Yıldız ÖNEN
Geçtiğimiz hafta düzenlenen Marksizm 2018 toplantılarında Kürt sorunu konulu tartışmada konuşmacıların vurgularını çok önemsediğim için burada aktarmayı gerekli görüyorum. Bu vurgu, 2013-2015 yılları arasında yaşadığımız çözüm sürecinin önemine ilişkindi.
Çözüm süreci ikili bir tepkiyle karşılaştı. Bu tepkilerden birisi, sağdan yükselen itirazlardı. Özellikle Perinçek hareketi çözüm sürecinde toplumsal ikna açısından düşünülen Akil İnsanlar toplantılarını basarak, toplantılarda tartışma yaratarak çözüm sürecine karşı bir itiraz örgütlemeye çalıştı. Bu hareketin en sağında ise Bahçeli’nin MHP’si yer aldı. Devlet çözüm sürecinin arkasında kısmen durduğu için MHP sokak gösterileriyle çözüm sürecini sekteye uğratmaya çalışmadıysa da itirazını sürekli olarak dile getirdi. Milliyetçi tüm odaklar, sağ güçler ellerinden geleni artlarına koymadılar ve çözüm sürecinin akamete uğraması için çalıştılar.
Çözüm sürecine karşı çıkan ikinci odak ise kendisini solda tanımlayan ya da CHP örneğinde olduğu gibi kamuoyu tarafından sol bilinen çevrelerden geldi. CHP Oslo sürecinden itibaren Kürt sorununun çözümüne yönelik her girişimi sabote etmek için çabaladı. Çözüm sürecini “ihanet” olarak adlandıran koronun “solda” en önde duran parçası oldu. Ama sadece CHP değil, kategorik AKP karşıtlığını, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin belki de en önemli siyasi açılım sürecini küçümsemek için elverişli bir araca dönüştüren ve özetle “AKP’yle barış mı olur” sorusunu öne çıkartan bir eğilim daha özellikle parlamento dışı solda hakim oldu.
Çözüm süreciyle demokrasi ilişkisi elbette tartışılabilir ve genel demokratik hamlelerle el ele gitmesinin önemine vurgu yapılabilirdi. Ama yaşadığımız, esas olarak çözüm sürecini olumlayan böyle bir eleştirel yaklaşım değil, bir ucunda AKP’nin olduğu çözüm sürecini kategorik olarak reddedenlerin siyasi alanı domine etmesiydi.
Bugün iki buçuk sene öncesine bakınca, tüm bu eğilimlerin, yaşamakta olduğumuz gelişmelerde ne kadar belirleyici bir paya sahip olduğunu görmek mümkün. Ölümlerin durmasının, bir diyalog kapısının aralanmış olmasının önemi milliyetçi hezeyanlar ve AKP analizleri nedeniyle elden kaçırıldı. Türkiye’nin kadim sorunları arasında en köklüsü olan ve çözüm kapısı aralandığında diğer sorunların çözümü için de işaret fişeği rolünü oynayacak Kürt sorununda 2013-2015 yılları arasında yakalanan çözüm şansı, karşımıza her zaman çıkacak bir fırsat değildi. Çözüm sürecinin bitmesi ve yeniden silahların konuşmaya başlamasıyla içine yuvarlandığımız koşullar Kürt sorununun diyalog yöntemiyle çözülmesinin, böyle bir yeni sürecin başlaması için çabalamanın bir zorunluluk olduğunu gösterdi.
Yıldız Önen
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.04.2021
11.03.2021
19.06.2020
8.06.2020
30.05.2020
24.05.2020
12.05.2020
26.04.2020
31.03.2020
18.02.2020