Yıldıray OĞUR
İbrahim Tatlıses’in yeniden başlayan efsane programı İbo Show’a geçen haftalarda Sabahat Akkiraz, Ender Balkır, Hüseyin Turan ve Haluk Levent katıldı.
İbrahim Tatlıses, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok yakın bir sanatçı olduğu için, bu isimlere Alevi ve sol çevrelerden tepkiler geldi.
Tepkiler deyince Allah korusun evlerinin önünde dörder, beşerli gruplar onlara saldırmadı ya da CHP lideri “satılık sanatçılar” diyerek onları hedef göstermedi.
Ama haklarında partizanca haberler yapıldı, sosyal medyadan haksız eleştiriler aldılar.
Bu, saldırıların ciddi ve organize olduğunu, “tepkisel” denip geçilemeyeceğini gösteriyor.
Öyle olmasaydı herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda konuşmaz, önceki gün AK Parti İl Başkanları toplantısında “Bu zihniyet, işi ülkemizin güzide bir sanatçısının programına katılanları linç etmeye kadar vardırdı” demezdi.
Bu zihniyetin ilk saldırısı da değildi bu.
Daha önce de sadece AK Parti iktidarına destek veriyorlar diye sanatçılar linç edilmiş, failler ya tespit edilememiş ya da yakalananlar mahkeme tarafından bırakılmış, azmettiriciler bulunamamış, olaya adi bir suç muamelesi yapılınca yeni linçler teşvik edilmişti.
Maalesef geçen hafta ülkemizdeki kutuplaşma ve yargı sorunlarının tek mağduru İbo Show’a katılan sanatçılar olmadı.
Önceki gün İçişleri Bakanı’nın hastanede tedavi gören değerli annesiyle sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafının altına adice bir küfür yazan bir kişi çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrolle serbest bırakıldı.
Yıllardır toplumun farklı kesimlerinden, gelmiş-geçmiş bütün aile efradımıza daha açıkları ve yaratıcıları edilmiş küfür için “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılanacak olan bu kişinin tutuklanmamasına İçişleri Bakanı, Twitter hesabından sert tepki gösterdi. Ertesi gün Adalet Bakanı, ona cevap verdi, aralarında kısa bir polemik yaşandı.
İçişleri Bakanı, “Bu tweetim üzerine tutuklarsanız provokasyon sayarım” demişti ama neyse ki küfürbaz adamın Cumhurbaşkanı’na da hakaret ettiği bir tweeti bulunup ondan tutuklandı da hukuk reformu paketine yeni bir madde eklenmek zorunda kalınmadı.
Zaten dün Gezi Davası’nda bir yıl önce mahkemenin Osman Kavala ve dokuz kişi hakkında verdiği beraat kararının istinafça bozulmasından sonra, yargı reformu paketinden beklentiler de arttı.
Artık paketten “Her vatandaşa mahkemelerde adil ve eşit yargılanma hakkı” gibi düzenlemeler bekleniyor.
Yine bu yargı reformu paketi fırsat bilinerek muhakkak cari hukuki uygulama, ceza kanuna eklenmeli ve Twitter’dan birine küfür etmek gibi ağır bir fiil, birini evinin önünde sopalarla dövmekle artık bir tutulmamalı.
Bu yapılırken Türk Ceza Kanunu’na “tepkisel saldırı” düzenlemesi de eklenirse, bu tarz saldırılar artık kasten adam öldürme ya da yaralamaya teşebbüs gibi suçlarla bir tutulmaz ve örgütlü suçlarla da karıştırılamaz.
Böylece üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, Ankara’da öğlen vakti evlerinin önünde eş zamanlı saldırılara uğrayan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Yeniçağ gazetesi Ankara temsilcisi Orhan Uğuroğlu’na saldıranların bir kısmı neden hala yakalanamadı, bir kısmını mahkeme neden serbest bıraktı gibi sorulara da net bir cevap verilir.
Zaten Ankara’da öğlen vakti, büyük bir tesadüf eseri aynı partiyi eleştiren tweet ve yazıları yüzünden ve aynı partinin genel başkan yardımcısının mesajlarının ardından, bir kaç saat arayla dört-beş kişilik grupların düzenlediği sopalı saldırıların organize değil, tepkisel olduğu gayet açık.
Son bir yılda yine aynı partiye yönelik eleştirileri yüzünden üç Yeniçağ gazetesi yazarına ve yine geçen hafta İstanbul’da KRT televizyonu yorumcusu bir avukata yönelik saldırılarla ilgili de bütün işaretler “tepkiselliği” gösteriyor.
Ankara Emniyeti’nin Özdağ- Uğuroğlu soruşturmasını birbirine benzer bulup birleştirmemesi, saldırılara Ankara Emniyeti’nin organize şubesinin değil cinayet masasının bakması da bunun işareti.
Saldırganların verdiği bazı isimlerin soruşturmaya dahil edilmesi gibi hukuku ayaklar altına alan bir gayretin içine giren Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili, neyse ki ifadelerin verildiği günün akşamında fotoğrafı ve ismiyle milletvekilleri tarafından uyarıldı da soruşturmanın yanlış yerlere doğru çekilmesinin önüne geçildi.
HSK da herkesin kendi yargısını dağıtmasına izin vererek, adli sürece müdahil olmadı, yargının bağımsız çalışmasına fırsat verdi.
Adaletin böyle hızlıca yerini bulmasında kuşkusuz henüz soruşturmanın başında İçişleri Bakanı’nın “tepkisel saldırı” tespitinin katkısı büyük.
Yoksa eğer Adalet Bakanı’nın, kendisine saldıranların serbest bırakılmasını eleştiren Orhan Uğuroğlu’na telefonda söylediği gibi “avukatlarınız örgütlü suç diyerek itiraz dilekçesi versin” tavsiyesi sonrası yazılan dilekçeyi mahkeme kabul etseydi, zaten bir hafta boyunca ülke gündemini işgal eden konu bu kadar hızlıca kapanmaz, toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden bir gerilim kaynağı olmaya devam ederdi.
Neyse ki ülkemizde herhangi bir konu bir haftadan sonra herkesi sıkıyor ve geriyor da İbo Show’a çıkan sanatçıların linç edilmesi ve Twitter’dan küfür eden adamın serbest kalması gibi ülkenin gerçek gündemi olan siyasi ve hukuki skandallar ve büyük mağduriyetler gündeme gelebiliyor.
Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’nın bile sessizliklerini bozmasına neden olan bu iki olayda faillerin yakalanması yetmez, mutlaka azmettirenlerin ve talimat verenlerin de bir an önce bulunması gerekir.
Bu arada geçen hafta Ankara’daki saldırıların hemen ardından, saldırıların “tepkisel” olduğundan habersiz olarak bu köşede çıkan yazıdan sonra MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin attığı tweet üzerine binlerce “geçmiş olsun ve lütfen dikkatli ol “mesajı geldi.
Arama sırasıyla HDP eş genel başkanı Mithat Sancar, “Sadece virüs mutasyona uğramıyor” diyen eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Kulübe hoş geldin” diyerek telefonu açan İYİ Parti lideri Meral Akşener, hafta boyunca zahmet edip gazeteyi ziyaret eden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, IBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, IPI, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü gibi meslek örgütlerine, yine zahmet edip imza kampanyası açan Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Demokrasi İçin Birlik (DİB), Diyalog Grubu, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu, Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim ve Yurttaş Girişimi’ne ve dayanışma için imza verenlere çok teşekkürler.
“Zaten doğrudan genel başkan sizin adınızı verdiyse bir şey yapmazlar”, “Eski dava arkadaşlarına yapıyorlar sadece” gibi analizlerle moral vermeye çalışan herkese de.
Cemal Kaşıkçı’yı elçilikte doğramış Suudi Arabistan devlet kanalı bile arayıp röportaj yapmak istemesine rağmen, bunu medyasında haber olarak görmeyerek, tartışma programlarında Mustafa Sarıgül’ün partisinin şansı kadar konuşmaya gerek bulmayarak, köşelerinde tek satır yazmayarak, uçtan uça şifrelenmiş bir mesajlaşma programından bile bir geçmiş olsun demeyerek konuyu büyütmeyen meslektaşlara da teşekkürler.
Ama devlet katından şu ana kadar bir bekçinin bile aramaması, AK Parti kanadından tek bir ilçe sandık kurulu başkanının bile geçmiş olsun dememesi ve tabii tweeti atan genel başkanın “Hayır, çarpıtmayın, ben onu kastetmedim, nerden çıkarıyorsunuz” diye bir açıklama yapmaya ihtiyaç duymaması bir yanlış anlama ve fazla evham olduğunu gösteriyor.
Zaten bir gazeteci için en kötü şey haber olmaktır.
Meseleyi daha fazla uzatıp, bir an önce bu konudan başka konulara atlamak isteyenleri daha fazla rahatsız etmek istemeyiz.
Yine de herkesin söylediği gibi hepimizin dikkatli olmasında fayda var.
Tabii bizim dikkatimiz, devletimizin büyüklüğü karşısında ne işe yarar!
Muhakkak gerekli tedbirler alınmıştır, çok yakın zamanda biz de sağa sola bakmadan sokakta yürüyebilecek, toplu taşımaya binebilecek, sabah koşularına tekrar geri dönebilecek, pazara gidebilecek, her demokratik ülkede olduğu gibi medeni sınırları koruyarak siyasetçileri eleştirmeye devam edebileceğiz.
Ama geçmiş olsun demek için telefon açan bazı arkadaşların da dikkat çektiği gibi, tweeti atan partiden bir zarar gelmese de, iktidar ortağı bir partinin liderinin isimlerimizi yayınlanmasını fırsat bilen ülkemizin bekasına ve Cumhur İttifakı’na zarar vermek isteyen güçler provokasyonlara imza atabilir, bunun suçu da iktidarın üzerine atılabilir.
O yüzden bir hafta boyunca yüzlerce kez duyduğum o sözün yükünü ilgililere emanet ediyorum; Lütfen dikkat edin!
Mesela, basit bir tedbir olarak siyasi parti liderleri ismen gazetecileri hedef almamaya dikkat edebilir, yanlış anlamalara fırsat vermeyebilirler.
Aslında, Ankara’nın ortasında, gündüz vakti 70 yaşında bir parti genel başkan yardımcısına Cuma namazına giderken demir sopalarla saldırılması, bir kaç saat sonra 50 yıldır Ankara’da gazetecilik yapan 70 yaşındaki deneyimli bir gazetecinin bir köşe yazısı yüzünden saldırıya uğrayıp, üzerine araba sürülmesi gibi olaylar karşısında bile iktidarın bekası için korunan sükunet, dikkatli olunduğunu gösteriyor.
İlgilenen herkese tekrar teşekkür ederken Ibo Show’a katıldıkları için linçe uğrayan sanatçılara bir kere daha geçmiş olsun diliyorum.
Umarım bu üzücü olaylar bir daha ülkemizde tekrarlanmaz.
Artık bu yazıdan sonra bile hala konunun üzerine giden ve geçmiş olsun dileyen olursa da provokasyon sayarım...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025