, yönetimin kararlarının, eylemlerinin ve işlemlerinin yönetilenler tarafından benimsenmesi, haklı görülmesi ve onanmasıdır. Temsil ile meşruiyet arasında, sıkı bir bağ vardır. Zira temsil ne kadar kuvvetli olursa, bir başka ifadeyle seçmenlerin temsil edildiklerine dair inançları ne kadar geniş bir tabana yayılırsa, iktidarın yapıp etmeleri o derece kabul görür ve bu da iktidarın siyasi meşruiyetini artırır.
Meşruiyet krizi
Meşruiyet, hayatidir; güçlü bir meşruiyete sahip iktidar, kararlarını tatbik ederken mahkemeye, polise, askere ya ihtiyaç duymaz, ya da bunları sınırlı bir miktarda kullanmak mecburiyetinde kalır. Lâkin meşruiyeti zayıf bir iktidar ise programını ancak muhalefeti susturarak, tepkileri bastırarak ve kitleleri zapturapt altına alarak uygulayabilir. İktidar zor araçlarına ne kadar fazla başvuruyorsa, meşruiyet krizi o kadar derin demektir.
AK Parti iktidarı, seçimi ve temsili baltalayan, meşruiyetinin de altını boşaltan işler yapıyor. Kayyım atamaları, bu meyanda liste başına yazılabilir. 31 Mart seçimlerinin daha dumanı tüterken, AK Parti, HDP’nin kazandığı üç büyükşehre kayyım atadı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylıkları onaylanan ve 31 Mart’ta Diyarbakır’da yüzde 62.93 oy alan Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin’de yüzde 56. 24 oy alan Ahmet Türk ve Van’da yüzde 53.83 oy alan Bedia Özgökçe Ertan vazifeden uzaklaştırıldı.
Kayyım atamalarına ilişkin gerekçeler, hukuki olmaktan uzaktı. Zaten iktidar, daha seçim neticelenir neticelenmez kayyımlar için hazırlıklara başlamıştı. İktidarın siyasi ihtiyaçlarına binaen kayyımlar atanmaya devam etti ve son olarak Diyarbakır’ın Kayapınar, Kocaköy ve Bismil ilçelerinin seçilmiş belediye başkanları görevden alındı. Böylece 31 Mart’tan ardından kayyım atanan HDP’li belediyelerin sayısı 12 oldu.
“Liberal yanılgı”
Ayrıca son operasyonda, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, Kayapınar Belediye Başkanı Keziban Yılmaz ve Kocaköy Belediye Başkanı Rojda Nazlıer’in tutuklanmalarına da karar verildi. Mızraklı’nın avukatları, Mızraklı’ya belediye başkanlığı ile ilgili herhangi bir sorunun sorulmadığını, bir itirafçının uyduruk beyanına dayanıldığını ve “yine suç icat edilmeye çalışıldığını” açıkladılar.
Mızraklı, Diyarbakır halkının yakından tanıdığı bir hekim. 24 Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 65 oyla milletin vekâletini alıp Meclis’e gitti. 31 Mart 2019’da bu kez yüzde 63 oyla belediye başkanı seçildi. Onun 2009 KCK operasyonlarını anımsatır şekilde elleri arkadan kelepçelenerek cezaevine gönderilmesinin ardında, hukuki değil, siyasi saikler yatıyor.
Hâlihazırda iktidara yön veren bir akıl var. Bu akıl, Kürt meselesini demokratik araçlarla çözmeyi, temel hak ve özgürlükleri korumayı, seçilmişlere ve seçmen iradesine sahip çıkmayı, siyasi kanalları ve müzakereyi önemsemeyi “liberal yanılgı” olarak kodluyor. Geçmişte sertçe eleştirdikleri kesimlere aynı noktaya gelip ve kolkola girip, tarihi kökleri olan bir toplumsal sorunun üstesinden güvenliği tedbirlerini azamileştirerek gelebileceğini düşünüyor. Çözümü, HDP’yi kriminalize etmekte, özgürleri kısıtlamakta ve bir bütün olarak siyasi alanı daraltmakta görüyor.
Ceza kesmek
Kayyımlar da öncelikle bu strateji bağlamında düşünülmeli. İktidar, görüntüye halel getirmemek için HDP’yi kapatmıyor ama HDP’nin toplumla bağ kuracak bütün damarlarını kesiyor. Teşkilâtlarını baskı altını alıyor, vekillerini ve belediye başkanlarını hapse gönderiyor, sivil toplumla irtibatını koparıyor, belediyelerine el koyuyor.
Bunun yanında, kayyım atamalarında iktidarın bastırılamayan bir öç alma duygusunun izleri de göz ardı edilmemeli. 31 Mart’ta büyükşehir belediyelerinin kaybedilmesinin ve bilhassa Cumhur İttifakı için hezimete dönüşen İstanbul yenilgisinin faturası HDP’ye çıkarılıyor. İktidar kendi kaybının cezasını HDP’ye kesiyor. Keza Millet İttifakı’nda bir çatlak oluşturulması ve muhalif blokun dağıtılmaya çalışılması da, kayyımlarla gözetilen bir başka hedef.
Bu hedefler tutar ya da tutmaz ayrı bir bahis; lâkin eğer dert gerçekten bir problemi çözmek ise bu akılla bir yere varılmaz. Seçimin ve temsilin boşa çıkarılması, meşru sınırlar içinde çare arayanları zayıflatır, radikallere hizmet eder. Siyasi arenada mücadeleyi ve müzakereyi savunanları taca çıkartır; şiddet taraftarlarına arayıp da bulamadıkları fırsatı sunar.
Velhasıl bu akıl iki sonuç üretir: Biri, kendi meşruiyetini tüketmesidir. Nitekim Rawest’in araştırmasında kayyıma karşı olanların oranı Diyarbakır’da yüzde 81.3, Mardin’de yüzde 69.7 ve Van’da yüzde 71.1 çıktı. Yani HDP seçmenleri bir yana, iktidara destekleyenlerin bir kısmı bile bu kararı yanlış buldu. Halkın iradesini, onun verdiği vekâleti iptal ederek halkın rızası alınamaz. Diğeri ise, ateşe benzin dökmektir. Böyle bir akıl eninde sonunda sahiplerinin kafasını götürüp taşa çarptırır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025